GAZZALİ( GAZALİ) ABÜ HAMİT BİN MUHAMMET

GAZZALİ( GAZALİ) ABÜ HAMİT BİN MUHAMMET 

İslam Filozofu (Tus 1058-ay.y.1111) Bir iplikçinin (Gazzal) oğludur.Babası iyi yetişmeleri için emek verdi.fıkıh konusunda devrin en ünlü hocalarından ders aldı.Curcan'dan, Tus'a dönerken haydutlarla karşılaştığı ve heybede taşınan kitaplarla bilgin olunamayacağını anlayarak üç yıl eve kapanıp tüm kitapları ezberlediği söylenir.Nişaburda zamanın ünlü bilginlerinin Nizamiye medreselerinde verdiği dersleri izledi.Başarıları Nizam ül mülk'ün kulağına gidince onun düzenlediği bilimsel toplantılara katıldı.Burada görülen yeteneği onun Nizamiye Medreseleri'nde görevlendirilmesini sağladı.Burada ki başarıları onun dinlemeye ders almaya gelenlerin sayısını hızla arttırdı.Yaşam boyu öğrenmekle bilgi edinmekle çaba gösterdiği halde kesin bilgiye ulaşıp ulaşamadığı konusunda kuşkulara kapıldı.İnsanın duyumlama akıl,sezgi yetilerinin sınırlarını araştırdı.Bu yolda yekte olarak görülenleri yetersiz saydı.Kesin bilgiyi elde etmek için bilginin yeniden kurulmasını gerekli gördü. Her şeyden elini çekip dört yıl boyunca dilinin tutulduğu ,mide ağrılarının arttığı,acılar çektiği söylenir.Sonunda çözümü tasavvufta  buldu Tutarlı bir mistik yaşam sürmek isteğiyle Hacca gitmek gerekçesiyle yerine kardeşi Abul Futuh Ahmet el Gazzali yi bırakarak Şam'a gitti.İki yıl sonra Kudüs'e geçti.Emeviye Camisi'nde yalnızlık içinde sürdüğü yaşamını çöllerde tam bir yalnızlığa gömülerek "gayb âlemini seyre dalarak" sürdürdü.
Hacca gitmeye karar vererek Bağdat'a dönüşünde kardeşinden görevini aldı.Dersleri yine büyük bir izleyici topladı.Yeniden on yıl kalacağı Tus'a gitti.Fahr'al mülk'ün ricası üzerine Bağdat'ta Nizamiye medreselerinde derslerini sürdürdü.Tus'a dönerek evinin yanında yaptırdığı medresesinde ders ve ibadetle yaşamını tamamladı.
Felsefesinde başlangıç noktası,beş yüzyıl sonra yeniçağ başlarında  Batı felsefe geleneğinden ortaya atılan sorudur:kesin bilgiye,gerçeğin bilgisine nasıl ulaşabilirim?. Gerçeğe kuşku duyarak ulaşabilirim.Gerçek ya Descartes gibi düşünceyi belli bir yöntemle değiştirerek ya da Gazzali gibi akla sırt çevirip iç görü ile özünden kavramaya yönelerek bulunabilir.İlki bilimsel araştırmaların çetin yolu ikincisi tasavvufun insanı mistikçe bilgeliğe ulaştıran zorlu yoludur.
Gazzali'ye göre akıl gerçeği kavramamızı sağlayacak güçte değildir.Çünkü gerek varlığın ve var olan temel ilkesini,gerekse var oluşun kendisinden başlayarak geliştiği ilk nedeni kavramakla akıl yeterli olamamaktadır.Akıl her zaman sağlam ve sahih bilgiler vermez.Aklına güvenen insanların da yanılması çok olağandır.Bazı filozoflar matematik ve mantık gibi kesin sonuçları olan bilimleri salt aklın ürünü olması nedeniyle akla güvenmenin gerekçesi olarak göstermektedirler.Oysa bu bilimlerin verilerinin kesinliğine karşın gerçeği dile getirdikleri söylenemez.Kesin sonuçları  olmakla gerçeğe götürmek ayrı şeylerdir. Onların,sağın bilgilerine bakarak aklın gerçeği kavrayacağı savunulamaz.Ayrıca akıl bilgi diye çok zaman yanılgılar da ortaya koyabilmektedir.
Gerçeğe ulaştırmak için duyu verilerine de güvenilemez.Çünkü duyu verileri değişkendir.Duyu verileri genel olanın bilgisini vermede yetersizdir.Öyleyse kesin bilgi için,mutlak olanın bilgisine ulaşmak için elde bir tek şey kalmaktadır.:İnanış ve İnanç (İman) insan gerçeği,dinin temellerini ancak vahiyle ,İstiğrak la kavrayabilir.Bu inanışta temellenen bir tür iç görüştür,özüyle kavrayış yanıltır.Gerçek dindedir,vahiyde dile gelir.Bu gerçeğe ulaşılınca aklın ne denli yetersiz olduğu,insanı nasıl yanıltabildiği daha rahat görülebilir.Her türlü kuşkudan uzak,genel,kesin,zorunlu  apaçık olunan bilgi her türlü var olanın ve her türlü oluş sürecinin ardında bulunan gizemli bir bilgidir.Tüm gerçeğin bilgisine en yetkin biçimde sahip olan yalnızca Tanrı 'dır.Tanrı var olan her şeyi tek ve bütün olarak bildiği gibi,var oluşu ve var olacakları da yetkince bilir.İnsansa onu ancak sınırlı olarak bilebilir.Sonsuz olan yalnızca bir iç duyuşla,bir sezişle beli bir ölçüde içte yaşanabilir.Gazneli burada mistik bir güce başvurur.:gönül ya da kalp,İçte duymak,içte yaşamak için akıl kökenli olan sezişin ötesine geçmek gerekirdi.Kalp ya da gönül dediği zaman o bir içsel tözü ve içsel kavrayış gücünü düşünmektedir.Kalp öylesine bir güçtür ki insan ruhu onunla en yüksek duyuşa ulaşır.Duyuş olmasıyla bilgiyi engellemez.En yüce bilgi en yüksek duyuşla kalpte belirir."Açıkça gördüm ki,süfilere özgü gerçek kitaptan öğrenilemez.Yalnızca insanın değişmeleri deneyim,coşku,dalınç ve işten değişimlerle gerçeğe ulaşabilir.diyen Gazzali ,akla dayanan Filozofları özellikle Farabi ve İbn-i Sina'nın görüşlerini eleştirir.20 madde de topladığı eleştirisinde onları zaman zaman dinsizlikle suçlamaya kadar gider.
Gazzali'nin bilim anlayışı da bilgi anlayışında temellenir.Buna göre iki tür bilim vardır:Eğitim görerek,bir konu üstünde durup ,düşünüp araştırarak yapılan bilim ,insana özgü bilim ve vahye dayanarak içgörüyle elde edilen ilahi bilim.böylece doğaya tümüyle sırtını çevirmeyen bir başına tasavvufu savunmayan,gerçeğe ulaşmada daha az yeterliyle daha yetkin olan yolların hakkını vererek açıklayan bir bilgin kişilikle karşılaşılır.Gazzali de salt akla dayanan matematik ve mantık yanında deneyime dayanan doğa bilimleriyle siyasal bilimleri :ahlakı inançla vahye ve dine dayanan ilahiyatı bilim anlayışında yerli yerine oturtur.
Gazzali'nin evren anlayışı da bilgi ve bilim anlayışı da bilgi ve bilim anlayışına göre biçimlenir.Evreni Tanrı yaratmıştır.Ne var ki sınırsız ve sonsuz olan Tanrı'nın yaratma da sınırlı ve sonlu bir evren ortaya koyması beklenemez.Evren sonsuz ve sınırsız yaratılmıştır.Ayrıca oluş,yani yaratma süreci de durmamıştır.Durmayacaktır.Her şeyin oluşumu da varlığı da kendisinin nedeni olarak Tanrı'nın özgür istencine bağlıdır.Böylece iki varlık tanımaktır.Gazzali:yaratıcı varlık olan Tanrı ile yaratılmış olan varlık olan nefesler ve felekler ruhun ölümsüz olduğunu savunurken öte dünyayı da savunur. İnsanın nefesi,yani özvarlığı ruhsal bir töz olarak sürdürür kendini ölüm olayından sonra öz varlık ya da nefs yeniden dirilir.
Tasavvuf anlayışını önemli ölçüde etkilemiş olan Gazzali'nin başlıca eserleri:İhya-yi Ulumü'd Din (Din Bilimlerinin Diriltilmesi), Tehafütü'l-Felasife(Filozofların Çöküşü), Risalatü'l-Ledüniyye (Öz Bilgisi Üstüne Risale), MizanüL-Amel (Eylemin Ölçütü), Eyyüh al-Veled (Ey Oğul), İhsanü'l Ulum (Bilimlerin Sayımı).
Nizamü'l-mülk bilginler arasındaki münazaralara katılmaktan zevk duyardı.Gazzali ile genç bir şöhret iken ilgilenmiş ve böyle bir münazaraya onu da davet etmişti.Gazzali çeşitli konularda muhaliflerini altederek derin bilgi ve ihtisasını gösterdiğinden Nizamü'l-mülk tarafından Bağdat Nizamiye medresesine müderris tayin edilmişti.*

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İMAMI AZAM EBU HANİFE İMAMI BUHARİ

HOCA SADETTİN EFENDİ

BURAK REİS