AHMET CEVDET PAŞA

 AHMET CEVDET PAŞA
         
 Türk devlet adamı.Tarihçi,hukukçu (Lofça 1822 ya da 1823- İstanbul 1895) İlköğrenimini Lofça da yapmış.1839 da medrese eğitimi için İstanbul'a geldi.Öğrenciliği sırasında devam ettiği Murat Molla tekkesi’nde Farsça öğrendi.Öğreniminde devlet adamları ve edebiyatçıları ile tanışma fırsatı buldu.İcazet aldıktan sonra Şeyhülislam tarafından Mustafa Reşit Paşa'ya tavsiye edilmesi  yaşamında dönüm noktası oldu.siyasetle ilgilenme fırsatı buldu.1850 de Maarif meclisi üyeliği ve erkek öğretmen okulu müdürlüğüne atandı.Bursa’ya yaptığı bir gezide Fuat Paşa ile birlikte Kavaid-i Osmaniye adıyla ilk Osmanlı gramerini yazdı.Boğaziçi halkı için bir vapur şirketi kurulmasına ilişkin projeleri hazırladı.Encümen- daniş'in kurulmasında önemli rol oynadı. Üyesi olduğu bu kurulun kararı üzerine 1774–1826 arası Osmanlı tarihinin yazımını ve İbni Haldun'un Mukaddime'sinin çevirisini üstlendi.Fuat Paşa ile Mısır'a gitti dönüşünde tarihinin üç cildini Abdülmecit'e sunması üzerine vakanüvisliğe getirildi.1856 da İslam Hukuku muamelatına ilişkin Metn-i Metin komisyonuna atandı ve hukuk çalışmalarına başladı.1857 de "Meclisi alii tanzimat" üyesi seçildi.Ceza kanunnamesinin tamamlanmasına çalıştı.Arazii seniye komisyonu başkanı olarak Arazi Kanunnamesi’ni hazırladı.Meclisi valeyi ahkâmı adliye üyeliğine getirildi.(1861).Aynı yıl olağanüstü komiser sıfatıyla İşkodra'ya ,daha sonra da Bosna Hersek müfettişi olarak Bosna'ya gönderildi.Bu bölgenin iç işlerini düzenlemekteki başarısı onun Derviş Paşa ile Kozan ıslahatıyla görevlendirilmesini sağladı.Vakanüvis'likten ve ilmiye mesleğinden ayrılarak vezirlik rütbesiyle Halep Valiliğiyle görevlendirildi.İstanbul’a çağrılarak yeni kurulan Divanı ahkâmı adliye reisliğine getirildi.(1868).Mahkemelerin ıslahı ve yeni kuruluşların (nizamiye mahkemeleri) düzenlenmesi bu dönemde ele alındığı gibi onun başkanlığında kurulan bir bilim kurulu Hanefi fıkhına göre hazırlanmış  Mecelle'nin dört kitabını yayımladı.
         Şeyhülislam’la anlaşamaması ardından görevden alınarak Bursa valiliğine gönderildi. Ancak onun dışında hazırlanan Mecelle'nin 5.ve 6.cildi şiddetli eleştiriler alınca Şurayı Devlet Tanzimat dairesi başkanlığıyla birlikte yeniden Mecelle cemiyeti başkanlığına yeniden getirildi.(1871).Onun gözetiminde Mecelle'nin 6.kitabı yeniden yazılıp diğer bölümleri de tamamlanılmaya çalışıldı. Maarif Nazırlığı'na atandı. Bu görevdeyken sıbyan okulları ıslahı, rüştiye ve idadilerde okutulacak derslerin düzenli bir programa bağlanması ve bu derslere ilişkin kitapların hazırlanması gibi önemli çalışmalarda bulundu. Daha sonra Devlet Şurası Başkanlığına (1874) Yanya Valiliği (1874) Yeniden Maarif Nazırlığı(1875) görevlerini üstlendi.
         Sadrazam Mahmut Nedim paşa ile anlaşmazlığa düştü. Suriye Valiliğine atandıysa da daha bu göreve başlamadan Mahmut Nedim paşa düşünce üçüncü kez Maarif Nazırlığı'na getirildi. Yeni Padişah Abdülhamit ll, Paşa’yı yeniden Adliye Nazırlığı'na atadı. Kanuni Esasi'nin hazırlanması çalışmalarına katıldı. Ethem Paşa başkanlığındaki hükümette dâhiliye nazırı olarak görev aldı.1877–1878 Türk- Rus savaşı’na karşı olduğundan önce evkaf nazırlığına alındı(1877) sonra da Suriye valisi atanarak 1878 İstanbul'dan uzaklaştırıldı. Kısa bir süre ticaret nazırlığı yaptıktan sonra yeniden adliye nazırlığına getirildi. Bu görev sırasında İmparatorluk adliyesine tam bir biçim vermeyi başardı. İlk hukuk mektebini açtı. Ahmet Vefik Paşa'nın Başvekil olması üzerine adliye nazırlığı görevinden ayrıldı.(1882).Birkaç yıllık ayrılıktan sonra beşinci kez adliye nazırı oldu.(1886).Bu dönemde Padişahın özel encümenlerine maliye komisyonlarına ve Girit sorunuyla ilgili siyasal görüşmelere katılarak birçok alanda büyük etkinlik gösterdi. Ancak sadrazamlığa getirilen Kamil  Paşa ile anlaşmazlığa düştüğü için bir kez daha bu görevden ayrıldı. Abdülhamit tarafından Meclisi Aliye üyeliğine getirildi.1890 ve yaşamının son yıllarını daha çok bilimsel çalışmalara verdi. Kısa bir rahatsızlığın ardından Bebek'teki evinde öldü.(1895).
         Tanzimat'ın en önemli devlet adamlarından biri olan Cevdet paşa batıcılara karşı geleneğin temsilcisiydi. Sıkı sıkıya bağlı olduğu geleneğin özünde aynı kalması için bazı şeylerin değişmesi gerektiğini anlamıştı. Tanzimat Batıcılığı ile geleneği bağdaştırmaya çalıştı. Muhafazakâr ve reformculuğu savundu.
         Siyasette hiçbir zaman birinci sınıf olamadı. M.Reşit Paşa için güvenilir ve yetenekli bir yardımcıydı. Abdülaziz döneminde denge unsuru oldu. Abdülhamit döneminde ise Padişah2ın sadık bir bendesiydi. Kanuni Esasi ve onun savunucusu olan Mithat Paşa’ya sonuna kadar karşı çıktı. Mithat paşa'nın yargılanması ve tutuklanmasında  etkisi gözlerden kaçmadı.
        Metn-i Metin komisyonu'nda çalışırken hukuksal sorunlarla ilgilenmeye başlayan Cevdet Paşa bu alandaki asıl ününü büyük ölçüde kendi eseri olan Mecelle ile yaptı.Medeni hukuk alanındaki boşluğun Fransız medeni kanunu'nun çevrilerek doldurulmasını savunan barıcılara karşı olduğu kadar ,bu alanın ulemanın elinde başıboş bırakılmasına da karşıydı.Medeni Hukuk'un İslam hukukundan çıkarılması gerektiğini savundu ve kabul ettirdi.Başkanlığındaki Mecelle Heyeti 1868–1876 arasında Mecelle'nin onaltı kitabını hazırladı.Encümen-i Daniş'in görevlendirilmesi üzerine başlayan tarih çalışmalarını ölümüne kadar sürdürdü.1774–1826 arası Osmanlı İmparatorluğu'nu konu aldığı tarihi (Tarih-i Cevdet) Osmanlı tarihçiliğinin en önemli eserlerinden ve en büyük başarılarından  biridir.İmparatorluğun dayandığı kurumların bir çözümlemesini yaparak Osmanlı toplumunu batılılaşmaya getiren nedenler üzerinde durur.Vakanüvisliği dönemindeki tanıklıklarına dayanan Tezakir döneminin siyasal ve toplumsal tarihi için önemli bir kaynak olduğu gibi yazarın gözlem yeteneğini de yansıtır. Abdülhamit'in isteği üzerine yazdığı Maruzat'ta 1839–1876 yılları olaylarını değerlendiren Cevdet Paşa ayrıca Kısas-ı enbiya  ve Tevarih-i hulefa adlı birde İslam Tarihi yazdı.

        Cevdet Paşa edebiyat alanındaki çalışmalarına şiirle başladı. Sade bir dille yazdığı şiirlerini Divançe'sinde topladı. Dil alanında en önemli çalışması olan Kava id-i Osmaniye Bilimsel nitelikteki ilk Osmanlı Grameridir. Bu yapıtta Osmanlıcayı oluşturan üç dilin kurallarını özetler. Türkçenin bir bilim dili olabilmesi için yeni kavramları karşılaması gerektiğini gösterir. Halk diline yakın, açık yalın bir dili savunur. Bu kitabın sadeleştirilmiş biçimi olan  Kavaid-i Türkiye (1873) uzun yıllar ders kitabı olarak okutuldu. Yazarın Belagat-ı Osmaniye adlı eseri edebiyat kurallarını kapsar. Bu yapıtta hece veznini Türkçeye en uygun vezin olduğu ileri sürülür. Hazırladığı tarihi kitapları onun samimiyetini anlatımdaki yalınlığını gösterir. Ayrıca Mecelle’deki i anlatım onun usta bir kalemden çıktığını belli eder.
        

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BALTACI MEHMET PAŞA BALTAOĞLU SÜLEYMAN BEY

BURAK REİS

HOCA SADETTİN EFENDİ