BEKTAŞ VELİ HACI


 BEKTAŞ VELİ HACI
Xlll.y.yılda yaşamış Türk düşünür ve din adamı.Bektaşilik tarikatının piri (Nişapur 1210-Hacıbektaş Nevşehir 1271) Yaşamı ile ilgili bilgiler genellikle efsane ve söylentilere dayanır.Bu konuda kesin bilgi ,Mevlana ile çağdaş ,Babailer ayaklanmasının önderlerinden Baba İshak 'ın mürit ve Halifesi oluşudur. "Hacı" lakabıyla anılması ,hacca gittiğini gösterir.Bektaşi Vilayetnamesi 'ne  ve Âşık Paşa Tarihi'ne göre Horasan 'dan Sivas'a geldi.buradan Amasya'ya gidip Baba İshak'ın mürit ve talebesi oldu.

Hacı Bektaşi Veli'nin doğum ve ölüm tarihleri, nerede doğduğu kesin olarak bilinmiyor. Ancak Xll. yy. sonları  ve Xll. yy.da yaşadığı biliniyor. Bu yıllarda Moğol akınlarıyla birlikte birçok Türkistanlı düşünür ermiş de Anadolu'ya göç etti. Horasan’da Türkistan'ın tanınmış bilim ve din adamlarından dersler alarak yetişen Hacı Bektaş'ı Veli de aynı tarihlerde Anadolu'ya geldiğinde 25 yaşındaydı.
O yıllarda Anadolu halkı, dış saldırılardan ve iç karışıklıklardan yorgun düşmüştü. Hacı Bektaş Veli önce Amasya'ya yerleşti. Burada" Babailer hareketi "olarak bilinen, Anadolu Selçukluları'nca  kanlı bir biçimde bastırılan ayaklanmadan arta kalmış Babaileri ve Sünni olmayan öteki toplulukları derin bilgisiyle etkiledi ve çevresine topladı. Daha sonra eski adı "Suluca Höyük" olan ve günümüzdeki adıyla Hacı Bektaş'a yerleşti. Görüşlerinin bir bölümü, Bektaşilik olarak bilinen tarikatın oluşmasına yol açtı. Türk dili ve halk edebiyatına büyük önem veren Hacı Bektaş veli ,Karaman oğlu Mehmet Bey'i etkileyerek,onun "Bundan böyle dergahta ,divanda,çarşıda ve pazarda Türkçe'den başka dil kullanılmayacak "biçiminde bir ferman çıkartmasını sağladı.Hacı Bektaş'ı veli,tarihçilere göre büyük bir olasılıkla ,60–65 yıl kadar yaşadıktan sonra 1270 li yıllarda ölmüştür.Osmanlı devletinin kurulmasından çok önce ölmesine karşın Osman ve Orhan beylerin Hacı Bektaş Veli'nin görüşlerinin etkisinde oldukları söylenir.H.Bektaş Veli yeniçeri ordusunun da "Pir"i sayılır.Hacı Bektaş Veli'nin "Makalat" adlı bir kitabı vardır.Bugün Nevşehir'in Hacı Bektaş ilçesinde bulunan dergah ve türbesi müze haline getirilmiştir.

Hacı Bektaş Veli ,Bektaşilik tarikatına adını vermesine karşılık ,bu tarikatın kurucusu değil Piri'dir.Tasavvufla ilgili konuları içeren Arapça Makalat adlı yapıtında Şeriat,,tarikat,hakikatve marifet adlarını verdiği dört kapı ve bu kapılara bağlı kırk makamdan söz eder.Tanrısal gerçeğe ancak sevgi yolu ile varılacağını,bütün insanların kardeş olduklarını,kişi ile Tanrının özdeşliği ve bu nedenle kendisini sevenin Tanrı'yı da sevmiş olacağını din ayrılıklarının gereksizliği görüşünü savunur.Makalat adlı eseri aynı zamanda oniki imamlı Şii mezhebine bağlı görüşleri de anlatır.Hacı Bektaşi Veli'nin Baba İshak'ın mürit ve halifesi olması nedeniyle ,Ali ve Ailesini ilahlaştırmak gibi aşırı Şii kollarının eğilimlerini de benimsediği görülür.Nitekim Hacı Bektaş hakkında en eski bilgiyi veren Eflaki,Mevlana ve çevresindekilerin yaşam öykülerini anlattığı Menakıb ül arifin adlı yapıtında onun şeriat kurallarına uymadığını belirtir.Kendisinden sonra kurulan birçok tarikatın  ,Haydarilik,kalenderilik ve abdalan-ı Rum gibi şeriatla bağdaşmayan tarikatlar arasında yer alması bu görüşü doğrular.
Hacı Bektaş-i Veli kuruluşundan  (XlV.yy.) başları ortadan kaldırılışına kadar (1826) Yeniçeri ocağının simgesi oldu.Ocağa Ocağı bektaşiyan,Yeniçerilere ,taife i Bektaşiyan denildi.Yeniçeriler Gülbanklarını:"Nur-i Nebi Kerem-i Ali ,pirimiz,Sultanımız Hacı Bektaş-i Veli.demine Devranına hu diyelim hu' " diyerek bitirirlerdi.
Hacı Bektaş'ı Veli'ye ilişkin söylence
Bir gün dervişin biri H.Bektaşi Veli'ye "Şeyh nedir?,sadık nedir,muhip nedir?,Âşık nedir?" diye sorar."Erenler bize beyan eder mi? " Hacı Bektaş'ı Veli bu soruyu cevaplamaz.bir başka derviş çağırır.:"Dervişim Kara Reis'te bize atanmış bir para vardır.git al getir." der.derviş "Nereye gideyim,Kara Reis'i nerede bulayım."diye sorunca,Hacı Bektaş'ı Veli hoşnutsuzluğunu belli eder.Bir başka dervişini çağırır.O da Kara Reis'in yerini,oraya nasıl varacağını sorunca,bekleyen dervişe döner.görevi ona verir.Derviş bir şey sormadan yola düşer.
Gide gide bir yere varır neresi olduğunu sorunca Hindistan'ın Delhi Kenti olduğunu öğrenir.sokak sokak dolaşırken yolu kent pazarına düşer.Birinin kendini çağırdığını görür."Beri gel ey derviş,yanıma gel",şaşırır.Çağırana yaklaşır.Selamlaşırlar adam dervişi konuk eder.Yedirir,içirir,ağırlar.Ertesi sabah içinde bin altın bulunan bir kese verir.Derviş almak istemeyince  "Sen Hint diyarına bunu almak için gelmedin mi? Benim adım Kara Reşittir.bir gün Hint Denizindeydik.birden zorlu bir fırtına çıktı,Her an batabilirdik.ben duaya durup  erenleri yardıma çağırdım.bin altın da kurtuluş armağanı adadım.O dakika geminin serenleri arasında bir ulu kişi belirdi.Duasıyla gemiyi kurtardı,varıp elini öptüm,adını bağışlamasını istedim,lütfedip söyledi.Adağı nasıl ulaştıracağımı sorduğumda "Günü gelince sana bir kimse salarım " dedi.O günden beri salacağı kişiyi nasıl bulacağımı düşünür dururum.dün gece rüyama girdi.Senin geleceğini ondan öğrendim,bu para adak parasıdır" der.
Bundan sonra Kara Reis biner altınlık iki kese altın çıkarır."
şunun la dergahtaki canların kaşığı yansın,bu da senin ayak terin olsun" der .
Derviş şaşkın şaşkın sokakta gezinirken,dünya güzeli bir kızla karşılaşır.Büyülenmiş gibi onu izler.Evine dek gider.Üç gün üç gece kapısından ayrılmaz.görenler "o sana yar olmaz,çok altın gerek,gel vazgeç bu sevdadan" diye uyarırlar.Ama dervişin aklı başından gitmiştir.Üç bin altını verir.Kızı alır.Yalnız kaldıklarında aralarına bir el uzanır.Kız korkar."Korkma " der derviş,o el pirimin elidir.,Rum diyarından aramıza erişti.Bizi uyarır.Yanlış yoldasınız "der.Kız çok etkilenir.O ulu kişiyi merak eder. Altınlarını geri verir."Beni de götür o mübareğin cemalini göreyim" diye yakarır.
Derviş kabul eder."Erenler bizim eksik halimizi görüp yol cefası çektirmezler."der demez kendilerini dergâhın önünde bulurlar.Haber salınır.Hacı Bektaş onları huzura alır.Derviş el etek öperek altınları verir.Kusurunun bağışlanmasını diler.Hacı Bektaş sorar.:"Bu olanların hikmetini bildin mi? Bu rumuzun sırrına erdin mi? Derviş şaşkındır. "Buyurun erenler şahı bilelim" der.Hacı Bektaş :
—Sen sordun Şeyh Nedir? Sadık Nedir? Muhib Nedir? Âşık Nedir? Biz de rumuzla haber verdik.Şimdi bu olanlardan sonra sadık sensin,Muhib Kara Reşittir ki zor zamanında bizi yardıma çağırdı.Kurtulduğunda sözünü tuttu.adağımızı verdi.Aşık'da şu kızdır ki Elimizi görüp hikmetimize âşık oldu.Ta buralara geldi.Şeyhliği de baş ettik der.
Sonra Hacı Bektaş'ı Veli keseyi açar.bin altını derviş güvenç  Abdal'a verir."Kız senin helalindir" deyip nikâhlarını kıyar.Kızın cariyesi de oralara gelmiştir.Hacı Bektaş'ı Veli "üçünüz bir olun ,biriniz sır olun" der.
İnanışa göre bu üç kişi kırklar meydanında türbede gömülüdür ve burası bir ziyaret yeridir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BALTACI MEHMET PAŞA BALTAOĞLU SÜLEYMAN BEY

BURAK REİS

HOCA SADETTİN EFENDİ