DAMAD IBRAHİM PASA
DAMAD IBRAHİM PASA
Sultan
Üçüncü Mehmed Han zamanında üç defa sadarete gelmiş Osmanlı sadrazamı. Sultan
Üçüncü Murad'ın kerimesi Ayşe Sultan'la evlenmesi sebebiyle Damad olarak anılan
İbrahim Paşa, Kanije kalesini fethetmesi sebebiyle de Kanije Fatihi unvanı ile
meşhurdur.
Aslen Bosnalı olan İbrahim Paşa’nın doğum tarihi bilinmemektedir. 1531'de devşirilerek Enderun-i humayinda yetiştirilen ve yavas yavas temayüz ederek Sultan Üçüncü Murad'ın cülusu esnasında Rikapdârlığa, cülusunu müteakip 1574'de Silâhdarlıga ve oradan 1580'de Yeniçeri Ağalığına getirildi. 1581' de Rumeli Beylerbeyliğine tayin olunan İbrahim Pasa, bir yıl sonra Sultan Üçüncü Murad'ın kerimesi Ayşe Sultan'la nişanlandı. Bir müddet sonra vezaret payesi tevcih olunarak Kubbealtı vezirleri arasına girdi. Mısır valisi Mürteşi Hasan Paşa’nın Mısır'da meydana getirdiği karışıklıkları gidermek ve Mısır varidatını yeniden tanzim etmek üzere 1583'de Mısır valiliğine tayin olundu. Bir buçuk yıl sonra da Lübnan'da Dürzî isyanını bastırdı. Bu isyanların bastırılmasından sonra orada elde ettiği servet ve ganimeti İstanbul’a getirerek, orada yaptırdığı bir tahtıyla beraber padişaha takdim etti. Bu hizmetlerine mukabil padişah, ikinci vezirlik payesini tevcih etti.
Aslen Bosnalı olan İbrahim Paşa’nın doğum tarihi bilinmemektedir. 1531'de devşirilerek Enderun-i humayinda yetiştirilen ve yavas yavas temayüz ederek Sultan Üçüncü Murad'ın cülusu esnasında Rikapdârlığa, cülusunu müteakip 1574'de Silâhdarlıga ve oradan 1580'de Yeniçeri Ağalığına getirildi. 1581' de Rumeli Beylerbeyliğine tayin olunan İbrahim Pasa, bir yıl sonra Sultan Üçüncü Murad'ın kerimesi Ayşe Sultan'la nişanlandı. Bir müddet sonra vezaret payesi tevcih olunarak Kubbealtı vezirleri arasına girdi. Mısır valisi Mürteşi Hasan Paşa’nın Mısır'da meydana getirdiği karışıklıkları gidermek ve Mısır varidatını yeniden tanzim etmek üzere 1583'de Mısır valiliğine tayin olundu. Bir buçuk yıl sonra da Lübnan'da Dürzî isyanını bastırdı. Bu isyanların bastırılmasından sonra orada elde ettiği servet ve ganimeti İstanbul’a getirerek, orada yaptırdığı bir tahtıyla beraber padişaha takdim etti. Bu hizmetlerine mukabil padişah, ikinci vezirlik payesini tevcih etti.
Bir müddet sonra itibarını kaybetti. Onun devlet islerinde eski nüfus ve
itibarını yeniden kazanması Sultan Üçüncü Mehmed zamanında oldu. Nitekim Üçüncü
Mehmet’in cülusundan sonra İbrahim Paşa üçüncü vezirlik (vezir-i sâlis) payesiyle
kubbealtına alındı. 1595'de sadrazam Ferhad Paşa’nın Eflâk seferine çıkması
üzerine Vezir-i sâni (ikinci vezirlik) payesiyle Sadaret kaymakamlığına
getirildi. Nihayet Sinan Paşa’nın vefatı ile 5 Nisan 1596' da sadaret (veziri
azamlık) makamı verildi.
Sinan Paşa’nın hazırlamakta olduğu Avusturya seferi işlerini ele alan İbrahim
Paşa, padişahın da iştirak edeceği sefere göre Osmanlı ordusunu düzenlerken
diğer taraftan İstanbul’da emniyet tedbirleri aldırdı. Ayıca devletin bütün
gelir kaynaklarını, evkaf ve emanetleri vezirlere teftiş ettirerek kanun ve
nizam dışı hareket edenler şiddetle cezalandırıldı. Bu tedbirlerin yeterli
olmadığına kani olan İbrahim Pasa, Belgrat’a giderek serhad kuvvetlerini de
tanzime çalıştı. Sefer öncesi yapılan toplantıda onun teklifi üzerine Sultan
Üçüncü Mehmet’e "Egri Fatihi" unvanını kazandıracak sefer, Egri kalesi
üzerine yapıldı ve kale fethedildi. Fetihten sonra kalenin tamir ve mülkî
teşkilâtının yapılmasında İbrahim Paşa çok gayret sarfetti.
İbrahim Paşa’nın sadrazamlığı zamanındaki en mühim hadiselerden birisi Egri
fethinden sonra Avusturyalılarla 1596'da yapılan Haçova Meydan Muharebesidir.
Osmanlıların zaferi ile sona eren bu muharebede İbrahim Pasa orduyu
muvaffakiyetle idare etti. Ancak Cagalâzâde Sinan Paşa’nın zaferin galibi
iddiasıyla padişahtan sadareti taleb etmesi üzerine İbrahim Pasa azledilerek,
Sinan Pasa Veziri azamlığa getirildi. Ancak 45 gün süren mazurluktan sonra
İbrahim Pasa yeniden sadrazam oldu. Bir müddet sonra yine azledilen İbrahim
Pasa, Avusturya üzerine sefere çıkması şartı ile üçüncü defa sadarete
getirildi. Üçüncü sadaretinde Mürteşi Hasan Paşa’nın kötü idaresi ile bozulan
devlet dairelerini tanzime, seferden kaçan dirlik ve zeamet sahiplerini
cezalandırmaya, ordunun ihtiyaçlarını gidermeye ve vilâyet islerini düzeltmeye
başlayan İbrahim Pasa, sefer hazırlıklarını tamamladıktan sonra 1599'da
İstanbul’dan Belgrat’a doğru harekete geçti. Edirne'ye geldiğinde Avusturya
seraskeri olan Satirci Mehmed Paşa’yı başarısızlığı sebebiyle katlettirdi. Daha
sonra Belgrat’a, oradan Macaristan'a giren İbrahim Pasa, Estergon üzerine
yürüdü. Ancak bu hareketi, muharebe yapmak veya kale fethetmek gayesinden
ziyade kalelerin tamir ve uzun süren muharebeler neticecinde dağılan veya
Osmanlılar aleyhine cephe alan yerli halkın yeniden kazanılması gayesine matuf
idi. Bu yürüyüş esnasında bazı müsademelerde olmuş ve akıncılar Visgrad civarında
Veregel palankasını ele geçirmişlerdi. Yine bu yürüyüş esnasında
Avusturyalılarla bir sulh teşebbüsünde bulunulmuş, ancak müspet bir netice elde
edilememişti.
Veziriazam İbrahim Pasa, 1600 baharında Belgrat' dan çıkarak, Estergon üzerine yürüyüşe geçti. Tiryaki Hasan Paşa’nın da bulunduğu toplantıda, her zaman için tehlike teşkil eden Kanije'nin fethi kararlastırıldı. Kırk günden fazla muhasara edilen kale, bir taraftan gelecek yardımdan ümit kesilmeşi, diğer taraftan kalenin barut mahzenine ateş düşmesi üzerine İbrahim Paşa’ya teslim edildi. Burası Beylerbeyilikle Tiryaki Hasan Paşa’ya verildi. Avusturyalıların mühim hudut kalelerinden olan Kanije'nin düşmesi, düşmana büyük bir darbe idi. Bu muvaffakiyetinden çok memnun olan padişah, Veziri Azam İbrahim Paşaya gönderdiği hattı hümayunda onu tebrik etti ve hayatta olduğu müddetçe makamında kalacağını vaat etti. Bu fetihle İbrahim Pasa Kanije Fatihi unvanını aldı.
Veziriazam İbrahim Pasa, 1600 baharında Belgrat' dan çıkarak, Estergon üzerine yürüyüşe geçti. Tiryaki Hasan Paşa’nın da bulunduğu toplantıda, her zaman için tehlike teşkil eden Kanije'nin fethi kararlastırıldı. Kırk günden fazla muhasara edilen kale, bir taraftan gelecek yardımdan ümit kesilmeşi, diğer taraftan kalenin barut mahzenine ateş düşmesi üzerine İbrahim Paşa’ya teslim edildi. Burası Beylerbeyilikle Tiryaki Hasan Paşa’ya verildi. Avusturyalıların mühim hudut kalelerinden olan Kanije'nin düşmesi, düşmana büyük bir darbe idi. Bu muvaffakiyetinden çok memnun olan padişah, Veziri Azam İbrahim Paşaya gönderdiği hattı hümayunda onu tebrik etti ve hayatta olduğu müddetçe makamında kalacağını vaat etti. Bu fetihle İbrahim Pasa Kanije Fatihi unvanını aldı.
Damad İbrahim Pasa, serhadda almış olduğu tedbirler ile askerin, serhad gazilerinin
ve yerli halkın derin sevgisini kazanmış, bu mıntıkada Avusturya
"harplerinin zuhurundan beri devam eden asayişsizliği bertaraf etmişti.
Veziri azam ve Serdarı Ekrem İbrahim Pasa Belgrad'da bir taraftan 1601 seferine
hazırlanırken, diğer taraftan da kendi Kethüdası Mehmed Ağa ile Murad Paşa’yı
icabında sulh için görüşmek üzere talimat verip Budin'e gönderdi. Kısa bir
müddet sonra rahatsızlanan İbrahim Pasa, hayattan ümidini kesince kendisine
vekâlet etmek üzere Rumeli Beylerbeyi Lala Mehmet Paşayı vasiyet etti. 10
Temmuz 1601'de vefat etti. Cenaze namazı ordugâh da kılındıktan sonra Naaşı
Belgrat’a nakil ve daha sonra İstanbul’a getirilerek Şehzade camiinin caddeye
bakan cephesinde inşa ettirdiği türbesine defnedildi.
Osmanlı sadrazamları arasında mühim bir mevki işgal eden İbrahim Paşa’nın
âlicenap, cömert ve gayretli bir vezir, muvaffak bir kumandan olduğunda bütün
kaynaklar müttefiktirler. Emrine verilen orduları sevk ve idareyi bilmiş ve
bilhassa zemin ve zamana göre aldığı siyasî tedbirler ile gerek Lübnan
harekâtında ve gerek Macaristan serhadlerinde Osmanlı nüfuz ve hâkimiyetini
süratle tesise muvaffak olmuştur. Gerçekleştirmeye çalıştığı Avusturya sulhu
planları ölümü ile akim kalmış, fakat Macaristan serhadlerinde kendi yolunu
takip edecek olan Lala Mehmed Pasa ve Kuyucu Murad Pasa gibi kuvvetli iki
devlet adamının yetişmesini temin etmiştir.
Yorumlar
Yorum Gönder