NAMIK KEMAL


NAMIK KEMAL
Şair ve yazar.(Tekirdağ 1840-Sakız adası 1888) Gerçek adı Mehmet Kemal Babası Mustafa Asım Bey astroloji merakı ardında çalışmış kamış kalem yapmada usta tanınmış bir kişi bıraktığı mirasa ll.Mahmut döneminde  devletçe el konmuş Şemsettin Beyin oğluydu.ll.Abdülhamit döneminde saraya müneccimbaşı olmuştur.Anası ölünce dedesinin yanında büyüdü.Onun çeşitli illerdeki görevi nedeniyle gittiği yerlerde zamanın iyi eğitilmiş hocalarından dersler aldı.17–18 yaşlarında İstanbul'a babasının yanına geldiği zaman hem evli hemde klasik şiir yolunda yazılmış bir divançe sahibi olduğuna dikkat çekilir.Fransızca öğrendi.Kendinin de şiir yazması sonucunda sanatçılarla dost olmuş kendiside Namık takma adını almıştır.Babıali'deki memurluğu tercüme odasında geçince yeni bir dünyaya girmiş oldu.Tasvir-i Efkar'da yazmaya başladı.Şinasi ikinci kez Paris'e gidince gazetenin yönetimini üstlendi.Gelişen olaylar sonunda Erzurum Vali yardımcılığına atanınca arkadaşlarıyla birlikte Mısırlı Fazıl Mustafa Paşa'nın çağrısına uyup Avrupa'ya kaçtı.Londra'da  Hürriyet gazetesinin yayınına gönülden katıldı.haftalık olan gazete 88. sayısından sonra Cenevre'de yayınlanacaktır. İstanbul'a dönmesinde bir sakınca olmadığı devlet adamlarınca açıklanınca yurda döndü.(1870) Diyojen dergisinde yazdı ardından İbret gazetesinde yazılarını sürdürdü.1872 de gazete dört ay süreyle kapatılıp kendiside Gelibolu mutasarrıflığına gönderilince edebiyat ürünlerine emek verdi.1873 te Vatan yahut Silistre tiyatro oyunu ile yarattığı heyecan sonunda Magosa'ya sürgüne gönderildi.38 aylık yalnızlık ve kısıtlanmayan ziyaretçi sonunda çok başarılı çalışmalara zemin hazırlamış ve en önemli ürünlerini vermesini sağlamıştır. Abdülaziz'in tahttan indirilmesi ardından İstanbul'a döndü Kanun-i Esasi'nin hazırlanmasında görev aldı Padişah ll.Abdülhamit'le görüşmelerde bulundu.Meclis 1877 de açılmış fakat Osmanlı Rus savaşı yüzünden tatil edilince Namık Kemal de Jurnal üzerine tutuklandı.İki padişah hal' olduğu gibi üçüncüsü de tahttan indirilebilir.demekle suçlandı.Suçsuz bulunduğu bir duruşmadan sonra Midilli'ye gönderildi.Padişah kendisine aylık bağladı.İki buçuk yıl sonra adanın yönetimine atandı.ama yayın yaşamına izin verilmedi.Çalışmalarından uzak kalması onu edebiyat ve tarihle uğraşmasına zemin hazırladı.Rodos ve Sakız mutasarrufluklarına atandı.2 Aralık 1888 de orada öldü.Vasiyetini Padişah'a ileten Ebuziya Tevfik'in ricası üzerine Bolayır'daki türbesine gömüldü.Grekli giderleri Padişahça karşılandığı gibi cenazesi de saray yatlarından biriyle taşındı.türbesinin planını şair Tevfik Fikret yapmıştı.
Tanzimat devrine damgasını vuran şair devrinin en ünlü şahsiyetlerinden biridir.tutarlı,cesur ve karalıdır.Kısacık ömrüne sığdırdığı büyük emek ,yaşamıyla eserinin birbirini bütünleyen ölçülü dengesiyle bize yeni bir insan ve yeni bir  edebiyatçı örneği getirir.topluma açık kişiliğiyle her önemli soruna el atmış:İpuçlarını yakaladığı bütün konularda büyük bir sesin yankısını yaratmıştı.Siyaset,hukuk,yönetim, gibi bütün toplumsal açılardan zamanının ihtiyaçlarına  cevaplar bulmaya çalıştı.İnanmış bir "misyon" adamı ,yürekliliğiyle Tanzimat döneminin aradığı bireşimi bulmaya uğraştı.Hem Osmanlıcı,Hem özgürlükçü hem İslamcı hem meşrutiyetçi hem ülkücü hem gerçekçi hem doğulu hem batılı oldu Ara sıra çelişkili durumlara düşse bile kendine hiç ihanet etmedi.
Bağımsız Osmanlıcılığı yurtseverliği,bir ülküye adanmış vazgeçmez kişiliği batı dünyasına karşı bir İslam birliği sağlama özlemi insanoğlunun irade ve eylem gücüne inanan örnek direnişi kendinden sonraki edebiyatçılarda da izlerini taşır.
Eserleri:Vatan yahut Silistre,Zavallı Çocuk,Akif Bey,Gülnihal,Celalettin Harzemşah,Kerbala,İntibah,Cezmi,Tahrib-i Harabat,Takip,Renan Müdafaanamesi,İrfan paşa'ya mektup,Mukaddeme-i Celal,Devr-i İstila,Barika-i Zafer,Evrak-ı Perişan,Kanije,Silistre Muhasarası,Osmanlı Tarihi,Rüya


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

BALTACI MEHMET PAŞA BALTAOĞLU SÜLEYMAN BEY

HOCA SADETTİN EFENDİ

ALPTİGİN ALP ER TUNGA