CENGİZ AYTMATOV CENAP ŞAHABETTİN
CENGİZ
AYTMATOV
Son dönem en Türk edebiyatının en büyük yazarlarından biri olarak kabul edilir. Kırgız yazar (Kırgızistan 1928) doğduğu Şeker Krovski köyünde öğrenime başladı. Köy Sovyetinde kâtiplik yaptı. İkinci dünya savaşından sonra öğrenimini veteriner ve tarım okullarında sürdürdü.1953.Kırgızistan hayvancılık araştırmaları kuruluşlarında görev aldı. Öyküleri önce yerel basında çıktı. Moskova’daki Gorki Edebiyat Enstitüsü'nde gerekli kursları izledikten sonra iki dille de yazmaya başladı. Sovyet yazarlar birliğine üye oldu.(1957),1963 Lenin Edebiyat ödülünü kazandıktan sonra ünü yurdu dışında da yayıldı.1967 de Kırgızistan milletvekili seçildi. Tek tek çevrilerle başlayan çalışmaları sonucunda Yurdumuzu da ziyaret etme fırsatı da bulan Aytmatov'un tüm eserleri çeşitli dillere ve Türkçeye de çevrildi. Cemile 1959,Öğretmen Duyşen 1966,Kopar zincirlerini gülsarı1966,Selvi boylum 1960,Erken turnalar1975,Deniz kıyısında koşan ala Köpek1980,Gün uzar yüzyıl olur 1980.
CENAP
ŞAHABETTİN
Türk şair ve yazarı Manastır (1870-İstanbul 1934) Babası Plevne Savaşı'nda (1877) ölen Binbaşı Osman Şahabettin Bey'dir.Babasının ölümü üzerine annesiyle birlikte İstanbul'a gelip Gülhane Askeri Rüştiye'sinde ,tıbbiye İdadisi'nde ve Askeri tıbbiye de okudu.Öğrenciliğinde yazdığı şiirler zamanın gazete ve dergilerinde yayınlandı.Dr. Yüzbaşı olarak tıbbiye yi bitirdikten sonra cilt hastalıkları uzmanı olması için Paris'e gönderildi.Üç yıl kaldığı Paris'te Franzsız edebiyatını tanıma fırsatı buldu İstanbul' dönüşünde çeşitli dergilerde yayımladığı şiirlerle tanınmaya başladı.bir süre sonra Servet-i Fünun'a geçti.Dergi kapanıncaya kadar oraya makale,şiir,gezi mektubu yazdı.
Avrupa'dan
döndükten sonra Mersin Rodos ve cidde de karantina doktorluğu yaptı.hicaz
dönüşünde Mecli-i Kebi-i sıhhiye üyeliği,Umur-i sıhhiye müfettişliği gibi
görevlerde bulundu.1914 te emekliye ayrıldı ve kendini daha çok yazıya verdi.Servet-i
fünun,içtihat,tanin,Hadisat,Tasvir-i Efkâr gibi gazete ve dergilere edebiyat ve
siyaset üzerine makaleler yayımladı.Birinci Dünya Savaşı yıllarında Darülfünun
Edebiyat Fakültesi Lisan şubesi Fransızca müderrisi oldu.ardından Garp
edebiyatı müderris vekili Mütareke yıllarında Osmanlı Edebiyatı Tarihi
müderrisi (1991) oldu.Kurtuluş savaşına karşı çıkan düşüncelerine öğrencilerin
tepkisi üzerine Darülfünun dan ayrılmak zorunda kaldı.Cumhuriyet döneminde bazı
gazete ve dergilerde sohbetler yazdı.İstanbul'da beyin kanamasından öldü.
Edebiyat-ı
Cedide akımının Tevfik Fikret ve Halit Ziya ile birlikte önde gelen
kişilerinden biri sayılan Cenap Şahabettin şiir ve neşir alanında eserler
verdi.
Şiir
alanında önce Muallim Naci yolunda gazeller Recaizade Mahmut Ekrem ve
Abdülhakhamit tarzında manzumeler yazdı.Öğrenim için gittiği Fransa'da Parnasyenler'in
özellikle Sembolizm akımının etkisinde kaldı.Bu okulların sanat için sanat
akımını benimseyerek "Edebiyattan maksat ancak Edebiyattır"ve "
Edebiyat için güzellikten başka gaye tanımam İtikadımca güzel bir eser vücuda
getirerek karilerde tatlı bir hulya uyandıran şair muvaffak olmuştur."diye
düşündü ve Fikret'in tersine hiçbir toplum sorununa eğilmeyerek sadece aşk ve
doğa şiirleri yazmakla yetindi.
Bunlar
derin duygulardan çok o zamana kadar kullanılmamış bileşik sözcükleri
yeni isim ve sıfat tamlamaları, parlak mecazları anlatım hünerleri yeni nazım
biçimleri ile göz kamaştıran gösterişli süslü özentili şiirlerdir. Etkisi
altında kaldığı Sembolistlerin yolundan yürüyerek o zamana kadar kullanılmamış
veya unutulmuş Arapça ve Farsça kelime ve damlamaları kullanarak yeni
damlamalar ve bileşik sıfatlar oluşturdu. Bu faaliyetler çeşitli tartışmalara
yol açtı ve bunların Fransızcadan çevirme olduğu iddia edildi. Ahmet Mithat
Cenap Şahabettin'i Dekadanlıkla suçladı. Divan edebiyatında nasıl bazı kalıp ve
anlatımlar Farsçadan aktarıldıysa Edebiyat-ı Cedide döneminde birtakım kalıp ve
sözcükler Cenap Şahabettin ve arkadaşları kalemiyle Fransızcadan Türkçeye
aktarıldı.
1908
de sonra şiir yazmakla birlikte daha çok neşir alanında çalıştı.Çeşitli gazete
ve dergilerde yayımladığı makaleleri yanında gezi mektupları v özdeyişleri
yazdı.Başarı kazanmayan üç de oyun kaleme aldı.
Dil
konusunda hep eski anlayışı savundu.azım hayatının ilk yıllarında sade dille
yazma davasını savunanlara karşı yabancı sözcüklerden ve sözcüklerle yapılan
yeni isim ve sıfat damlamalarından yana oldu.1908 den sonra da "Yeni
Lisan" hareketini başlatanlara karşı sert tartışmalara girdi.Dilde
sadeleşmenin Türk dilini fakirleştireceğini ileri sürdü.Cumhuriyet döneminde de
bu akımın etkisinden kendini kurtaramadı.
1908
den sonra "milli Edebiyat" akımıyla birlikte başlayan hece vezninin
kullanma hareketine karşı ise ömrünün sonuna kadar aruzu savundu.Hece vezninin
bir ahenk ölçüsü olamayacağını ileri sürdü.
Çocukluk
döneminin ilk manzumelerini "Tamat" adlı bir eserde topladı. Şiirleri
ölümünden sonra Cenap Şahabettin hayatı
ve seçme şiirleri adlı eserde toplandı.(1935)
Yorumlar
Yorum Gönder