OSMAN YÜKSEL SERDENGEÇTİ
OSMAN YÜKSEL SERDENGEÇTİ
(Doğum tarihi 15 Mayıs 1917- Akseki Antalya), (Ölüm Tarihi. 10 Kasım 1983), Türk siyasetçi gazeteci.
Serdengeçti dergisinin sahibi ve Yazı İşleri Müdürü gazetecidir. Asıl adı Osman Zeki Yüksel'dir. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi öğrenciliği sırasında 1944 mayısında meydana gelen olaylara karıştığı için Hüseyin Nihal Atsız'la birlikte bir süre hapis yatmış, hapisten çıktıktan sonra öğrenim için aynı fakülteye başvurmuşsa da bu isteği reddedilince dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel'e hitaben yazdığı ve "Yüksek makamın alçak vekiline" diye başlayan yazı yüzünden yeniden hapsedilmiştir.
Hapisten çıkarak Toplam 33 sayı yayınlanacak olan ve birçok sayısı siyasi irade tarafından toplattırılacak olan Serdengeçti dergisini çıkartmış, dergideki yazılarından dolayı okuyucuları onu Serdengeçti olarak tanımlamışlar ve bu sebepten kendisi de sonradan Serdengeçti soyadını almıştır.
Osman Yüksel Serdengeçti, 1965-1969 yılları arasında Adalet Partisi listesinden Antalya milletvekilliği de yapmıştır. Partisine yönelttiği eleştiriler yüzünden bir süre sonra Adalet Partisi'nden ihraç edilmiştir. Milletvekilliği sırasında kravat takmadığı için uyarı almıştır, uyarıları dikkate alınmayınca genel kurula girişi yasaklanmıştır.Bu kez beline bağladığı kravatla içeri girmiş, yakasına takması gerektiğini söyleyenlere ise, “Kanunda nereye takılacağı belli değil. İstediğim gibi takarım” demiştir.[kaynak belirtilmeli] Necip Fazıl'ın yakın arkadaşlarından olan Serdengeçti hazır cevaplığıyla tanınır ve muhafazakar dünyanın en sevilen fikir adamlarındandır.Türkçülerin "Tanrı Türk'ü Korusun" demesi üzerine Serdengeçti "Tanrı Türk'ü, Allah da Müslümanı Korusun"diyerek bir döneme damgasını vurmuştur. Yeni İstanbul gazetesinde "Selam" başlığı altında yazılar da yazmıştır.
HAZIR CEVAP SERDENGEÇTİ'DEN ANILAR
Ömrünün son yıllarında parkinson hastalığına yakalanmıştır. Titreyen ellerine bakarken şu cümleyi kurar: "Bir zamanlar ülkeyi karıştıran ben, şimdi bir çayı bile karıştıramıyorum."
**
40’lı yıllarda TRT radyosunda konuşurken içinde Allah geçen bir cümle kurduğu için mahkemenin yolunu tutar. Duruşma sırasında hakim serdengeçti’nin savunmasını ister. O da anlatmaya başlar: Efendim, halk arasında 'Allah selamet versin, Allah’a ısmarladık' gibi dil alışkanlığı cümleler kurulur. Ben de olsa olsa böyle bir şey söylemişimdir.
Bu izahatın ardından hakim tekrar sorar:
Evladım sen bu ülkede Allah demenin yasak olduğunu bilmiyor musun?
Serdengeçti yutkunmadan cevap verir.
“Allah Allah...!”
**
Malatya davasından beraat ettiğinde, avukatına "Şimdi ben devletten on dört ay alacaklıyım, acaba bir devlet mensubuna hakaret etsem bu ceza oraya sayılır mı?" der.
**
"Tanrı Türk'ü korusun" sloganının ve Tanrı kelimesinin kulislerde çokça tartışıldığı dönemde, bir tartışmada şöyle demiştir: "Ne tartışıyorsunuz? Tanrı Türk'ü, Allah da Müslüman'ı korusun."
**
Milletvekilliği sırasında kravat takmadığı için uyarı almıştır, uyarıları dikkate alınmayınca genel kurula girişi yasaklanmıştır. Bu kez beline bağladığı kravatla içeri girmiş, yakasına takması gerektiğini söyleyenlere ise, “Kanunda nereye takılacağı belli değil. İstediğim gibi takarım” demiştir
**
Öğrenciliğinde zamanın milli eğitim bakanı Hasan Ali Yücel'ee "Yüksek vakaletin alçak vekiline" şeklinde başlayan dilekçe yazmıştır.
**
Demirel'e "Osman Yüksel varken muhalefete gerek yok" dedirtmiştir.
**
Hastalık yüzünden titreme arız olur zaman zaman. Bunu ima ederek, Türkeş'e "Bak titre ve özüne dön dedin, uyduk sözüne" mealinde bir sözle latife yapmıştır.
Kaynak: İsmail Gıyasoğlu/Haber365 Özel
Yorumlar
Yorum Gönder