SÜLEYMAN Kanuni
SÜLEYMAN Kanuni
Onuncu Osmanlı Padişahı (Trabzon 1494- Sigetvar 1566)
Babası Selim l,Annesi ise Hafsa Sultandır.Babasının Trabzon'da sancak
beyi olduğu dönemde dünyaya gelmiştir.İyi bir eğitim sonrasında Karahisar
sancakbeyliğine atandı.
1520–1566 yıllarında arasında 46 yıl padişahlık yapan
Süleyman l tarihte Kanuni Sultan Süleyman diye anılır. Yavuz Sultan Selim'in
oğludur. Trabzon’da doğmuştur. Annesi Hafsa Sultan’dır. Dönemi Osmanlı
İmparatorluğunun en parlak en güçlü dönemidir. Yasalara bağlılığı nedeniyle
kendisine "kanuni" denilen Padişah ı Batılılar "Muhteşem
Süleyman" diye anmaktadır. İmparatorluk sınırları onun döneminde
Viyana'dan, Basra körfezi'ne, Yemen'e Kırım'dan Cezayir'e ve Trablusgarp'a
kadar uzanıyordu. İmparatorlukta günün ölçülerine göre hayli ileri adil bir
düzen egemen olmuş, İmparatorluğun birçok kurumu yeniden düzenlenmiş, yeni
ilkelere bağlanmıştır. Yine Osmanlı donanması denizlere hâkim olmuş
denizlerdeki hâkimiyet ticari hayatta da Osmanlı egemenliğini sağlamıştır.
Kanuni çıktığı 13.sefer olan Zigetvar kuşatmasında
kalenin fethini göremeden vefat etmiştir (1566).Mayıs 1566 da 13.ve son
seferine çıktı ve Zigetvar Kalesi’ni kuşattı, çok sağlam bir kale olduğu için
kuşatma çok uzun sürdü ve 7 Eylül 1566 da Kale alındı. Fakat
Kanuni çok hastaydı. Bütün yalvarmalara rağmen bizzat ordunun başında
bulunmakta ısrar ederek büyük bir kahramanlık gösterdi ve sonunda hastalığı çok
ilerlediği için kalenin alındığını göremeden kuşatmanın son günü hayata
gözlerini yumdu.
Son seferine ölmek için,başka bir deyişle ,öleceğini
bile bile çıkmıştır.Bunun bütün delilleri, ortadadır.Ataları gibi savaş
meydanında,ordusunun içinde ,otağında ölmek istemiş,saray hareminde ölmekten
korkmuştur.Son nefesine kadar devletinin selametini ve yüceliğini düşünmüştür.
Sefere çıktığı sırada hasta ve zayıf olan padişah,
sefer sırasında rahat bir arabaya nakledilmiş, sefer yorgunluklarını azaltmak,
vasıtasının sarsılmamasını sağlamak amacıyla, sadrazam bir konak önden giderek
güzergâhını tanzim ve tesviye ettirmiştir. Hastalığının Nikris, dizanteri,
nüzul ve hatta kanser olduğu hakkında türlü rivayetler ve görüşler vardır.
46 yıllık saltanatı ile Osmanlı Padişahları arasında
en fazla tahtta kalan padişahtır.tüm dünyada Muhteşem Süleyman olarak
tanınmaktadır.Dönemi Dünyada Türk çağı olarak anılabilecek boyuttadır.Dönemi
sanatta , siyasette, kültürel ve toplumsal alanda Türk karakterini ortaya
koymaktadır.
Kanuni yaptığı yasalarla "Kanuni" sanını
almıştır. Aynı zamanda İstanbul'da yaptırdığı Süleymaniye ve Şehzade
camileriyle de ünlüdür. Osmanlı ülkesinin pek çok yerinde eserler yaptırmıştır.
Aynı zamanda şairdir ve biri Farsça olmak üzere dört divanı vardır. Onun
döneminde imparatorluk büyük bir refah ve mutluluğa kavuşmuştur. Fatih’ten
sonra en büyük devlet adamı ve siyaset adamı, Fatih ve Yavuz'dan sonra en büyük
asker olan Kanuni Bilgin ve sanatkârdır. Onun döneminde musiki ve edebiyat
büyük aşamalar göstermiştir. Çünkü hem sanatsever hemde sanatkârları koruma altına
almış bir hükümdardı. Aynı zamanda büyük bir şair olan Kanuni
"Muhibbi" adıyla yazdığı "Büyük Divan" XlX yy.da
torunlarından ll. Mahmut’un şair kızı Adile Sultan tarafından bastırılmıştır.
"Halk içinde muteber bir nesne yok
devlet gibi"
Olamaya devlet cihanda bir neffes sıhhat gibi" beyti Kanuni'ye aittir.
Olamaya devlet cihanda bir neffes sıhhat gibi" beyti Kanuni'ye aittir.
Ölümü devlet yönetimi tarafından saklanmış ancak
ll.Selim'in İstanbul'dan çağrılmasından sonra Belgrad'da öğrenilmiştir.
Sanat ve sanatçıya bilim adamlarına verdiği önemle
tanınan padişah zamanında birçok cami, medrese, köprü, hamam, çeşme ve
İstanbul'a su getiren tesisler ve Büyük çekmece’deki köprü onun zamanında
yapılmıştır.
Islahatçı yeniliklere açık ve aydınlık fikirli bir
padişahtı. Ülkeye birçok yenilik onun zamanında girmiştir. Bunlardan biride
evlerimize giren Kahve dir. İlk defa 1554 yılında İstanbul'a girmiş ve
ertesi yıl şehirde ilk kahvehane açılmıştır. Daha sonraları İstanbul’dan,
Viyana Kuşatması sırasında Avrupa'ya yayılmıştır.1555 ten sonra İstanbul'da
kahvehaneler çoğalmıştır. Buraları İngiliz kulüplerine benzer toplantı yerleri
olmuştur. Bütün fikir ve sanat adamlarının kahvelere devamı, kahve içerek ilim
ve sanat sohbetleri yapmaları, yeni eserlerini ve fikirlerini tartışmaları,
moda olmuştur. Yalnız büyük devlet adamlarının kahvehanelere devam etmesi
yasaktı. İstanbul’da açılan ilk kahvehane Tahtakale'de dir. Daha sonra bütün
semtlerde açılmıştır.
Mükemmel idaresiyle batılıların dikkatini üzerine
çeken Kanuni'yi şahsen gören Malta şövalyelerinden "Anthoine
Geuffroy", onu şöyle tarif etmektedir. "Uzun boylu,zayıf,esmer
çehreli,geniş ve yüksek alınlı." yine yabancı bir kaynakta Kanuni şu
şekilde anlatılıyor.:"Zamanın hiçbir hükümdarı , Yavuz'un tek varisi Kanuni
Süleyman'dan daha iyi bir eğitim görmemiş ve büyük bir devleti idare için onun
gibi pratik şekilde yetişmemiştir." Tarihçi Lorga,Kanuni'nin Charles
Quint'ten daha büyük bir şahsiyet olduğunu ,başında bulunduğu Türk
imparatorluğunun , Avrupa'nın aynı zaman içindeki gelişmesiyle mukayese
dahi edilemeyecek derecede geliştirilip kendinden sonra gelene teslim
edildiğini yazıyor.
Yuvarlak çehreli, ela gözlü, arası açık kaşlı, doğan
burunlu ve seyrek dişli olarak tasvir edilen Sultan Süleyman, uzun boylu, yakışıklı,
söz ve hareketleri ölçülü ve nazik bir insandı. Âlim şair ve hâkimlerle
bulunmaktan hoşlanır, hoş sohbet, yani maddi ve manevi bütün iyi özellikleri
şahsında toplamış bir padişahtı.
Yorumlar
Yorum Gönder