tag:blogger.com,1999:blog-23255442234550493552024-03-05T18:40:50.573-08:00Türk ve Dünya büyükleribiyografiler kişiler hayatları eserleri mücadeleleri Hz.peygamberimiz Hz.Ömer Osman Ali Ebubekir padişahlar atatürk inönü h.bayram veli tayyareci fethi bey yulyğ tigin aytmatov luther martin a.baki gölpınarlı abdülhamit vahidettin kanuni yavus selim mimar sinan ali kuşçu koca yusuf kurtdereliokuyanhttp://www.blogger.com/profile/05413132456832503701noreply@blogger.comBlogger392125tag:blogger.com,1999:blog-2325544223455049355.post-81887683359970300142020-01-21T03:31:00.008-08:002022-05-23T10:46:22.266-07:00Neyzen Eşref Akif Çerkes Edhem Çerkes Hasan Paşa Abdülhamid Topal Osman Mevlana Osman Yüksel Serdengeçti
<iframe width="878" height="480" src="https://www.youtube.com/embed/ePpfJJXMIGI" title="YouTube video player" frameborder="0" allow="accelerometer; autoplay; clipboard-write; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture" allowfullscreen></iframe>
<iframe allow="accelerometer; autoplay; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture" allowfullscreen="" frameborder="0" height="480" src="https://www.youtube.com/embed/zU_vTgcScy8" width="878"></iframe>
<iframe allow="accelerometer; autoplay; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture" allowfullscreen="" frameborder="0" height="480" src="https://www.youtube.com/embed/1kD2lu2hOTk" width="878"></iframe>
<iframe allow="accelerometer; autoplay; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture" allowfullscreen="" frameborder="0" height="480" src="https://www.youtube.com/embed/VCPFcrpI4fc" width="878"></iframe>
<iframe allow="accelerometer; autoplay; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture" allowfullscreen="" frameborder="0" height="480" src="https://www.youtube.com/embed/Uyu3E0X_KCQ" width="878"></iframe>
<iframe allow="accelerometer; autoplay; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture" allowfullscreen="" frameborder="0" height="480" src="https://www.youtube.com/embed/kMHQF6NcGgo" width="878"></iframe>
<iframe width="1089" height="613" src="https://www.youtube.com/embed/ePpfJJXMIGI" title="YouTube video player" frameborder="0" allow="accelerometer; autoplay; clipboard-write; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture" allowfullscreen></iframe>
<script async="" data-ad-client="ca-pub-0095909836518467" src="https://pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<script async="" src="https://pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<br />
<ins class="adsbygoogle" data-ad-client="ca-pub-0095909836518467" data-ad-slot="7445744754" style="display: inline-block; height: 90px; width: 628px;"></ins><script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>
<iframe allow="accelerometer; autoplay; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture" allowfullscreen="" frameborder="0" height="480" src="https://www.youtube.com/embed/F7ysoFEpLcs" width="878"></iframe>
<iframe allow="accelerometer; autoplay; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture" allowfullscreen="" frameborder="0" height="480" src="https://www.youtube.com/embed/DBbXLdsl3Lk" width="878"></iframe>
<iframe allow="accelerometer; autoplay; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture" allowfullscreen="" frameborder="0" height="480" src="https://www.youtube.com/embed/Ic5stvCKDic" width="878"></iframe>
<iframe allow="accelerometer; autoplay; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture" allowfullscreen="" frameborder="0" height="494" src="https://www.youtube.com/embed/8rWGoMb1hc0" width="878"></iframe>
<iframe allow="accelerometer; autoplay; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture" allowfullscreen="" frameborder="0" height="494" src="https://www.youtube.com/embed/JdBs29abhHk" width="878"></iframe>okuyanhttp://www.blogger.com/profile/05413132456832503701noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2325544223455049355.post-26412808595101433602016-06-24T01:31:00.001-07:002019-04-12T04:25:55.789-07:00Yaşar Nuri Öztürk <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
</div>
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiIEMb78KY-JbtrJuH7FUTbW-5iiTlEtb2SGKzHN30EiEe2v6E5oFfnqA1_ntg4hkksgBXxExcUpMn4AG6ebHZvtIaaArPwNjPYh6S9nMfpdpDLnFKPOLp0jrPsKk0IbLRh30NyatPpgd0v/s1600/image001.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em; text-align: justify;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><img border="0" height="133" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiIEMb78KY-JbtrJuH7FUTbW-5iiTlEtb2SGKzHN30EiEe2v6E5oFfnqA1_ntg4hkksgBXxExcUpMn4AG6ebHZvtIaaArPwNjPYh6S9nMfpdpDLnFKPOLp0jrPsKk0IbLRh30NyatPpgd0v/s200/image001.jpg" width="200" /></span></a><span style="color: #1e1e1e; font-family: "verdana" , sans-serif;"></span><br />
<div style="text-align: left;">
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #1e1e1e; font-family: "verdana" , sans-serif;">Yaşar Nuri Öztürk, 3 Kasım 2002 seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi’ nden İstanbul
milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girdi. Daha sonra CHP’den
istifa etti. Ardından da Halkın Yükselişi Partisi’ ni kurdu ve bu partinin genel
başkanlığını dört yıl boyunca sürdürdükten sonra 19 Ekim 2009 tarihinde üniversite
ile çok ilgilenemediği gerekçesiyle genel başkanlıktan istifa ederek aktif
siyasî hayatını sona erdirmiş oldu. Öztürk, İstanbul ilinin Beykoz ilçesine
bağlı Paşabahçe semtinde ikamet etmektedir.[5] “Saba Tümer ile Bugün”
programında Kur’an meali yorumlamış; Facebook, Twitter ve telefon üzerinden
gelen sorulara cevap vermiştir.</span></div>
</div>
<div style="text-align: left;">
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #1e1e1e; font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span></div>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="background: white; line-height: 18.0pt; margin-bottom: 11.25pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm;">
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><strong><span style="color: #1e1e1e; font-family: "roboto" , "serif";">Yaşar Nuri Öztürk </span></strong><span style="color: #1e1e1e; font-family: "roboto" , "serif";"><o:p></o:p></span></span></div>
</div>
<div style="background: white; line-height: 18.0pt; margin-bottom: 11.25pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm;">
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #1e1e1e; font-family: "verdana" , sans-serif;">Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk (d. 22 Haziran 1945[2]; Sürmene[1]),
Türk, İslâm felsefesi profesörü, gazeteci, yazar, avukat, televizyon
programcısı, siyasetçi<o:p></o:p></span></div>
</div>
<div style="background: white; line-height: 18.0pt; margin-bottom: 11.25pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm;">
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #1e1e1e; font-family: "verdana" , sans-serif;">Yaşar Nuri Öztürk, Bayburtlu bir anne ile Sürmeneli bir babanın
çocuğu olarak Trabzon’un Sürmene ilçesinin Küçükdere köyünde doğmuştur. Çoğu
Çaykara’da bulunan Niyazoğlu sülalesindendir. İlk eğitimini babasından Kur’an
okuyarak aldı ve dokuz yaşında hâfız oldu. On yıllık klâsik medrese eğitiminden
sonra hukuk ve ilahiyat tahsilini tamamladı. 12 yıl imamlık ve vaizlik
yaptıktan sonra üniversiteye tekrar dönerek 1980 yılında “İslâm Felsefesi”
konulu doktorasını tamamladı ve 1986 yılında aynı dalda doçent oldu. Ortadoğu,
Balkanlar, Avrupa ve Afrika ülkeleri, ABD, Güney Kore ve Japonya’da kendi alanı
ile ilgili akademik araştırmalar yapan Öztürk, ayrıca Fransa’da Grenoble
Üniversitesinde çalıştı. New York’ta “İslâm Düşüncesi ve Çağdaş Sûfî Düşünce”
dersleri okuttu.<o:p></o:p></span></div>
</div>
<div style="background: white; line-height: 18.0pt; margin-bottom: 11.25pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm;">
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #1e1e1e; font-family: "verdana" , sans-serif;">Türkçe, Arapça, Farsça, İngilizce ve Fransızca dillerinde
çeşitli çalışmaları bulunan Yaşar Nuri Öztürk, 1978 ve 1982’de “Türkiye Millî
Kültür Vakfı” ödülünü kazandı.<o:p></o:p></span></div>
</div>
<div style="background: white; line-height: 18.0pt; margin-bottom: 11.25pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm;">
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #1e1e1e; font-family: "verdana" , sans-serif;">Yurt dışında ve yurt içinde pek çok yerde İslâm dininin
zihniyeti, insan ve insan hakları konularında konferanslar verdi. Türkiye’de
Kur’ân-ı Kerîm’in Özüne Dönüş Hareketi’nin öncüsü olan ve Time Dergisi’nin
gerçekleştirdiği “20. Yüzyılın En Önemli Kişileri” listesinde kamuoyunca
belirlenen yüz isim arasında ilk on arasına giren Yaşar Nuri Öztürk[4] aynı
zamanda da, Türk üniversitelerinde öğretim üyesi ve dekan olarak 26 yıl görevde
bulundu. ABD-New York’ta (The Theological Seminary of Barrytown) bir yıl
misafir profesör olarak “İslâm Düşüncesi” dersleri okuttu. Aynı süre içinde The
World Scripture’ın İslâm bölümünün hazırlanışında görev aldı. Büyük çoğunluğu
İslâmiyet hakkında elliye yakın kitabı vardır. Özellikle onun “Kur’an’daki
İslâm” adlı ansiklopedi vasfındaki kitabı, Yaşar Nuri Öztürk tarafından çoğu
konferansında telkin edilmektedir.<o:p></o:p></span></div>
</div>
<script async src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- deneme 001 -->
<ins class="adsbygoogle"
style="display:inline-block;width:600px;height:338px"
data-ad-client="ca-pub-0095909836518467"
data-ad-slot="9494565110"></ins>
<script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>
<br />
<div style="background: white; line-height: 18.0pt; margin-bottom: 11.25pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="color: #1e1e1e; font-family: "roboto" , "serif"; mso-no-proof: yes;"><v:shapetype coordsize="21600,21600" filled="f" id="_x0000_t75" o:preferrelative="t" o:spt="75" path="m@4@5l@4@11@9@11@9@5xe" stroked="f">
<v:stroke joinstyle="miter">
<v:formulas>
<v:f eqn="if lineDrawn pixelLineWidth 0">
<v:f eqn="sum @0 1 0">
<v:f eqn="sum 0 0 @1">
<v:f eqn="prod @2 1 2">
<v:f eqn="prod @3 21600 pixelWidth">
<v:f eqn="prod @3 21600 pixelHeight">
<v:f eqn="sum @0 0 1">
<v:f eqn="prod @6 1 2">
<v:f eqn="prod @7 21600 pixelWidth">
<v:f eqn="sum @8 21600 0">
<v:f eqn="prod @7 21600 pixelHeight">
<v:f eqn="sum @10 21600 0">
</v:f></v:f></v:f></v:f></v:f></v:f></v:f></v:f></v:f></v:f></v:f></v:f></v:formulas>
<v:path gradientshapeok="t" o:connecttype="rect" o:extrusionok="f">
<o:lock aspectratio="t" v:ext="edit">
</o:lock></v:path></v:stroke></v:shapetype><v:shape alt="indir-037.jpg" id="Resim_x0020_1" o:spid="_x0000_i1025" style="height: 137.25pt; mso-wrap-style: square; visibility: visible; width: 206.25pt;" type="#_x0000_t75">
<v:imagedata o:title="indir-037" src="file:///C:\Users\qwerty\AppData\Local\Temp\msohtmlclip1\01\clip_image001.jpg">
</v:imagedata></v:shape></span><span style="color: #1e1e1e; font-family: "roboto" , "serif";"><o:p></o:p></span></span></div>
<div style="background: white; line-height: 18.0pt; margin-bottom: 11.25pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm;">
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #1e1e1e; font-family: "verdana" , sans-serif;">1992 yılında İstanbul Üniversitesi’nde İlahiyat Fakültesi
kuruldu. 19.11.1993 yılında ise Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk kurucu dekan olarak
atandı.<o:p></o:p></span></div>
</div>
<div style="background: white; line-height: 18.0pt; margin-bottom: 11.25pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm;">
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #1e1e1e; font-family: "verdana" , sans-serif;">İlk tercümesi Elmalılı M. Hamdi Yazır tarafından yapılan
Kur’an’ın yorum katılmamış Türkçe çevirisini yayınlamıştır. 1993-2003 yılları
arasında 126 baskı yapan bu çeviri, “Türkiye Cumhuriyeti Tarihinin En Çok Baskı
Yapan Kitabı” sayılmaktadır.[kaynak belirtilmeli]<o:p></o:p></span></div>
</div>
<div style="background: white; line-height: 18.0pt; margin-bottom: 11.25pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm;">
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #1e1e1e; font-family: "verdana" , sans-serif;">14 Şubat 2013 tarihinde TRT sanatçısı Nazlı Kanaat ile
nişanlanmıştır.<o:p></o:p></span></div>
</div>
<script async="" src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- yenireklam lll -->
<br />
<ins class="adsbygoogle" data-ad-client="ca-pub-0095909836518467" data-ad-slot="1209204466" style="display: inline-block; height: 120px; width: 600px;"></ins><script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>
<br />
<div style="background: white; line-height: 18.0pt; margin-bottom: 11.25pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm;">
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #1e1e1e; font-family: "verdana" , sans-serif;">Siyasî hayatı[değiştir | kaynağı değiştir]</span></div>
</div>
<div style="background: white; line-height: 18.0pt; margin-bottom: 11.25pt; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; margin-top: 0cm;">
<div style="text-align: justify;">
<span style="color: #1e1e1e; font-family: "verdana" , sans-serif;">Aydınlık gazetesinde makaleler yazmaktadır.<o:p></o:p></span></div>
</div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
</div>
<div class="MsoNormal">
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><a href="http://www.adilmedya.com/yasar-nuri-ozturk-hayatinikaybetti/">http://www.adilmedya.com/yasar-nuri-ozturk-hayatinikaybetti/</a>
alınmıştır</span><o:p></o:p></div>
</div>
okuyanhttp://www.blogger.com/profile/05413132456832503701noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2325544223455049355.post-29980921640806807462015-07-06T14:07:00.002-07:002017-10-16T12:45:37.546-07:00ABDÜLHAK HAMİT TARHAN<div style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "verdana" , "sans-serif"; font-size: 10pt;">ABDÜLHAK HAMİT TARHAN</span></b></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana" , "sans-serif"; font-size: 10pt;"> </span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="font-family: "verdana" , "sans-serif"; font-size: 10pt;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiFdJyom2GvvUtOTDKEdMVDYBzO2z7sKMPNC2vxNWZ6T3uwzgHyfHIgDz2dMdpzQgA1n9OjoRa7ExLSY6VKow48dV41oBG5g4ZStybkiBPocjxQtneG7OaMvrLFeboHolD_OQXygS6qvqan/s1600/ABD%C3%9CLHAK+HAM%C4%B0T+TARHAN.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiFdJyom2GvvUtOTDKEdMVDYBzO2z7sKMPNC2vxNWZ6T3uwzgHyfHIgDz2dMdpzQgA1n9OjoRa7ExLSY6VKow48dV41oBG5g4ZStybkiBPocjxQtneG7OaMvrLFeboHolD_OQXygS6qvqan/s1600/ABD%C3%9CLHAK+HAM%C4%B0T+TARHAN.jpg" /></a></span></div>
<span style="font-family: "verdana" , "sans-serif"; font-size: 10pt;">İstanbul 1852–1937 Şair ve yazar. Köklü bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Babası elçilik görevleri de yüklenen Hayrullah Efendi idi. Özel hocalar elinde ihtimamla yetiştirildi.12 yaşında iken tercüme odasına girdi. İki yıl sonra elçi babasının kâtibi niteliğiyle Tahran'a gitti. Babasının ölümü ardından yurda döndü. Memurluk görevini sürdürdü. İlk evliliği "Makber mülhimesi" Fatma Hanımla evlendi. Çeşitli elçilik görevlerine atandı eşinide yanında getirdi. Hastalığı ağırlaşan eşini (verem) geri getirirken Beyrut'ta vali olan ağabeyinin yanına uğradı Fatma Hanım orada öldü, gömüldü. Bu olay şairi çok etkilemiş ve bunu şiirlerinde işleyecektir. Makber, Ölü, Bunlar odur, Hacle Odası, Londra elçiliği başkâtipliğinde bulundu. Edebiyatı bırakma sözü verdiği için görevini sürdürdü ve makamı yükseldi dördüncü evliliğini Belçikalı Lüsyen Hanımla yapınca işine son verildi ve yurda döndü. Ayan üyesi seçildi. Bu meclis ikinci başkanı seçildi. Kurtuluş sonrası kendisine aylık bağlandı.1928 den sonra Milletvekilliği görevi ardından Belediye'nin kendisine ayırdığı Maçka Palas'ta oturdu. Ölümünde törenle zincirlikuyu mezarlığına gömüldü. Tanzimat edebiyatında şiirimize batı nazım biçimlerini getiren, Makber gibi bir eserde belli bir konuyu bütünlükle işleyeni her iki ölçüyü de kullanarak uyum araştırmaları yapan, değişik konu ve sorunları ele alarak ufku genişleten kişi şüphesiz Abdülhak Hamit'tir. Bunların yanı sıra dilimize deyiş çalışmaları, imge zenginlikleri, söz oyunu ustalıklarını ekleyen de odur. Bu yüzden duygusal hayranlıklar ona "şair-i a'zam" (en büyük şair) demeye kadar varacaktır. Bazı şiir örneklerini koşukla yazdığı oyunları içinde kullanan sanatçı (Duhter-i Hindu, 1875; Nesteren, 1877; Nazife, 1878, Tarık) bağımsız şiir kitaplarında çok değişik konulara yayılır; Sahra(1879), Divaneliklerim yahut Belde(1886), Bir Sefilenin Hasbıhali(1877). Abdülhamit'e verdiği söz gereceği suskunlukla geçireceği dönemden önceki oyunları: Macera-yı Aşk(düzyazıyla, dram 1873), Sabr ü Sebat(düzyazıyla oyun, 1874, içinde 73 atasözü, Vefik Paşa'nın salık verişiyle), İçli Kız (1875), Duhter-i Hindu (1875), Hesteren (1877), Tarık (1880), Tezer (1880, aruzla dram), Eşber (1880,aruzla tragedya). Gerek dil yanlışı, gerek tiyatro tekniğine aykırı yapıları, yazarının da sahneye konma dileğinin olmayışı yüzünden bu eserlerin hiçbiri yaşayan tiyatronun öğesi değildirler, kitaplıklarda kalırlar.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<script async src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- yenireklam lll -->
<ins class="adsbygoogle"
style="display:inline-block;width:600px;height:120px"
data-ad-client="ca-pub-0095909836518467"
data-ad-slot="1209204466"></ins>
<script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>
<span style="font-family: "verdana" , "sans-serif"; font-size: 10pt;"> <span style="mso-tab-count: 1;"></span>İkinci Meşrutiyet sonrasındaki eserleri: Zeynep (1908), Baladan Bir Ses (1912, 198 dizelik tek şiir), Garam (1912'de tefrika, kitap basımı 1923, koşukla bir aşk öyküsü), İlhan (1913, 10 perde, düzyazı-koşuk karışık, iki ölçülü), Liberte (duraksız hece ölçüsüyle, koşukla alegorili oyun), Validem (1913, tek şiiri), Turhan (1916, aruzla mesnevi), İlham-ı Vatan (yurtseverlik şiirleri, aruzla, 1916), Mektuplar (2 cilt,1916). Finten (1917, düzyazıyla melodram, arada şiir örnekleri), İbn-i Musa (1917, şiirler), Sardanapal (1919), Yadigâr-ı Harb (1919), Tayflar Geçidi (1919), Ruhlar (1922). Yabancı Dostlar (1924), Arziler (1925), Hakan (1935) vb.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<script async src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- yenireklam lll -->
<ins class="adsbygoogle"
style="display:inline-block;width:600px;height:120px"
data-ad-client="ca-pub-0095909836518467"
data-ad-slot="1209204466"></ins>
<script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>
<span style="font-family: "verdana" , "sans-serif"; font-size: 10pt;"> <span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Hamit halktan çok kendi çevresindeki edebiyatçıları etkileyerek yankılı bir sanatçılar kamuoyunun gözünde büyümüştür. Asıl etkisi eserinden çok kişiliğinden, görevlerinden, olanaklarından gelir. Eşine dayalı buluşlarla yaslanmış, bir yazdığını bir daha işleyip düzeltmek gereğini pek duymamıştır. Tanpınar'a göre.. hiçbir zaman çalışmayı kendisine bir iç nizam yapamamış, birçok şeyi birden bulmuş fakat bulduklarını birleştirememiştir.".. "Hamit'te gelişme denen şey, muayyen bir zamandan sonra durur; hatta durmakla da kalmaz, gerisin geriye döndüğü olur.."</span></div>
okuyanhttp://www.blogger.com/profile/05413132456832503701noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2325544223455049355.post-88945781829558535952015-07-06T14:06:00.004-07:002019-04-12T04:25:28.718-07:00ABDULLAH ZİYA KOZANOĞLU ABDULAZİZ<div style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "verdana" , "sans-serif"; font-size: 10pt;">ABDULLAH ZİYA KOZANOĞLU </span></b></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana" , "sans-serif"; font-size: 10pt;"> <span id="goog_231553321"></span><span id="goog_231553322"></span> <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>İstanbul (1906- ay. y.1966) Yazar. Asıl mesleği mimarlık ve mühendislik olmasına rağmen ve çeşitli girişimleri başarıyla sonuçlanmasına rağmen ulusçuluk akımına gençliğin ruh coşkusuyla katılmasını sağlayan tarihsel romanlar emek bağlamak gereğini duydu. Bu alanda benzersiz bir ilgi gördü. Ardından gelenlere yol gösterdi. Çoğunun sekiz on kez basıldığı, herkesçe okunan yirmiye yakın tarihsel romanların en tanınmışları: Kızıl tuğ (1923),Gültekin (1928),Kolsuz Kahraman (1930),Savcı Bey (1931), Malkoçoğlu (1933),Battal Gazi Destanı (1937), Fatih Feneri (1949),Kızıl Kadırga (1962) vb.</span><br />
<span style="font-family: "verdana" , "sans-serif"; font-size: 10pt;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , "sans-serif"; font-size: 10pt;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "verdana" , "sans-serif"; font-size: 10pt;"> <span style="mso-tab-count: 1;"> </span>ABDULAZİZ</span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana" , "sans-serif"; font-size: 10pt;"> </span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="font-family: "verdana" , "sans-serif"; font-size: 10pt;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi0psE4NcWWbserVF_oulOFpDALPFPagMtOEDX7Imw2Gm3XVTKvWtHZ_zES3kzn2cy-w7ujIOhHh8X4l2kceGt9ZeS2hyphenhyphenR7FSJv301pXaMbaE0IZii7q4Xpel8kgPOkOQ4ap0Y6-WKUUzmW/s1600/aziz.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi0psE4NcWWbserVF_oulOFpDALPFPagMtOEDX7Imw2Gm3XVTKvWtHZ_zES3kzn2cy-w7ujIOhHh8X4l2kceGt9ZeS2hyphenhyphenR7FSJv301pXaMbaE0IZii7q4Xpel8kgPOkOQ4ap0Y6-WKUUzmW/s1600/aziz.jpg" /></a></span></div>
<span style="font-family: "verdana" , "sans-serif"; font-size: 10pt;"> Osmanlı Padişahlarının otuz ikincisi ve İslam halifelerinin doksan yedincisidir. (1830–1876) Mahmud ll ile Pertevniyal sultan'ın oğludur.Ağabeyi Abdülmecit’in ölümü üzerine 25 Haziran 1861'de tahta çıktı,aynı zamanda halife oldu.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana" , "sans-serif"; font-size: 10pt;"> Abdülaziz'in Padişahlık dönemi ,ayaklanmalarla uğraşmakla geçti.Karadağ, Sırbistan, Romanya ve Mısır'da ayaklanmalar bir birini izledi.1862 de Karadağlılar yenilgiye uğradılar.Romenler ve Sırplar ise İsteklerini kabul ettirdiler.Abdülaziz Girit'in de özerkliğini kabul etti.Bahreyn Osmanlı devletine bağlandı.1868.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana" , "sans-serif"; font-size: 10pt;"> Bu arada Mısır valisi İsmail Paşa,Padişah gibi davranmaya başlamıştı.Valiliğin babadan oğula geçmesi,Hidiv unvanını alması,yabancı devlet adamlarını kendi adına davet etme gibi aşırılıklar taşıyan bu davranışlarına 1869 da son verildi.</span></div>
<script type="text/javascript">
<script async src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- deneme 001 -->
<ins class="adsbygoogle"
style="display:inline-block;width:600px;height:338px"
data-ad-client="ca-pub-0095909836518467"
data-ad-slot="9494565110"></ins>
<script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>
<br />
<div class="MsoNormal" style="mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana" , "sans-serif"; font-size: 10pt;"> Abdülaziz padişahlığın ilk yıllarında Tanzimat ilkelerini uygulamaya çalıştı. İktidarının ikinci dönemi ise sarayda aşırı lüks,şatafat ve toplumda baskı kurma dönemi oldu.Kendisini eleştirenlere Sürgün ve sansür uygulandı.Bu dönemde Mısır'lı Mustafa Fazıl Paşa'nın çevresinde toplanan yeni Osmanlılar Padişaha karşı muhalefete başladılar.Devlet yönetimi giderek kötüleşiyordu. Osmanlı dış siyaseti Avrupalılar'ın oyuncağı olmuştu.Devlet şurası başkanı Midhat Paşa'nın da katılmasıyla güçlenen muhalefet,30 Mayıs 1876 da Abdülaziz'in tahttan indirilmesine neden oldu.Kendi İsteği üzerine Fer'iye sarayına gönderildiyse de üç gün sonra bileklerini keserek intihar ettiği ileri sürüldü.Aynı iddianın aksi ise Sultan Vahideddin'in başkâtibi Ali fuad Beğ'in hatıralarında ise Kur'an-ı Kerim okurken bilek damarları kesilerek idam edildiği ve bunun bizzat Ahmet Mithat Paşa ve Serasker Hüseyin Avni Paşa ve arkadaşları tarafından yaptırıldığı iddia edilmektedir.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana" , "sans-serif"; font-size: 10pt;"> <span style="mso-spacerun: yes;"> </span>Abdülaziz döneminde basınla ilgili ilk yasa 1865,Osmanlı uyrukluğunu belirleyen yasa 1869,sınırlardan giriş ve çıkışları düzenleyen yasa 1869 yürürlüğe girdi.Mahkeme düzeni değiştirildi.Çeşitli meslek okulları , Galatasaray Sultanisi , Darüşşafaka onun döneminde açıldı.Çırağan ve Beyler beyi Sarayı onun zamanında yapıldı.Yeni askeri kıyafet onun devrinde kabul edildi.Posta pulu çıkarıldı.İstanbul'da tramvay işletmeye alındı Galata tüneli yapıldı.Osmanlı Bankası açıldı.Beykoz kasrı ve başka bazı kasrlar onun zamanında yapıldı.İlk deniz yolları işletmesini kuran odur.Donanma güçlendirildi.Abdülaziz döneminin en önemli değişikliği 1865 te eski eyalet düzeninin kaldırılması ve ülkenin 27 vilayete ayrılmasıdır.</span></div>
<script type="text/javascript">
<script async src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- yenireklam lll -->
<br />
<ins class="adsbygoogle" data-ad-client="ca-pub-0095909836518467" data-ad-slot="1209204466" style="display: inline-block; height: 120px; width: 600px;"></ins><script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>
<br />
<div class="MsoNormal" style="mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana" , "sans-serif"; font-size: 10pt;"> Fransa kraliçesi ,Avusturya İmparatoru İran Şah'ı İstanbul'a ziyarette bulundular.Şark demir yolları yapıldı.Tıbbıye-i mülkiye açıldı ve Orman ,Maden mektepleri açıldı.</span></div>
<div style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<br /></div>
okuyanhttp://www.blogger.com/profile/05413132456832503701noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2325544223455049355.post-28225808493108635692015-07-06T13:47:00.000-07:002019-04-12T04:26:27.130-07:00ABDÜLHAMİD ll<div style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Verdana","sans-serif"; font-size: 10pt;">ABDÜLHAMİD ll</span></b></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Verdana","sans-serif"; font-size: 10pt;"> <span style="mso-tab-count: 1;"> </span></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="font-family: "Verdana","sans-serif"; font-size: 10pt;"><span style="mso-tab-count: 1;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEheRnLQLSnFrJ928G7NrdXZUXG3DIoQ_ZD5FX6xoEr5rRB5GF7sph2Flg4OBEz7fEaTAgiCRpA8KrjbOBVoJZR7PDQHXZazvvkYq7CNlLrTF5K99es8vJJThPHtSK272diAvGFuqlXQzTgn/s1600/ahamit.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEheRnLQLSnFrJ928G7NrdXZUXG3DIoQ_ZD5FX6xoEr5rRB5GF7sph2Flg4OBEz7fEaTAgiCRpA8KrjbOBVoJZR7PDQHXZazvvkYq7CNlLrTF5K99es8vJJThPHtSK272diAvGFuqlXQzTgn/s1600/ahamit.jpg"></a></span></span></div>
<span style="font-family: "Verdana","sans-serif"; font-size: 10pt;"><span style="mso-tab-count: 1;"></span>Otuz dördüncü Osmanlı Padişahı ve doksan dokuzuncu İslam Halifesi 1842–1918.Abdülmecit’in oğludur. Murat V in hastalığı sonunda Mithat paşa ve Mehmet Rüştü Paşa özgürlük konusunda kendilerine güvence veren Abdülhamit’in tahta çıkmasını sağladılar 31 ağustos (1876).Abdülhamit ll nin Padişahlığının ilk yılları çok sorunlu geçti. Bosna-Hersek, Bulgaristan, Sırp ve Karadağ İsyanları sürüyordu. Öte yandan Osmanlı Devletinin işlerine sürekli karışan İngiltere ve Rusya 28 Aralık 1876 da İstanbul'da bir konferans toplanmasını sağladı. Abdülhamit verdiği sözü tutarak konferansla birlikte Kanun-i Esasi'yi ilan etti.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Verdana","sans-serif"; font-size: 10pt;"> <span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Çok geçmeden Abdülhamit ll, Mithat Paşa yı görevden uzaklaştırmış ve sürgüne göndermiş oldu. Milletvekili seçimleri yapıldı, meclis toplandı. Bu arada Ruslar Osmanlı devletine savaş açmak için fırsat kolluyorlardı. Buna engel olmak için İngilizlerin topladığı Londra konferansı kararlarını, Osmanlı meclisi kabul etmeyince Rusya savaş ilan ederek saldırıya geçti. Abdülhamit ll meclisi yenilginin suçlusu gösterip kapattı. Şubat 1878. İktidarda tek başına kaldı. Rus ordularının ilerleyişi Ayastafonos antlaşmasıyla durduruldu.3 Mart 1878 Antlaşa şartları Rusya lehine çok ağır şartlar içeriyordu. Bu durum Avrupa devletlerinin işine gelmiyordu. Toplanan Berlin konferansında Rusya ve Balkan devletlerinin kazanımları azaltıldı. Buna karşılık Avrupa devletleri Osmanlılar dan çeşitli ödünler kopardı. Abdülhamit bu antlaşmayı bir türlü hazmedemiyordu 4 Haziran 1878 de İngiltere ile gizlice yapılan bir antlaşma sonucu Kıbrıs adasının idaresinin İngiltere'ye bırakılmasına Ada gelirlerinin her yıl Osmanlılara bırakılmasına Adanın Osmanlı İmparatorluğunun bir parçası olarak kalmasına buna karşılık İngiltere Ayastefanos antlaşmasının Osmanlılar lehine değiştirilmesine yardım edecekti.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Verdana","sans-serif"; font-size: 10pt;"> <span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Dış siyasette sakıngan ve dikkatli bir tutum izleyen Abdülhamit ll, İçte daha sert bir tutum izledi. Devlet ileri gelenleri yargılanırken güçlü hafiye örgütü ile halk sindirildi.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Verdana","sans-serif"; font-size: 10pt;"> <span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Bu arada Tunus, Fransızların;1881,Mısır, İngilizlerin; Doğu Rumeli Bulgarların (1885),eline geçti. Yunanlılar ı büyük bir yenilgiye uğratılmasına karşılık batı devletlerinin araya girmesiyle yapılan anlaşmada Girit'e tam özerklik verildi.1897.Ülkenin içine düştüğü mali güçlükleri kavrayan Abdülhamit ll, harcamaları kısmak için çaba gösterdi, fakat başarılı olamadı. Memur aylıklarını ödeyemez duruma gelen devletin dıştaki saygınlığı da azaldı. Gerek yurt dışına kaçan aydınlar gerekse ordudaki subaylar Abdülhamit ll yi ll. Meşrutiyeti ilan etmeye zorladı 23 Temmuz 1908.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Verdana","sans-serif"; font-size: 10pt;"> <span style="mso-tab-count: 1;"> </span>ll. Meşrutiyet de beklenen olumlu sonuçları vermedi. Toprak kayıpları devam etti. Önce Avusturya Macaristan İmparatorluğu, Bosna Hersek'i topraklarına kattı; Sonra Bulgaristan bağımsızlığını ilan etti. Meşrutiyetle gelen özgürlüklerden memnun olmayan kesimlerin yarattığı kızgınlık "31 Mart vakası" ile sonuçlandı. Ayaklanmayı bastırmak üzere Atina 'dan yola çıkan Harekât Ordusu Padişahı tahtan indirerek 27 Nisan 1909 Selanik'e sürgüne gönderdi.1912 de Abdülhamit ll Beylerbeyi sarayına yerleştirildi ve ölümüne tek orada kaldı.10 Şubat 1918 Cenazesi Çemberlitaş'ta ki Sultan ll Mahmut türbesine defnedilmiştir.</span></div>
<div style="text-align: justify;"><script type="text/javascript">
<script async src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- yenireklam lll -->
<ins class="adsbygoogle"
style="display:inline-block;width:600px;height:120px"
data-ad-client="ca-pub-0095909836518467"
data-ad-slot="1209204466"></ins>
<script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>
<span style="font-family: "Verdana","sans-serif"; font-size: 10pt;"> <span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Abdülhamit ll otuz iki yıl yedi ay yirmiyeydi gün hükümdarlık yaptı. Koyu bir yönetimi yanında Eğitim alanında bazı reformları gerçekleştirdi. Her vilayete mektepler, hasta haneler, yollar, çeşmeler yaptırdı. İmparatorluğun çeşitli yerlerine ortaokul ve liseler kurdu. Yüksek öğrenim alanında Sanayii Nefise ( güzel sanatlar akademisi), hukuk mektebi, Ticaret ve hendesei Mülkiye, darülfünun kuruldu. Yol, Köprü ve demiryolu yapımına önem verildi. Beyoğlu kadın hasta hanesini yaptırdı. Güzel sanatlar Akademisi, Yüksek Ticaret Mektebi, Yüksek Mühendis Mektebi, yatılı kız lisesi açıldı. Alman İmparatoru İstanbul'a geldi. Bursa’da ipekçilik Halkalı'da Ziraat ve Baytar mektebi açıldı. Bursa Demiryolu ve Aşiret Mektebi (Yafa-Kudüs) demiryolu ile Ankara Demiryolu yapıldı. Hamidiye Kâğıt fabrikası Kadıköy Havagazı fabrikası Beyrut limanı rıhtımını yaptırdı. Osmanlı Sigorta şirketi ve Küçüksu Barajı ve (Manastır-Selanik) demiryolu yapıldı. Hamidiye yüksek ticaret mektebi Galata tophane rıhtımı, Dolma bahçe Saat Kulesi, Beyrut-Şam, İstanbul-Selanik, Afyon-Konya demiryolu Sakız Limanı, Tuna Nehrinde Demir kapı kanalını yaptırdı. Şişlide Hamidiye Etfal hastanesi, Medine’ye kadar Telgraf hattı yaptırdı. Hamidiye hicaz demiryolu Zerkaya kadar işledi. Kâğıthane de Hamidiye Suyu yapıldı. Şam’da tıbbiye-i mülkiye Haydar Paşa'da askeri tıbbiye mektebi-i Şahanesi, dilsiz ve sağırlar mektebi. Bingazi’ye Telgraf hattı yapıldı.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<br /></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Verdana","sans-serif"; font-size: 10pt;"> <span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Bomba Olayı:</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Verdana","sans-serif"; font-size: 10pt;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Yıl 1905 Avrupa’daki birçok devlet adamı suikasta uğramış terör ve anarşi her yerde baş gösterir duruma gelmişti. ll.Abdülhamit çok iyi korunması sayesinde böyle bir olay yaşamamıştı.Terör grupları düzenleri yıkmak için Türkiye ve Rusya kadar Fransa ve Birleşik Amerika gibi demokrasi ve ülkelerde de faaliyette idiler.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Verdana","sans-serif"; font-size: 10pt;"> <span style="mso-tab-count: 1;"> </span>1905 e gelindiğinde rejim hem eskimiş hemde yıpranmıştı. Padişah karşısında aldığı ve düşmanlıklarını kazandığı güçler tehlikeli şekilde artmıştı. Birkaç yıl önce bir aylık harple ezdiği Yunanistan’da düşmanlık şiddetli idi ve Osmanlı devleti'nin Rum tabasına da yayılmıştı. Doğu Anadolu'da Ermenistan kurmadığı için Ermeniler'in bir numaralı hedefi idi. Filistin’e Yahudi göçmeni gelmesini reddettiği ve bu hususta İstanbul'a gelip kendisiyle görüşen dünya Siyonist teşkilatı başkanı Theodor Herzl'in milyonlarca altın para teklifini kabul etmediği için, milletlerarası Yahudiliği karşısında almıştı. Hilafet propagandası ile İngiltere’yi, Pantürkizm’in politikası ile Rusya'yı korkutmuştu. Fransa ile ilişkiler dostça değildi. Ancak Almanya, Avusturya, Macaristan, İtalya ile münasebetler olumlu idi. İmparatorluğun Türk olmayan Müslüman kavimlerinde ise ll. Abdülhamit’e bağlılık Şahane, adeta kusursuzdu. Osmanlı tebaası olmayan dünya Müslümanları içinde de prestiji hemen hemen aynı durumda bulunuyordu.</span></div><script type="text/javascript">
<script async src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- deneme 001 -->
<ins class="adsbygoogle"
style="display:inline-block;width:600px;height:338px"
data-ad-client="ca-pub-0095909836518467"
data-ad-slot="9494565110"></ins>
<script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Verdana","sans-serif"; font-size: 10pt;"> <span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Ermeni komitecileri padişaha suikastı planlayacak durumda değillerdi. Bu işi, dünyanın en büyük anarşi ve suikast planlayıcısı olan Belçikalı Jorris'e büyük bir meblağ ödeyerek kabul ettirdiler. Jorris, sahte pasaport la İstanbul'a geldi ve padişahın ünlü hafiye teşkilatının gözünden kaçtı. Zira Belçika ile iyi münasebetlerimiz vardı.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Verdana","sans-serif"; font-size: 10pt;"> <span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Jorris 100 kiloluk bombayı ve sabotaj planını en ince detaylarına kadar ayarladı hatta dikkat çekmemek için arabaya Fransız kadınlar bile aldı. Padişahın geçeceği yola arabayı park edip olay anını beklemeye başladı Padişah halkı selamlamaya çıkınca sabotaj gerçekleştirilecekti. Ama padişahın çıkması gecikti. Çünkü camiin kapısında Şeyhülislam Cemaleddin Efendi, padişahın önünü keserek mutad dışı birkaç cümle söyledi. Birkaç saniye önce patlayan bomba padişah'a zarar vermedi. Tevfik Fikret’in "bir lahza-i ta'ahhur" dediği bu birkaç saniye, hassa alayından bir hayli süvari erinin şehit olmasıyla sonuçlandı. Hedef olan padişah kurtuldu. Bütün dünyadan Hakan halifeye geçmiş olsun telgrafları yağdı. Tevfik Fikret’in Bire Lahza-i Ta'ahhur adlı ünlü manzumesinin mevzuu "Bomba Vaka’sı " olarak tarihe geçen bu neticesiz ünlü suikasddir. Şair, Padişah ölmediği için teessürlerini ve hıncını terennüm eder. Ermeni komitacılarını:</span></div>
<div style="margin-left: 35.4pt;">
<span style="font-family: "Verdana","sans-serif"; font-size: 10pt;">Ey şanlı avcı,dâmını bîhûde kurmadın<br />Atdın,fakat yazık ki yazıklar ki,vurmadın!</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Verdana","sans-serif"; font-size: 10pt;"> <span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Mısraları ile yüceltir. Manzume Doğu Anadolu'yu Ermenilere vermediği ve oralarda yaşayan milyonlarca Müslüman’ın bekasını temin ettiği için başına bu haller gelen ve Ermeni isyanlarını bastırdığı için Avrupa'da "Kızıl Sultan" denen ikinci Abdülhamit’e küfürler le doludur."Müverrih" diye anılan ve gençliğinde İttihadcı bir subay olan büyük tarihçi Ahmet Refik (Altınay) da bir eserinde şöyle der: "Nihayet hakikat tamamıyla meydana çıkarıldı: Osmanlı milletini Abdülhamit’in zulmünden kurtarmak için bu hareket -i kahramanamenin, Ermeni vatandaşlarımız tarafından icra olunduğu anlaşıldı."</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Verdana","sans-serif"; font-size: 10pt;"> <span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Bu olayları sağ salim atlatan padişah kendisini tahttan indirmek için İstanbul’da başlatılan 31 Mart ayaklanmasını bastırmak isteyen komutanlarına:</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Verdana","sans-serif"; font-size: 10pt;"> <span style="mso-tab-count: 1;"> </span>—Yalnız padişah değil, aynı zamanda halifeyim. Otuz küsur senedir asla kan dökmedim. Bu yaştan sonra Müslümanı müslüman'a kırdırmam; derken birçok konuyu dile getiriyordu.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Verdana","sans-serif"; font-size: 10pt;"> <span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Çoğunluğunu Bulgar, Yunan, Sırp, Makedon, Arnavut çeteleriyle sözde gönüllülerin teşkil ettiği Hareket ordusu; İstanbul’a girdi. Yıldız Sarayını cariyelerin mücevher ve altınlarına kadar yağmaladı. Meclis-i Mebusan ve Meclis-i Ayan (Millet meclisi ve senato) çok mühim gelişmelerde Meclis-i Milli adıyla beraber toplanıp oy verirdi. Bu takdirde senato başkanı, Meclis-i Milli'ye başkanlık ederdi. Senato başkanı, eski sadrazam Küçük Said Paşa ve ikinci başkanı Müstakbel Sadrazam Mareşal Gazi Ahmet Muhtar Paşa idi. Meclis başkanı Ahmet Rıza Bey saklanmıştı. Meclisin ikinci başkanı ise Talat Bey idi. Meclis-i Milli'ye başkanlık eden Küçük Sadi Paşa, Sultan Hamid Devrinin geçtiğini anlamış padişahı tahttan indirerek yeni rejimde külah kapmaya uğraşıyordu. Ancak milletvekili ve senatörleri Talat bey'in baskı ve tehdidi altında idiler.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Verdana","sans-serif"; font-size: 10pt;"> <span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Bu tehdit ve çevreleri Makedonyalı çetecilerle çevrili olarak Meclis-i Milli, Yeşilköy’de toplandı ve Padişah'ın tahttan indirilmesi kararını aldı.25 Nisan da Mahmut Şevket Paşa, örfi idare ilan etmiş, İstanbul’a hakim olmuş birçok insan öldürülmüş ve asılmıştı.240 Milletvekili ve 34 senatör namına hal (tahttan indirme) kararı alan ve bunu saçma sapan ithamlarla dolu bir fetva ile de destekleyip halifelik sıfatının kalmasını da sağlayan ittihatçılar,3 ila 5 bin kişi tahmin edilen Hareket ordusu ile muazzam l.Ordu'nun gözleri önünde böyle bir başarıya eriştikleri için bahtiyardılar. Bu duygu, onları bundan sonra son derece de gözü kapalı ve imtiyazsız hareketlere sevk edecek ve kendilerine çok zararlı olacaktır.</span></div><script type="text/javascript">
<script async src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- yenireklam lll -->
<ins class="adsbygoogle"
style="display:inline-block;width:600px;height:120px"
data-ad-client="ca-pub-0095909836518467"
data-ad-slot="1209204466"></ins>
<script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Verdana","sans-serif"; font-size: 10pt;"> <span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Abdülhamit Han 'ın hal'ini kendisine tebliğ biçimi Türkiye tarihinin asla silinemez lekelerinden biridir. Hali tebliğe, milletvekili ve senatörlerden seçile seçile şu dört kişilik heyet memur oldu:</span></div>
<div style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-family: "Verdana","sans-serif"; font-size: 10pt;">Selanik milletvekili Yahudi Emanuel Karaso, senatör Ermeni Aram Efendi, Draç milletvekili Arnavut Es'ad Toptânî Paşa ve senatör bahriye feriki (Koramiral) Gürcü Arif Hikmet Paşa.</span></div>
<div style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-family: "Verdana","sans-serif"; font-size: 10pt;">Yeryüzündeki Müslümanların halifesi hal ini tebliğ eden heyette iki gayri müslimin bulunması yüz milyonlarca müslüman için hakaret teşkil eder.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Verdana","sans-serif"; font-size: 10pt;"> <span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Bunlardan Karaso, İtalya’nın maaşlı ajanıdır ve Libya'nın İtalya tarafından yutulmasında meşum bir rol oynadığı gibi, sonradan partisi olan İttihat ve Terakki'ye de ihanet etmiştir.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Verdana","sans-serif"; font-size: 10pt;"> <span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Jandarma Tümgenerali olan Es'ad Toptani Paşa, birkaç yıl geçmeden devlete başkaldırmış, Arnavut istiklali için sayısız Türk'ün kanına girmiş ve İşkodra müdafii Kurmay Albay Hasan rıza Bey'i sokakta sırtından vurdurarak şehit ettirmiş ve İşkodra yı düşmana satmıştır.</span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Verdana","sans-serif"; font-size: 10pt;"> <span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Aram efendi, Ermeni İhtilali komiteleri ile yakın ilişkiler içinde olan Türk kanı dökmüş bir adamdır. Sultan Hamid'den Ermeniler'in intikamını almak için heyete sokulmuştur. Emanuel Karaso Efendi nin Filistin'de kendilerine yurt verilmediği için Yahudilerden padişahın intikamın almak için sokuşturulduğu gibi... </span></div>
<h1 style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<tt><span style="font-family: "Verdana","sans-serif"; font-size: 10pt;">Kızıl Sultan'ı kim, niçin uydurdu ?</span></tt><span style="font-family: "Verdana","sans-serif"; font-size: 10pt;"></span></h1>
<div style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: x-small;"><span style="font-family: Verdana,sans-serif;">Sultan ll.Abdülhamit’e yakıştırılan Kızıl Sultan lakabı kimler tarafından ve ne amaçla takılmıştır.</span></span></div>
<div style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: x-small;"><span style="font-family: Verdana,sans-serif;">Sultan İkinci Abdülhamit Han devrinin ünlü Mâbeyn Başkâtibi Tahsin Pasa hatıratında :</span></span></div>
<div style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: x-small;"><span style="font-family: Verdana,sans-serif;">"... Ermeni ayaklanmalarında Ermeni papazlarının büyük rolü olduğunu ve kiliselerin ibadetten ziyade fesad ve sekavete hizmet ettiklerini haber almıştık. Ancak Ermeni ihtilalcileri bazı elçiliklerin de yardımıyla o derece mahirane tertibat almışlar, silah ve komitacılar, memlekete sokmak hususunda öyle yardımlar te'min etmişlerdi ki, ipucu bulmak mümkün olamıyordu. Nihayet bir gün, yine kendi aralarından te'min ettiğimiz bazı kimseler bize bu silahların Beyoğlu’nda Ermeni kilisesinin duvarında saklı olduğunu haber verdi.</span></span></div>
<div style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: x-small;"><span style="font-family: Verdana,sans-serif;">Bunun üzerine Zaptiye Nazırına emir gönderildi, bir heyet marifetiyle kilise basılarak duvar yıkıldı, silah deposu meydan çıktı!.. Bir ibadethaneyi eşkıya sığınağı haline sokan Ermeni ihtilalcilerin bu fesad ve ihaneti elçiliklerden çağrılan kimselere gösterildi ve hemen bir zabit tutuldu. Ermeni komitacıları, en ziyade Londra'da efkâr-i umumiyyeyi aleyhimize tahrik etmekte ve bilhassa nüfuzlu İngiliz kadınlarının yardımlarından istifade eylemekte olduklarından Türk dostu Sir Arshmitt Bartlet'in vasıtasıyla bu, kilisede çıkan silahlar Londra'ya gönderilerek Parlamento'nun yanında teshir ve bu suretle bize karşı uyandırılan gayz ve gazabın mecrası değiştirildi."</span></span></div>
<div style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: x-small;"><span style="font-family: Verdana,sans-serif;">Mâbeyn Başkâtibi Tahsin Pasa böyle kiliseyi silah deposu haline getiren Ermenilerin bu melanetinin Londra'da teşhir edilmesi "bize karşı duyulan gayz ve gazabın mecrası değiştirdi" diyor ama Ingilizler'deki bu değişiklik, gözler önüne serilen acı gerçeğe rağmen geçici olmuş, İngilizler kısa bir zaman sonra yine Ermenilerin haklarından bahsetmeye başlamışlardır!.. Ve İngilizlerin bu tutumu o devrin olayları içinde tabiidir!...</span></span></div>
<div style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: x-small;"><span style="font-family: Verdana,sans-serif;">Sultan İkinci Abdülhamit Han devrinde faaliyetlerini böyle kiliseyi silah deposu haline getirecek derecede arttıran Ermeniler yıllar boyu yer yer isyanlarla Dogu-Anadolu'yu bir Ermeni yurdu haline getirmek için çalışmışlarsa da, Abdülhamit Han Siyasi bilgi ve becerisiyle bu oyunları önleyip Doğu Anadolu’da bir ermeni devleti kurulmasını engellemiş karşılığında da bu şer güçler kendisine “Kızıl sultan” adını takarak intikam almak yoluna gitmişlerdir.</span></span></div>
<div style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: x-small;"><span style="font-family: Verdana,sans-serif;">Ermeniler Doğu Anadolu da bir Ermeni devleti kurabilmek için her türlü iftiralarının yanında birde köylerde çok büyük katliamlarda bulunmuş bunlar yetmiyor gibi Türkler bizi katlediyor iftiraları ile Avrupa’yı Osmanlılar üzerine kışkırtmışlardır.</span></span></div>
<div style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: x-small;"><span style="font-family: Verdana,sans-serif;">ll. Abdülhamit büyük devletlerarasında ki anlaşmazlıkları kullanarak hem bazı tavizler koparmış hemde yer yer Ermeni isyanlarını bastırmayı bilmiştir!... 1894 yılında Muş ve Siirt civarındaki Sason'da ayaklanan Ermeniler daha sonra Diyarbakır isyanını başlatmışlarsa da her iki isyanda Abdülhamit Han’ın yumruğunu yiyerek büyük zayiat verip geri çekilmişler ve bu mağlubiyetten hemen bir yıl sonra, bu kere 30 Eylül 1894 (30.09.1894, M.F.) Pazartesi günü ayaklanmışlar, fakat netice alamamışlar, 1896 yılının 26 Ağustos (26.08.1896, M.F.) Çarşamba günü yine İstanbul’da başlattıkları isyanda Osmanlı Bankası'nı (Osmanlı Bankası başka bir hikâye, M.F.) basmak, Babıâli’yi, tüneli havaya uçurmak, bazı elçiliklere tecavüzle Avrupa devletlerinin müdahalesini te'min etmek etmişlerse de, Abdülhamit Han, emrindeki "Yıldız İstihbarat Teşkilâtı" vasıtasıyla isyanı evvelden haber almış ve o gün Bankayı basan Ermeniler, hakları (!) verilmediği, yani, Doğu Anadolu kendilerine bırakılmadığı takdirde Bankayı havaya uçuracakları tehdidini savurup bu arada bir kaç bomba da patlatmışlar, fakat alınan tertibatla tümü ellerindeki teçhizatla yakalanmışlardır!...</span></span></div>
<div style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: x-small;"><span style="font-family: Verdana,sans-serif;">Patrik Izmirliyen idaresindeki bu isyan Ermeni mahallelerine kadar sıçramış ordu ve güvenlik güçlerini kışlaya çeken koca padişah limandaki hamalların ellerine sopalar vermek suretiyle isyancıların üzerine gönderilmiş hamallarla bu isyan bastırılmış ve oyun karşı oyunla bozularak hedefine varamamıştır.</span></span></div><script type="text/javascript">
<script async src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- yatay1 -->
<ins class="adsbygoogle"
style="display:inline-block;width:468px;height:60px"
data-ad-client="ca-pub-0095909836518467"
data-ad-slot="1249481199"></ins>
<script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>
<div style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: x-small;"><span style="font-family: Verdana,sans-serif;">Bütün bu işler olup biterken Avrupa devletleri Ermeni meselesini yine körüklemişler, Ruslar yukarıdaki sopalı olayı protesto ederken, İngilizler bir ara donanmalarıyla Çanakkale önlerine kadar gelmişlerse de, Abdülhamit Han’ın siyasî dehasıyla aldığı tedbirler önünde geri çekilmeye mecbur olmuşlardır!...</span></span></div>
<div style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: x-small;"><span style="font-family: Verdana,sans-serif;">Sultan İkinci Abdülhamit Han böyle aldığı tedbirlerle Devlet-i Aliyye'nin varlığı ve bekası yolunda çalışırken, düşmanın şerrinden kurtulamamış ve Fransız tarihçisi Albert Vandal, Ermeni isyanlarını bastırmasını bilen Abdülhamit Han’a kan dökücü manasına "Le Sultan Rouge" demiş, bizdeki gafiller de bir Hristiyanin Ermeni menfaatleri uğruna uydurduğu bu tabiri "Kızıl Sultan"'a çevirerek Abdülhamit Han hakkında kullanmaktan utanmamışlardır!...</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: x-small;"><span style="font-family: Verdana,sans-serif;"><span style="mso-spacerun: yes;"> </span><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Ne yazık ki gerek yurdumuzda gerekse dış dünyada bu ismi kullanan birçok araştırmacı ve okuyucu hala mevcuttur.</span></span></div>
<div style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<br /></div>
okuyanhttp://www.blogger.com/profile/05413132456832503701noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2325544223455049355.post-27466305102821645612015-07-06T10:21:00.002-07:002017-10-16T12:47:18.117-07:00 ABDÜLHAMİT l<div class="MsoNormal" style="mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: justify;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="font-family: "Verdana","sans-serif"; font-size: 10pt;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>ABDÜLHAMİT l</span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Verdana","sans-serif"; font-size: 10pt;"> <span style="mso-tab-count: 1;"></span>Osmanlı Padişahı ( İstanbul 1725- ay. y.1789) lll. Ahmet 'in Rabia Şermi Sultan'dan olma oğludur. Ağabeyi Mustafa lll ten sonra tahta çıkmıştır.49 yaşında padişah olmuş ve bu döneminde Osmanlı Rus savaşı sürmekteydi. Bu yüzden ilk iş olarak Ruslarla barış yapmayı denediyse de Osmanlı ordusunun ağır bir yenilgi alması sonucu Kırım ve çevresini Rusya'ya bırakan Küçük kaynarca antlaşmasını 21 Temmuz 1774 imzalamak zorunda kaldı. Anlaşmaya göre Kırım, Kuban, Bucak yalnız mezhep işlerinde halifelik makamına bağlı kalmak üzere bağımsız oluyor; Yenikale Kerç, Azak, Kılburun, büyük ve Küçük Kabartay Rusya'ya veriliyordu. Ayrıca Rusya'ya Türk topraklarındaki Ortodokslar üzerinde bir tür koruma hakkı tanınıyordu. Avusturya bu durumdan yararlanarak Boğdan Beyliği'ne bağlı Bokuvina'yı işgal etti.(1775)Bu arada karışıklıktan yararlanarak Basra'yı kuşatan İran 'a savaş açıldı.(1776) İran'da başlayan taht kavgasından yararlanan Osmanlılar Basra'yı geri aldılar.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Verdana","sans-serif"; font-size: 10pt;"> <span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Saltanatının ilk yıllarında Rusya ile ağır koşullar da barış imzalayan Abdülhamit l savaş sırasında çıkan ayaklanmaları bastırmak, askeri kurumları düzenlemek, yenileri kurmak zorundaydı. Ayaklanmalara karşı kaptanıderya Cezayirli Hasan Paşa’dan, Islahat işlerinde de sadrazam Halil Hamit Paşa'dan yararlandı. Cezayirli Hasan Paşa Suriye, Mısır, Mora'da ki ayaklanmaları bastırdı. Donanmadaki düzenin bozulmasından yaralanarak Anadolu halkını rahatsız etmeye başlayan Levent teşkilatı kaldırıldı.(1776).Özellikle Halil Hamit Paşa nın çabasıyla sürdürülen ıslahat daha çok askeri alanda etkili oldu. Rumeli ve Kafkaslar da ki kaleler güçlendirildi. Sürat topçuları çoğaltıldı. Lağımcı, Humbaracı ve ocaklarının ıslahı için Fransa'dan mühendisler getirildi. Mühendishane-i Berri hümayun açıldı. Tımarlı sipahilerin donanımını düzenlemek için bir nizamname hazırlandı. Yerli malı kullanma zorunluluğu getirildi. Yeniçerilere cülus bahşişi verme geleneğine son verildi. Sadrazam Halil Hamit Paşa padişahı indirip yerine veliaht Selim'i çıkartmaya çalıştığından azledilip sürüldü;sonra da idam edildi.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Verdana","sans-serif"; font-size: 10pt;"> <span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Bu arada Küçük Kaynarca antlaşmasından sonra Kırım'ın bağımsızlığı sözde kalmıştı. Ruslar Kendi yandaşları Şahin Giray'ın han olmasını sağladılar. Bu yüzden iki devlet arasındaki anlaşmazlık savaş noktasına kadar geldi. Kırım Han'ının seçiminde ortaya çıkan anlaşmazlık kısa süre içinde Osmanlı - Rus ilişkilerini yeniden bozdu. Fransa’nın işe karışmasıyla savaş önlenebildi. Aynalıkavak antlaşmasıyla 1779 geçici bir barış antlaşması yapıldı. Rusya’nın Kafkaslarda yayılmasında endişelenen Abdülhamit l kafkasyadaki bazı kavimleri Türk etkisi altına almaya çalıştı. Bu amaçla gönderdiği Ferah Ali Paşa başarılı çalışmalar yaptı. Kırım’da Rus yanlısı Şahin Giray'a karşı başlayan ayaklanmadan Rus Mareşali Potemkin, Kırım’ı işgal etti. Daha sonra Da Kırım'ın Rusya'ya katıldığını açıkladı.(1784).</span></div><script type="text/javascript">
<script async src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- Esnek reklam -->
<ins class="adsbygoogle"
style="display:block"
data-ad-client="ca-pub-0095909836518467"
data-ad-slot="3179068907"
data-ad-format="auto"></ins>
<script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>
<div class="MsoNormal" style="mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: justify;">
<span style="font-family: "Verdana","sans-serif"; font-size: 10pt;"> <span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Abdülhamit l in sadrazamlığa getirdiği Koca Yusuf Paşalar Ruslar ile savaşılmasından yanaydı. İngiltere ve Prusya da Osmanlılar'ı Ruslara karşı kışkırtıyordu. Osmanlı devletinin paylaşılması konusunda anlaşan (Grek Projesi) Rus çariçesi Katerina ll ile Avusturya İmparatoru Joseph ll nin Kırımda buluşmasına Bab-ı Ali tepki gösterdi.Rusya'ya bir ültimatom vererek Kırım'ı geri istedi.Olumsuz cevap üzerine Rusya'ya savaş açıldı.Abdülhamit l barış yanlısı olmasına karşın bir olupbitti sonucunda Avusturya savaş ilan etmeden Osmanlı topraklarına saldırdı.Avusturya cephesinde Koca Yusuf Paşa başarılı oldu.Şebeş yakınlarında kuşatılan Joseph ll komutasındaki Avusturya kuvvetleri bozguna uğratıldı.Ancak Ruslar'a karşı aynı başarı sağlanamadı .Osmanlı ordusu barışı bozmak istememesine rağmen 1787 de Kılburun kalesine saldırmak zorunda kaldı.Böylece 1792 tarihine dek sürecek olan yeni bir Osmanlı Rus , Osmanlı-Avusturya savaşı başladı.Padişah bir yandan iç karışıklıklarla bir yandan da Suriye,Mısırve Mora'da patlak veren isyanlarla uğraştı.Bu isyanlar Cezzar Ahmet Paşa vasıtasıyla ve Cezayirli Gazi Hasan Paşa vasıtasıyla bastırıldıysa da Abdülhamit l, sürmekte olan büyük savaşın sonunu öğrenemeden 7 Nisan 1789 da öldü.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: justify;">
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-family: "Verdana","sans-serif"; font-size: 10pt;"> <span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Abdülhamit l başarısızlıklarına karşın iyi niyetli reformcu çalışmalarıyla tanınır, yenilikçi bir padişahtı. Her konuda düşüncelerini yazarak vezirlerine bildirirdi Sadrazamlığa atadığı kişilere geniş yetkiler vererek gerekli ıslahatın yapılmasına çalıştı. Ordu da sürat topçularının, lağımcı, Humbaracı ve öteki topçu ocaklarının günün şartlarına göre düzenlenmesi Mühendishane-i Berri Hümayun (kara mühendishanesi) ve müteferrika matbaasının yeniden açılması ile yerli malı kullanımının özendirilerek, küçük sanayinin desteklenmesi onun döneminde yapılan olumlu işlerdendir. </span></div>
</div>
<div style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<br /></div>
okuyanhttp://www.blogger.com/profile/05413132456832503701noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2325544223455049355.post-65728094023366988652015-07-06T10:20:00.009-07:002017-10-16T12:47:40.363-07:00AHMED-I<div class="MsoNormal" style="margin: 3pt 0cm; text-align: justify; text-indent: 35.45pt;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">AHMED-I</b></span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 3pt 0cm; text-align: justify; text-indent: 35.45pt;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><br /></b> Osmanlı padişahı (Manisa 1590-İstanbul 1617). Mehmed lll'ün Handan Sultan'dan olan oğlu Babasının ölümüyle tahta çıktı ( 1603–1617 ).</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> Padişah olduğu sırada Osmanlı Devleti Avusturya ve İran ile savaşıyordu. İçeride ise Celali ayaklanmaları vardı. Çocuk yaşta başa geçtiği halde başarılı bir padişah oldu. Murat lll ve Mehmet lll dönemlerinde devlet yönetimlerine olumsuz etkileri olan büyükannesi Safiye Sultan'ı saraydan <span class="GramE">uzaklaştırdı.Doğu</span> cephesinde Cigalazade Sinan Paşa'yı Batı cephesine Sadrazam Malkoç Ali Yavuz Paşa'yı serdar atadı.Kışı Karabağ'da geçirmek isteyen Sinan Paşa , ordu ileri gelenlerinin zorlamasıyla ,askerini dağıtarak Van'da konakladı.Bundan yararlanan Şah Abbas l Van'a saldırınca Erzurum'a çekilmek zorunda kaldı.Daha sonra Selmas'ta İran kuvvetleri karşısında bozguna uğradı.(1605) Yavuz Ali Paşa ,Belgrat’ta ölünce sadrazamlığa atanan Lala Mehmet Paşa Peşte,Vaç, kalelerini (1604) ele geçirdi.1595 te kaybedilen Estergon'u geri aldı.(1605) Uyvar Weszprim,polata kaleleri Türkler'in eline geçti.Doğu serdarlığın atanan Lala Mehmet Paşa bu görevine başlamadan İstanbul'da öldü.Yerine Derviş Mehmet Paşa getirildi.Batı cephesi Serdar'ı Kuyucu Murat Paşa Avusturya ile Zitvatorok antlaşmasını yaptı.( 1606 ) yılında da Zitvatoruk Antlaşması ile Avusturya savaşına son verdi. Dönemin ünlü sadrazamı Kuyucu Murat Paşa'yı sadrazamlığa getirerek, Anadolu'yu karıştıran Celali ayaklanmalarını bastırdı. Daha sonra İran seferine gönderdiği Kuyucu Murat Paşa ölünce, Nasuh Paşa İranlılar la 1611 yılında barış antlaşması yaptı. Ahmet I zamanında, Murat Reis ve Kaptanıderya Halil Paşa Akdeniz'de Osmanlı donanmasına başarılar kazandırdılar. 1617 yılında İran'a yeniden savaş açıldığı sırada, Ahmed I uzun süren bir mide hastalığına yakalanarak hastalanıp <span class="GramE">öldü.Hüküm</span> sürdüğü dönemde güçlü bir devlet yönetimi kurmuş.Ayaklanmaları şiddet kullanarak bastırdı.Sadrazamları Derviş Mehmet ve Nasuh Paşaları idam ettirmekten çekinmedi.Dindardı Selim ll nin kaldırdığı içki yasağını yeniden koydu.</span></span><br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">
<script async src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- Esnek reklam -->
<ins class="adsbygoogle"
style="display:block"
data-ad-client="ca-pub-0095909836518467"
data-ad-slot="3179068907"
data-ad-format="auto"></ins>
<script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>
</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> Ahmed-I dindar, hayırsever bir padişahtı. İstanbul'da ünlü Sultanahmet Camii'ni yaptırdı. Medine'deki kutsal yerleri tamir ettirdi. Savaşlara katılmadı. Edirne ve İstanbul'daki saraylarda zamanını av eğlenceleri ve şiir yazıp, tasavvufla uğraşarak geçirdi. Ahmed Han ve Bahtî takma adıyla yazdığı şiirleri daha sonra bir Divan'da toplandı.</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> Padişahlığı sırasında yaptığı en önemli değişiklik saltanatın babadan oğula kalması kuralını kaldırmasıdır. Bu yenilikle, hanedanın en yaşlı üyesi tahta <span class="GramE">geçiyordu.Böylece</span> Bayezid-l ile başlayan ve Fatih Sultan Mehmed ile kanunlaşarak o güne kadar süregelen kardeş öldürme geleneği son buluyordu.</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> Ayasofya karşısında Mimar Mehmet Ağa'ya yaptırdığı altı minareli Cami (Sultanahmet Camisi) ile çevresindeki semt onun adını taşır.</span></span></div>
okuyanhttp://www.blogger.com/profile/05413132456832503701noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2325544223455049355.post-36479886327464710202015-07-06T10:20:00.006-07:002017-10-16T12:48:19.562-07:00AHİ EVRAN<div style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">AHİ EVRAN</b></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> <span style="mso-tab-count: 1;"></span>Türk sufi ve Türk debbağlar loncası piri (XlV. yy) Adı, kaynaklarda Mahmut Seyit Nimetullah Ahi Evren ya da Nasirettin Pir-i Piran Ahi Evren olarak geçer. <span class="GramE">Yaşamı efsaneleşen bu Türk sufisiyle en eski bilgiye Gülşehri 'nin onun kerametlerini anlattığı Keramet-ı Ahi Evren adlı yapıtında rastlanır.(1317 den önce)Murat ll döneminde (1421–1444) yazılan Vilayetname-i Hacı Bektaş_ı veli adlı yapıtta ise, Ahi Evren Hacı Bektaş-ı Veli'nin bir dostu olarak görülür.676 H./1277 tarihinde yazıldığı öne sürülen bir vakfiyede ise adı eş Şeyh Nasirettin Pir-i Piran olarak geçer. </span>Ancak Vakfiyede 1402 de ölen Hamit Veli'nin adının da bulunması 676/h.1277 tarihinin doğru olmadığını, vakfiyenin hiç olmazsa 1402 den sonra yazıldığını gösterir. Ahi Evren ile ilgili efsaneler bu kaynaklar dışında Ali'nin Künh ül ahbar ve Evliya Çelebi'nin seyahatname ve Yahya bin Halil el Burgazi'nin Fütuvvetnamesi'nde yer alır. Mezarının Trabzon (Boztepe) Konya, Kırşehir, Niğde ve Bursa'da olduğu öne sürüldüyse de günümüze kadar yalnızca Kırşehir'deki türbesi varlığını koruyabildi.</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> <span style="mso-tab-count: 1;"></span>Fütuvvetnamelerde adı Mahmut olarak geçen ve Hz.Peygamber'in amcası Abbas'ın oğlu olduğu öne sürülen Ahi Evren'in Türk Debbağlarının piri olarak soyağacı, dünyadaki bütün debbağların piri sayılan Zeyd-i Hindi ya da Hallac-ı Mansur'a kadar çıkar.</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> <span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Ahilik; kasabalara ve köylere kadar yayılan, en küçük örgütünden en büyüğüne kadar, millî birlik ve beraberliği, karşılıklı saygı ve sevgiyi, sosyal dayanışma ve yardımı temel ilkeler sayar. El birliği, gönül birliği ve kardeşlik havası içinde, din ve ahlâk kurallarına sıkı sıkıya bağlı, köklü, sağlam, düzenli ve millî bir toplum kurmayı amaç bilen, tarikat niteliğinde bir kuruluştur. Bu kuruluşa fütüvvet adı veriliyordu. Kendilerine özgü töreleri ve zaviye adıyla tanınan dernekleri vardı. Üyeleri daha çok meslek sahibi esnaftan kişilerdi. Küçük sanatların gelişip yayılmasında, sanat erbabının geleneksel kurallara göre yetiştirilmesinde ve ekonomik hayatını düzenlenmesinde bu birliğin büyük faydaları görülüyordu.</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 3pt 0cm; text-align: justify; text-indent: 35.45pt;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Fütüvvet ve ahiliğin tarihi eski olmakla birlikte, Anadolu'da ahiliğin kurulmasında Ahi Evran'ın öncülük ettiği söyleniyor ve Ahi Evran bu örgütün piri sayılıyordu.</span></span><br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span></span>
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 3pt 0cm; text-align: justify; text-indent: 35.45pt;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Ahi Evran’ın asıl adı Şeyh Mahmud Nasurıddin’dir. Orta Asya’nın Türk bölgesi olan Horasan'dan Anadolu'ya göçmüş, XIII. yüzyılın ortalarında Konya'ya gelip yerleşmişti.</span></span><br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 3pt 0cm; text-align: justify; text-indent: 35.45pt;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Hacı Bektaş-ı Veli hakkındaki deyişleri bir araya toplayan Velâyetname adlı esere göre, Konya'da bir süre oturan Ahi Evran, daha sonra Kayseri' ye gelmişti. Burada dericilik mesleğine girmiş, deri atölyelerinde çalışan bir işçi olmuştu. Deri terbiye etmenin, ham deriyi, türlü emek ve uğraşılardan sonra, olgun, kullanılır duruma getirmenin, onun. <span class="GramE">kokusuna</span> dayanmanın, insanı eğitmek, onu olgunlaştırmak kadar güç olduğunu bildiğinden bu mesleği seçmişti.</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 3pt 0cm; text-align: justify; text-indent: 35.45pt;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Ahi Evran, çilesini tamamladıktan ve manevî gücünü de ispat ettikten sonra, Kırşehir'e gelmiş, ahilik örgütünü burada kurmuştu.</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 3pt 0cm; text-align: justify; text-indent: 35.45pt;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 3pt 0cm; text-align: justify; text-indent: 35.45pt;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Ahi Evran, insan nefsinin bir ejder gücünde olduğuna, nefsini yenen kişinin, dünya hırslarından, kinlerinden, maddi isteklerinden arınacağına inanmıştı. İşte bu inanca bağlı olarak, Ahi Evran'ın nefis denen benlik yılanını içinden söküp atarak bir kamçı gibi elinde taşıdığı söylenmiş, kendisine yılanlı ahi anlamına gelen Ahi Evran denilmişti.</span></span><br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">
<script async src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- Esnek reklam -->
<ins class="adsbygoogle"
style="display:block"
data-ad-client="ca-pub-0095909836518467"
data-ad-slot="3179068907"
data-ad-format="auto"></ins>
<script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>
</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 3pt 0cm; text-align: justify; text-indent: 35.45pt;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Ahilik, tasavvufî inançlar içinde, halka “eline, beline ve diline sahip olma” ilkesini, yani hırsızlık ve haramdan uzak durmayı, namuslu olmayı, sır saklamayı, kötü söz söylememeyi telkin etmiştir. İnsanlar arasında ahlâkî prensipleri yaymıştır. İyiye, doğruya ve güzele dönük, kardeşçe yaşama ilkeleriyle Osmanlı Devletinin sosyal ve ekonomik düzenini, ilk esnaf örgütünü kurmuş, devletin yardımcısı olmuştur.</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 3pt 0cm; text-align: justify; text-indent: 35.45pt;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 3pt 0cm; text-align: justify; text-indent: 35.45pt;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Ahi Evran'ın kaç yıl yaşadığı bilinmemekle birlikte, XIV. yüzyılın başlarında Kırşehir'de öldüğü sanılmaktadır. Ahi Evran'ın hayatı, Hacı Bektaş-ı Veli’de olduğu gibi, yüzyıllardan beri söylenegelen çeşitli efsanelerle süslendiğinden, gerçek yaşantısı unutulmuştur. Ancak onun Kırşehir'deki türbesi, çağlar içinde Ahi Ocağı olarak yaşamış ve ziyaret edilmiştir. Ahi Evran adına, Ankara'da bir cami yaptırılmıştır. Camiin Selçuklu devri ağaç oyma işlemeli kapı ve pencereleri, bugün İstanbul'da, Amca Hüseyin Paşa Medresesinde saklanmaktadır.</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 3pt 0cm; text-align: justify; text-indent: 35.45pt;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 3pt 0cm; text-align: justify; text-indent: 35.45pt;">
<br /></div>
okuyanhttp://www.blogger.com/profile/05413132456832503701noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2325544223455049355.post-49637795032059099422015-07-06T10:20:00.003-07:002017-10-16T12:49:11.483-07:00AGOP DİLAÇAR<div style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">AGOP DİLAÇAR</b></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> </span></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjEBw5w5mriESw5IYC3FbP-ESoserf6b0vJBnju1ZfxnfS23fOIvoBrTsZCAEQIrKZjuRbI78Jk4ElZv5gaINU-FYwYGbElojlgSr5QxAb_ZjDKx0eQTdyN2iOjnuSG3wx0AsbIUPb0ZGg1/s1600/AGOP++D%25C4%25B0LA%25C3%2587AR.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjEBw5w5mriESw5IYC3FbP-ESoserf6b0vJBnju1ZfxnfS23fOIvoBrTsZCAEQIrKZjuRbI78Jk4ElZv5gaINU-FYwYGbElojlgSr5QxAb_ZjDKx0eQTdyN2iOjnuSG3wx0AsbIUPb0ZGg1/s1600/AGOP++D%25C4%25B0LA%25C3%2587AR.jpg" /></a></span></span></div>
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Dilci bilimci. İstanbul 1985-Ankara 1979<span class="GramE">)</span>Robert Kolejini bitirdikten sonra yedek subay olarak l.Dünya savaşına katıldı. Robert Koleji'nde öğretmenlik ve yöneticilik yaptı. Atatürk’ün isteğiyle Türk dil Kurumu uzmanlığına getirildi. İ.Üniversitesi Yabancı Diller Okulunda çalıştı. Soy adını Atatürk verdi.</span></span><br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span></span>
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">(1935)1936 <span class="GramE">dan</span> sonra on beş yıl süreyle Ankara DTCF'de dilbilim konusunda öğretim görevlisi olarak çalıştı. Türk Ansiklopedisinde danışmanlık ve baş redaktörlük yaptı. Dil konusundaki dikkatli ve ilginç yazıları düzenle en çok Türk Dili dergisinde çıktı.</span></span><br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">
<script async src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- Esnek reklam -->
<ins class="adsbygoogle"
style="display:block"
data-ad-client="ca-pub-0095909836518467"
data-ad-slot="3179068907"
data-ad-format="auto"></ins>
<script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>
</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> <span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Başlıca eserleri: Azeri Türkçesi (1950) ,Batı Türkçesi(1953) Devlet dili olarak Türkçe (1962),Wilhelm Thomson ve Orkun Yazıtlarının çözülüşü (1963),Türk Diline Genel bir bakış(1964),Dil, Diller ve Dilcilik (1968),Türkiye de dil Özleşmesi-Language Reform in Turkey (1969),Kutadgu Bilig İncelemesi(1972)</span></span><br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span></span></div>
<div style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<br /></div>
okuyanhttp://www.blogger.com/profile/05413132456832503701noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2325544223455049355.post-38851183936050080552015-07-06T10:19:00.009-07:002017-10-16T12:49:33.895-07:00AGÂH EFENDİ<div style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">AGÂH EFENDİ</b></span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> </span></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhTcaKGhFMSzwbrGRI7wgzwOCJeWVw9f7Jp6VJGUaIKwexnqjBGQNJkCjpRKBt2Y7ugsXFxZwCfpnV12h3CbxxhRPdd5xHzcgJCWKVeMNxUEtDqqgsQSLiaPQ6UCQecXMu4Vr88FME3ZUhY/s1600/AG%25C3%2582H+EFEND%25C4%25B0.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhTcaKGhFMSzwbrGRI7wgzwOCJeWVw9f7Jp6VJGUaIKwexnqjBGQNJkCjpRKBt2Y7ugsXFxZwCfpnV12h3CbxxhRPdd5xHzcgJCWKVeMNxUEtDqqgsQSLiaPQ6UCQecXMu4Vr88FME3ZUhY/s1600/AG%25C3%2582H+EFEND%25C4%25B0.jpg" /></a></span></span></div>
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> Türk gazeteci.(İstanbul 1832-Atina 1885) Yozgatlı Çobanzade <span class="GramE">ailesindendir.Galatasaray</span> Tıbbiye mektebi'nde gördüğü öğrenimini yarıda bırakarak Babıâli tercüme odasına girdi (1849).Elçilik kâtibi olarak Paris’te bulundu (1852–1854).dönüşünden sonra Rumeli ordusu çevirmenliği başta olmak üzere çeşitli görevler aldı.İbrahim Şinasi Efendi ile birlikte Türkiye'nin ilk özel gazetesi Tercüman-ı Ahval gazetesini kurdu (1860).Şinasi altı ay sonra ayrılınca,gazeteyi tek başına çıkardı. Postahane-i Amire nazırlığı (1861) <span class="GramE">yaptı.Vapur</span> işletmeleri ,Ereğli Kömür İdaresi ,Divan-ı Muhasebatta görev aldı.Nazırlığı sırasında Türkiye'de ilk kez posta pulu kullanımını başlattı(1862).</span></span><br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><script type="text/javascript">
<script async src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- Esnek reklam -->
<ins class="adsbygoogle"
style="display:block"
data-ad-client="ca-pub-0095909836518467"
data-ad-slot="3179068907"
data-ad-format="auto"></ins>
<script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>
</span></span><br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Genç Osmanlılar Cemiyeti'nin kuruluşunda görev alarak siyasal yenileşme hareketlerine katıldı.Cemiyet üyelerinin tutuklanması ile birlikte o da görevinden uzaklaştırıldı.Paris'e kaçtı.Gazetesi kapandı(1867).Brüksel'e oradan da Londra'ya geçti.Tercüman-ı Ahval’in harf kalıplarını ve baskı ustasını Londra'ya getirterek Hürriyet Gazetesi'nin yayımlanmasında etkin rol oynadı ancak siyasal etkinliklere katılmadı . 1884 te bağışlanarak "bala" rütbesiyle Rodos, sonra da Midilli mutasarrıflığına atandı. Atina elçiliğine getirilmesinden bir ay sonra öldü. Türk gazeteciliğinin kurucu ve öncülerinden sayılır.</span></span></div>
<div style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<br /></div>
okuyanhttp://www.blogger.com/profile/05413132456832503701noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2325544223455049355.post-67845733823700671792015-07-06T10:19:00.006-07:002017-10-16T12:49:58.867-07:00ADNAN MENDERES <div style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;">ADNAN MENDERES </b></span></span></div>
<div style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<div class="separator" style="clear: both;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjOuQr6GOYI6Y8onU2YvNxlMyvO23dh67neppjIS-6Io1gEkY5eB3K7O-U4yITChrWF6XpE91bfNZxRY127nHIfGFXcDLcr6cyi8ZqAb3WkNI1IUkKPQTWn0i7UrdknKohIn8e_ym0mzSHP/s1600/ADNAN+MENDERES.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjOuQr6GOYI6Y8onU2YvNxlMyvO23dh67neppjIS-6Io1gEkY5eB3K7O-U4yITChrWF6XpE91bfNZxRY127nHIfGFXcDLcr6cyi8ZqAb3WkNI1IUkKPQTWn0i7UrdknKohIn8e_ym0mzSHP/s1600/ADNAN+MENDERES.jpg" /></a></span></span></div>
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Aydın 1899- İmralı Adası 1961 hükümet ve siyaset <span class="GramE">adamı.İzmirli</span> Katipzadelerden İbrahim Ethem Bey ile Aydın'ın toprak sahibi ailesi Hacıpaşazadelerden Tevfika hanım'ın oğludur.İlk ve orta öğrenimini İzmir İttihat ve terakki Mektebi ile Kızılçullu Amerikan Kolejinde tamamladı.l.Dünya savaşı sırasında yedek subay olarak İzmir'de görevlendirildi.İzmir'in işgalinden sonra Aydın'dan iki arkadaşı ile Ayyıldız çetesini kurdu.Ardından Söke’de Piyade alayı emir subayı ,Sandıklı Süvari Bölüğü Subayı olarak Kurtuluş savaşına katıldı.</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> <span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Siyasal yaşama 1930 da Kurulan Serbest Cumhuriyet Fırkası'yla başladı. Partinin Aydın İl örgütünü kurarak başkanlığını yaptı. Partinin kapatılması üzerine CHP ye girdi.1931 seçimlerinde Aydın'dan milletvekili seçildi. Aynı dönemde Ankara Hukuk Fakültesi'ni bitirdi.1945 e kadar komisyon <span class="GramE">raportörlüğü</span> ve parti müfettişliği yaptı.1945 de Saraçoğlu hükümetinin getirdiği toprak reformuna karşı çıktı. Mecliste tasarıyı eleştiren ve dikkatleri üzerine çeken konuşmadan sonra partisinden istifa etti.7 Haziran 1945 de Celal <span class="GramE">Bayar ,Fuad</span> Köprülü,Refik Koraltan'la birlikte Dörtlü Takrir'i imzaladı.Siyasal hak ve serbestliğin anayasanın elverdiği ölçüde kullanılmasının istendiği bu önerge ,CHP grubunda geri çevrildi.Menderes bu sefer basın yoluyla tasarısını savunmaya başladı 25 Eylül 1945 te partinin i durumunu bozmak için partide kaldıkları gerekçesiyle Fuad Köprülü ile birlikte CHP den atıldı.7 Aralık 1945 te kurulan DP nin kurucuları arasında yer aldı.DP nin 62 milletvekili çıkardığı 1946 seçimlerinde Kütahya milletvekili seçildi.14 Mayıs 1950 seçimlerinde DP seçimi kazandı ve Menderes Başbakan oldu.27 Mayıs 1960 a kadar beş kez aralıksız bu görevi sürdürdü.Başbakanlığı döneminde Ülke iç ve dış siyasetinde önemli gelişmeler sağlandı.Tarımın makineleşmesi ve sağlanan krediler tarımsal üretimin artmasını sağladı.Kırsal kesimin yaşamında nispeten bir iyileşme sağlandı.Ulaşım ağının gelişmesi kapalı toplumsal yapıların ulusal pazarla bütünleşme sürecini hızlandırdı.Yol Liman Baraj v.b. inşaatları alt yapıda önemli değişmelere yol açtı.Yapılan bütün bu harcamalara yeterli öz kaynak bulunamayınca borçlanma yoluna gidildi.Bu durum ülkenin dışa bağımlılığını artırdı.</span></span><br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">
<script async src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- Esnek reklam -->
<ins class="adsbygoogle"
style="display:block"
data-ad-client="ca-pub-0095909836518467"
data-ad-slot="3179068907"
data-ad-format="auto"></ins>
<script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>
</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> <span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Dış ilişkilerde özellikle ABD ile yakınlaşma siyaseti güdüldü.20 Temmuz 1950 de Kore’ye asker gönderildi.18 Ocak 1952 de Türkiye NATO’ya girdi. 24 Şubat 1955 te Bağdat Paktı'nın kurucuları arasında yer <span class="GramE">aldı.Kıbrıs’la</span> ilgili olarak 11 Şubat 1959 da Zürich,19 Şubat 1959 da Londra antlaşmaları imzalandı.Bağımsızlık savaşı veren Cezayir'e karşı Fransızların yanında yer alması NATO ve CENTO çerçevesinde ABD ile yapılan ikili antlaşmalar bu dönemin önemli özellikleridir.</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> <span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Muhalefette iken savunduğu özgürlükçü tutumdan iktidara gelince yavaş yavaş uzaklaşıldı. TSP ve MP kapatıldı. Halkevleri kapatılarak malvarlığı hazineye devredildi. Öğretim üyelerinin etkin görev almasını önleyen yasa 141–142.maddeler CHP nin mallarının hazineye devri gibi yasalar DP döneminde çıktı veya değiştirildi. <span class="GramE">Bu tutum özellikle aydın çevrelerin önemli tepkisine neden oldu.1955 den sonra dış borç ve enflasyon yavaş yavaş hissedilmeye muhalefetin güçlenmesi DP içinde bazı rahatsızlıkları ortaya çıkması ardından bir grup Milletvekilinin partiden istifa etmesi ve yeni parti kurması gelişen olaylar oldu.29 Kasım 1955 te DP grubunda Menderes'in istifası istendi.1957 seçimlerinde oy kaybetmesine rağmen yine de seçimleri kazandı. </span>Gelişen olaylar parti içinde menderes'e karşı soğukluğu artırırken Menderes te baskısını artırmaya ve basın yoluyla işlenen suçların ceza kapsamını genişletti. Bu arada Londra'ya giderken geçirdiği uçak kazasına rağmen kurtuldu.18 Nisan 1960 ta CHP ve bir kısım basının ülkeyi ihtilale götürdüğü iddialarını araştırmakla görevli Meclis araştırma komisyonunu kuruldu.27 Mayıs 1960 da çıkarılan yasayla komisyona gazete, parti kapatma ve tutuklama girişimlerinde bulunma yetkisi verildi. Ankara ve İstanbul'da başlayan gösteriler üzerine hükümet sıkıyönetim ilan etti.27 Mayıs 1960 ta silahlı kuvvetler yönetime el <span class="GramE">koydu.Eskişehir’de</span> bulunan Menderes tutuklanarak Ankara'ya getirildi.Daha sonra öteki tutuklularla birlikte Yassı ada’ya gönderildi.MBK oluşturulan Yüksek Adalet Divanı'nca çeşitli suçlardan yargılandı.Anayasayı ihlal suçundan ölüm cezasına çarptırıldı.MBK onaylanarak 17 Eylül 1961 de İmralı'da infaz edildi.</span></span></div>
<div style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<br /></div>
okuyanhttp://www.blogger.com/profile/05413132456832503701noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2325544223455049355.post-14879115946114462772015-07-06T10:19:00.003-07:002017-10-16T12:50:22.851-07:00 ÂDEM ALEYHİSSELÂM<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"><span style="mso-tab-count: 1;"> </span>ÂDEM ALEYHİSSELÂM</b></span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> <span style="mso-tab-count: 1;"> </span><span class="GramE">Yeryüzünde yaratılan ilk insan ve ilk peygamber, bütün insanların babası. </span>Allahu telâlanın emri ile melekler çeşitli memleketlerden topraklar getirdiler. Çeşitli memleketlerden getirilen toprakları melekler su ile çamur yapıp insan şekline koydular. Bu şekilde Mekke ile Tâif arasında kırk yıl yatıp "salsâl" oldu yani pişmiş gibi kurudu. Önce Muhammed aleyhisselâmın nuru alnına kondu. Sonra Muharremin onuncu Cuma günü rûh verildi. Her şeyin ismi ve faydası kendisine bildirildi. Boyu ve yaşı kesin olarak bildirilmedi. Allahu tealânın emri ile bütün melekler Âdem aleyhisselâma karşı secde ettiler. Uzun zaman meleklerin hocalığını yapmış olan İblis, kibirlenip bu emre karşı geldi ve Âdem aleyhisselâma karşı secde etmedi. "O çamurdan yaratıldı, ben ise ateşten yaratıldım. Ondan üstünüm." iddiasında bulundu. İblis (şeytan) kendini üstün görüp, kibirlenerek Allahu tealânın emrine uymayınca gadab-ı ilâhiyyeye uğradı ve Cennet'ten kovuldu. Âdem aleyhisselâm kırk yaşındayken Firdevs adındaki Cennet'e götürüldü. Cennet'te bulunduğu sırada veya daha önce Mekke dışında uyurken sol kaburga kemiğinden hazret-i Havva yaratıldı. Allahu teali onları birbirine nikâh etti. Cennet'te yerleşmelerini ve Cennet'in meyvelerinden dilediklerini yemelerini bildirdi. Fakat Cennet'te bulunan bir ağaç için, "Bu ağaca yaklaşmayın, bu ağaçtan yemeyin." <span class="GramE">buyurdu.Âdem</span> aleyhisselâm ve Havva validemiz, Cennet'te bin yıl kadar yaşayıp, İblisin yalan yeminine inanarak yasak edilen ağacın meyvesinden unutarak önce hazret-i Havva, sonra Âdem aleyhisselâm yedikleri için Cennet'ten çıkarıldılar. Âdem aleyhisselâm Hindistan'da Seylan (Serendib) Adasına, Havva ise Cidde'ye indirildi. Birbirlerinden ikiyüz sene müddetle ayrı kalan Âdem aleyhisselâm ve hazret-i Havva bu müddet içinde ağlayıp yalvardıktan sonra tövbe ve duaları kabul oldu. Hacca gelmeleri emrolundu.</span></span><br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">
<script async src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- Esnek reklam -->
<ins class="adsbygoogle"
style="display:block"
data-ad-client="ca-pub-0095909836518467"
data-ad-slot="3179068907"
data-ad-format="auto"></ins>
<script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>
</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> <span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Arafat Ovasında hazret-i Havva ile buluştu. Kâbe'yi inşa etti. Her sene hac yaptı. Arafat Meydanında veya başka meydanda kıyamete kadar gelecek çocukları belinden zerreler hâlinde çıkarıldı. "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" diye soruldu. Hepsi; "Belâ=Evet!" dediler. Sonra hepsi zerreler hâline gelip beline girdiler. Buna "Ahd-ü-Misak" ve "Kâlû Belâ" denildi. Âdem aleyhisselâm ve hazret-i Havva daha sonra Şam’a geldiler. Burada yirmi defa ikiz evlâdı oldu. Bir defa da yalnız Şît aleyhisselâm oldu. Neslinden kırk bin kişiyi gördü. Oğullarına ve torunlarına peygamber olarak gönderildi. Cebrail aleyhisselâm kendisine oniki defa geldi. Kendisine on suhuf (forma) kitap verildi. Bu kitapta; iman edilecek hususlar, çeşitli diller ve lügatler, her gün bir vakit namaz kılmak, gusül boy abdesti almak, oruç tutmak, leş, kan, domuz eti yememek, tıb, ilaçlar, hesab, geometri gibi şeyler bildirildi. Ayrıca fizik, <span class="GramE">kimya,tıb</span>,eczacılık, matematik bilgileri öğretildi. İbranî, Süryanî ve Arab dillerinde kerpiç üstüne çok yazı yazıldı.</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> <span style="mso-tab-count: 1;"> </span>İlk insanlar, bazı tarihçilerin zannettiği gibi ilimsiz, fensiz, görgüsüz, çıplak ve vahşî kimseler değildi. Bugün Asya, Afrika çöllerinde ve Amerika ormanlarında tunç devrindekilere benziyen vahşîler yaşadığı gibi, ilk insanlarda da bilgisiz basit yaşayanlar vardı. Bundan dolayı ne bugünkü, ne de ilk insanların hepsi için vahşîdir denilemez. Hazret-i Âdem ve ona inananlar şehirlerde yaşarlardı. Okuma-yazma bilirlerdi. Demircilik, dokumacılık, çiftçilik, ekmek yapmak gibi sanatları vardı. Altın üzerine para dahi basılmış, maden ocakları işletilip, çeşitli aletler yapılmıştı.</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /> <span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Âdem aleyhisselâmın hiç sakalı yoktu. İlk sakalı çıkan Şit aleyhisselâmdır. Hazret-i Âdem çok güzeldi. Siyah saçlı ve buğday tenliydi. Onbir gün hasta yatıp, bir Cuma günü vefat etti. Âdem aleyhisselâm vefat edince, Cebrail aleyhisselâm bir gömlek giydirdi. Şit aleyhisselâma yıkamayı öğretti. Yıkayıp kefenlediler. Hâdis-i şerifte buyruldu ki: "Âdem aleyhisselâm vefat edince, melekler üç defa su ile yıkadılar. Onu defnettiler." Sonra çocuklarına dönerek; "Ey âdemoğulları! Ölülerinize böyle yapınız dediler." Şit aleyhisselâm imam olup cenaze namazını kıldırdı. Âdem aleyhisselâmın kabri; Kudüs’te, Minâ’da, Mescid-i Hîf'te veya Arafat’tadır. Hayatını bildiren rivayetler birbirinden farklıdır.</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Hazret-i Âdem, Allah’a ilk hamd ve ilk tövbe edendir. Seçilmişlerin ilki, yeryüzünde Allahu tealânın ilk halifesidir. Birçok mucizeleri vardır. Bunlardan birkaçı şöyledir:</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span class="GramE"><span style="font-family: "verdana" , "sans-serif"; font-size: 10.0pt;">Yırtıcı,vahşi</span></span><span style="font-family: "verdana" , "sans-serif"; font-size: 10.0pt;"> hayvanlarla konuşurdu.Susuz dağ ve taşlara elini vurunca,pınarlar fışkırır,temiz sular akardı.Eline aldığı ufak taşlar,yüksek sesle Allahu teâlâyı zikrederdi.</span></span></span></div>
<div style="text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<br /></div>
okuyanhttp://www.blogger.com/profile/05413132456832503701noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2325544223455049355.post-27032239853655977032015-07-06T10:19:00.000-07:002017-10-16T12:50:51.731-07:00ABDÜLMECİD<div class="MsoNormal" style="mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> ABDÜLMECİD</b></span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> <span style="mso-tab-count: 1;"> </span></span></span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="mso-tab-count: 1;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiBjr-cBcM2fwVGi8_ydco-vxouFDCrd-kV84jtr8T_oPVF15b4yao1chn4BDvcQZuU9GGCZz2kgaOX37wesIS9M8hb7031Ax8taVu4srF45_3PJJAbC9g_v8zD3OJzEmLU6hGyL2OxlGrB/s1600/ABD%25C3%259CLMEC%25C4%25B0D.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiBjr-cBcM2fwVGi8_ydco-vxouFDCrd-kV84jtr8T_oPVF15b4yao1chn4BDvcQZuU9GGCZz2kgaOX37wesIS9M8hb7031Ax8taVu4srF45_3PJJAbC9g_v8zD3OJzEmLU6hGyL2OxlGrB/s1600/ABD%25C3%259CLMEC%25C4%25B0D.jpg" /></a></span></span></span></div>
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><span style="mso-tab-count: 1;"></span>Otuzbirinci Osmanlı Padişahı. Doksanaltıncı İslam Halifesidir.1823–1861 sultan Mahmut ll ile Bezmi Âlem Valide Sultan 'ın oğludur. Babasının ölümü üzerine tahta çıkmıştır. Sorunlu bir dönemde padişah <span class="GramE">olmuş,Nizip</span> yenilgisi,firari Ahmet Paşa'nın Osmanlı donanmasını Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa'ya teslimi v.s.</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> <span style="mso-tab-count: 1;"> </span><span class="GramE">Temelde barışçı bir siyaset ve ekonomik durumu düzeltmeyi amaçlayan bir yönetim şeklini benimsemiş olan Abdülmecit 3 Kasım 1839 da Mustafa Reşit Paşa tarafından okunan Tanzimat Fermanı ile Avrupa devletleri'nin desteğini sağladı ve onların yardımı ile M.Ali Paşa baskısından kurtuldu.13 Temmuz 1841 Londra Boğazlar antlaşması'yla da Osmanlı devletinin Boğazlar üzerindeki egemenliğini güvence altına aldı; Fakat Ruslar'ın Eflak ve Boğdan 'ı işgal etmeleri üzerine 4 Ekim 1856 da Rusya'ya savaş açtı. </span>Böylece 30 Mart 1856 Paris Antlaşması'yla sona erecek Kırım savaşı başlamış oldu. Osmanlı devleti İngiltere ve Fransa'nın yardımıyla savaşı kazandı. <span class="GramE">Bu savaştan sonra yayınladığı "Islahat Fermanı "ile Yenileştirme çalışmalarını sürdüren Abdülmecit eğitim, adliye, askerlik ve maliye alanlarında birçok değişiklik yaptı.1839 da Rüştiye okulları darülmaarif (kız lisesi) ve ilk muallim mektebi (öğretmen okulu) açıldı.1843 de sürekli askerlik kaldırılarak, yerine süreli askerlik ve kura yöntemi getirildi.1857 de Maarif umumiye nezareti (Eğitim bakanlığı) kuruldu. </span>İlk ceza yasası hazırlandı. Devletin gelir ve giderleri bir bütçeye bağlandı. Bu dönemin bir özelliği de Osmanlı Devleti'nin ilk kez Avrupa devletlerinden borç almasıdır. Dış ülkelerden alınan paranın bir kısmı bayındır işlerine harcandı. Gureba hastanesi, Mecidiye Camii, Dolmabahçe Sarayı yapıldı. İlk olarak kâğıt para çıkarıldı. Galata köprüsü yapıldı. Küçük Mecidiye ve Büyük Mecidiye camilerini yaptırdı. Şirket-i Hayriyye denilen Boğaziçi vapurları işletilmeğe başlandı. Aydın demiryolu yapıldı. Arazi Kanunu çıkarıldı. Belediye teşkilatı kuruldu.</span></span><br />
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">
<script async src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- Esnek reklam -->
<ins class="adsbygoogle"
style="display:block"
data-ad-client="ca-pub-0095909836518467"
data-ad-slot="3179068907"
data-ad-format="auto"></ins>
<script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>
</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> <span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Abdülmecit çeşitli toplulukları eşitlik ilkesi içinde ve Osmanlıcılık düşüncesi içerisinde birleştirmeye çalıştı. Fakat özellikle gayri Müslimlerce uyanan ve batılı devletlerce desteklenen ulusçuluk duyguları böyle bir birliğin kurulmasını imkânsızlaştırıyordu. 1856 ıslahat fermanıyla gayri Müslimlere verilen geniş ayrıcalıklar Müslümanların tepkisine yol açtığı <span class="GramE">gibi,gayri</span> Müslimlerde askere alınma kararına karşı çıktılar.Osmanlı toplumu yeniden huzursuzluklara sürüklendi Cidde'de (1857),Karadağ'da (1858) olaylar çıktı Avrupa devletleri olayların bir Avrupa komisyonunca denetlenmesini istediler.</span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> <span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Abdülmecit’in tahta çıkışı sevinç uyandırmış fakat içkiye ve kadınlara düşkünlüğü özel eğlenceleri savurganlığı sonunda halkın sevgisini kaybetmişti. Talihi Mustafa Reşit, Mehmet Emin, Ali Fuat Paşa'lar gibi devlet adamlarına rastlamasıydı. Tutucuların tepkisi ile karşılaşmasına rağmen halkın dertlerini birebir dinleyen ilk padişah olmuştur. Tanzimat'ın uygulanmasında ortaya çıkan aksaklıkları yerinde görmek için yurt gezilerine çıktı.1844 <span class="GramE">te;İzmit</span>.Mudanya,Bursa Gelibolu,Çanakkale,Limni,Midilli,Sakız'ı ziyaret etti.1846 da Silistre'ye kadar uzanan bir Rumeli gezisine çıktı.Her yıl Meclis'i bir nutukla açması onun parlemontoya verdiği önemi gösterir.Dışardan aldığı borçla bir kısım saray ve köşkler yaptırdı. </span></span></div>
<div class="MsoNormal" style="mso-margin-bottom-alt: auto; mso-margin-top-alt: auto; text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> <span style="mso-tab-count: 1;"> </span>Abdülmecit’in gayretleri yurt içinde barış'ın sağlanmasına yetmedi. Özellikle Hıristiyan halklarına tanınan haklar, Müslümanlar arasında huzursuzluklara neden oldu. Milliyetçilik akımları yaygınlaştı İsyanlar patlak verdi. Abdülmecit Fransa'nın Lübnan sorununa karışarak Beyrut'a asker çıkarmasından kısa bir süre sonra 25 Haziran 1861 hastalanarak öldü. Sultan Selim Camii bahçesine defnedilmiştir. Türbesinin <span class="GramE">yüksekliğinin , Yavuz</span> Sultan Selim Türbesinin yüksekliğinden aşağı olmasını vasıyyet etmiş ve öyle yapılmıştır.Türbesinde oğulları Burhaneddin Efendi ve Osman safiyuddun Efendi'de vardır.</span></span></div>
<div style="text-align: justify;">
<span style="font-size: small;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> <span style="mso-tab-count: 1;"> </span></b></span></span></div>
okuyanhttp://www.blogger.com/profile/05413132456832503701noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2325544223455049355.post-71582080343139777352015-07-06T10:18:00.004-07:002017-10-16T12:51:08.697-07:00AHMET RASİM<div style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 35.4pt; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<b><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> AHMET RASİM</span></b></div>
<div style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> </span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi3k6Z4oCIN3eU_5HiXxOBPjYw_p8o0hFjYZYSPaokMQFNxJsIi9W6_TTaz7vh4LmZmm5w2LlgHKhrYA2j4ZiRoy8Uml0gaq8cuz-uB5y4hHBhOznrtsjIC75xU4elfuLWJcN3KLMSDt7Jz/s1600/AHMET+RAS%25C4%25B0M.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi3k6Z4oCIN3eU_5HiXxOBPjYw_p8o0hFjYZYSPaokMQFNxJsIi9W6_TTaz7vh4LmZmm5w2LlgHKhrYA2j4ZiRoy8Uml0gaq8cuz-uB5y4hHBhOznrtsjIC75xU4elfuLWJcN3KLMSDt7Jz/s1600/AHMET+RAS%25C4%25B0M.jpg" /></a></span></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> <span class="GramE">Babasız büyüdü, mahalle mektebinden geçtiği Darüşşafaka'da orta öğretimini bitirerek (1883) posta idaresinde memurluğa başladı, kısa bir süre sonra gazeteciliği seçerek Ahmet Mithat Efendi'nin Tercuman-ı Hakikat'ında başladığı (1884) yazarlığını ölümüne kadar çeşitli gazetelerde sürdürdü, hemen bütün dergilerde yazılar yayımladı, 1927–1932 döneminde İstanbul milletvekili olarak Meclis'te bulundu, Geçimini kaleminin ürünlerinden sağlayan bir gazeteci olarak Ahmet Rasim hemen her türde eserler verdi. </span>Öyküler, romanlar, inceleme ve araştırmalar yazdıysa da en çok günlük yaşam izlenimlerini ince dikkatlerle saptayan anı ve fıkralarıyla dikkati çekti. Bu tutumuyla özellikle söyleşi ve anılarında ömür dönemlerini başlıca özellikler ve ayrıntılı betimlemelerle canlandırarak usta bir tanıklığı yapmış oldu. Çevirileri, bilim ve tarih eserleri, birer büyük öykü yapısındaki tefrika romanları, Ahmet Mithat etkisindeki popüler gazetecilik emeğinin yan ürünleri sayılır.</span></div>
<div style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> İlk gençlik şiirlerinde Edebiyat-ı cedide etkisi görülen şair, Fecr-i ati döneminde (1909 <span class="GramE">dan</span> sonra) bu etkiden kurtulmuşsa da o dönemde yazdığı şiirler dil bakımından yine Edebiyat-ı cedide şiirlerinin özelliklerini taşıdı; bunlardan yabancı sözcükler ve yabancı dil kurallarına fazlaca yer verdi. Birinci dünya savaşından sonraki şiirleriniyse , "Yeni lisan" akımının etkisiyle sade bir dille yazdı.</span></div>
<div style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> Kendinden sonra yetişen kuşakların şairlerinden Ahmet Hamdi Tanpınar, Ahmet Muhip Dranas ve Cahit Sıtkı Tarancı üzerinde etkisi görüldü.</span></div>
<div style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> Neşir alanında sohbetler, fıkralar, mensur şiirler ve birtakım gezi notları yazdı. Bunlar anlam bakımından açık yazılar olmakla birlikte şiirleri gibi mecazlarla yüklüydü.</span></div>
<div style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> <span class="GramE">Fecr-i ati döneminde ağır bir dille yazmış olduğu şiirlerini Göl saatleri (1921) adlı bir kitapta, Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra sadece dille yazdığı şiirleriniyse Piyale (1926) adlı bir kitapta topladı; ölümünden sonra bu iki yapıt ve bunlara girmemiş olan son şiirleri bir araya getirilerek Ahmet Haşim'in şiirleri (1938) adıyla yayımlandı.</span></span></div>
<div style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> Akşam ve İkdam gibi gazetelerde yer alan sohbet ve köşe yazılarını Gurebahane-i Laklakan (Leylekler Hasta hanesi) (1928),bize Göre (1928) adlı kitapta topladı. Hastalık tedavisi için gittiği Frankfurt gezisi ile ilgili gezi notlarını (Frankfurt Seyahatnamesi) (1933) adlı bir kitapta yayımladı.</span></div>
<br />
<script async src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- Esnek reklam -->
<ins class="adsbygoogle"
style="display:block"
data-ad-client="ca-pub-0095909836518467"
data-ad-slot="3179068907"
data-ad-format="auto"></ins>
<script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>
<br />
<div style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
</div>
<br />
<div style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
</div>
<br />
<div style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> Onun asıl başarısını kişisel yaşamının dikkatlerinden alan anı, fıkra ve söyleşilerinde buluruz. Bu türlerdeki başlıca eserleri; Gecelerim (1894), Şehir Mektupları (4cilt, 1910–1911, 1.cildin yeni basımı Ahmet Kabaklı'ca 1971), İki Hatırat Üç Şahsiyet (1916; yeni basımı İbrahim Olgun'ca yapıldı, 1976), Eşkâl-i Zaman<span class="GramE">(</span>1918, yeni basım Orhan Şaik Gökyay 'ca 1969,Fuhş-i Atik (2cilt)Hamamcı ülfet adıyla Server İskit’çe, Gülüp ağladıklarım1926 Ahmet Sevinç'çe yalınlaştırılarak 1979 falaka 1927 Muharrir Bu Ya, Ramazan sohbetleri</span></div>
okuyanhttp://www.blogger.com/profile/05413132456832503701noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2325544223455049355.post-76951631811346052072015-07-06T10:18:00.001-07:002017-10-16T12:51:31.019-07:00 AHMET MUHİP DRANAS AHMET NAKŞÎ<div style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 35.4pt; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<b><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> AHMET MUHİP DRANAS</span></b></div>
<div style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;"><script type="text/javascript">
<script async src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- Esnek reklam -->
<ins class="adsbygoogle"
style="display:block"
data-ad-client="ca-pub-0095909836518467"
data-ad-slot="3179068907"
data-ad-format="auto"></ins>
<script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> </span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi7X02Lq4cP29QHfdCkLl5J_vGeqGfLzhz1Wb9i4JOiETb34VrYOpI1xTXjAW7qWZf1PZlshP1r_PvEaJ6PoFPohVD7y0wDMUnkPxa63Ik7FoYvcl_mETJ4ab5xeCIgX5WmAhb4R9poPhmh/s1600/AHMET+MUH%25C4%25B0P+DRANAS.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi7X02Lq4cP29QHfdCkLl5J_vGeqGfLzhz1Wb9i4JOiETb34VrYOpI1xTXjAW7qWZf1PZlshP1r_PvEaJ6PoFPohVD7y0wDMUnkPxa63Ik7FoYvcl_mETJ4ab5xeCIgX5WmAhb4R9poPhmh/s1600/AHMET+MUH%25C4%25B0P+DRANAS.jpg" /></a></span></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> (1909–1980) <span class="GramE">Şair,yazar</span>.Ankara Erkek Lisesi'ni bitirdi.Ankara hukuk,İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'nde okudu.Yüksek öğrenim yıllarında Ankara ve İstanbul'da çeşitli işlerde çalıştı.Daha sonra Ankara'da CHP Genel Merkezi'nde Halk Evleri kültür ve sanat yayınlarını yönetti.Çocuk Esirgeme Kurumu Yayın müdürü,Kurum Başkanı İş Bankası yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı.İlk şiiri 1926 da Mili Mecmua'da basıldı.Daha sonrada Servet-i Fünun ,görüş,Varlık, Çığır,Ağaç, gündüz,Oluş,yücel dergilerinde şiirleri yayınlandı.Dranas BaudelaireVerlaine semboliz- minden yola çıkarak kendine çözgü bir şiir kurmuştur.Şiirindeki anlatım yeni ,imgeler zengin,ses ve biçim kusursuzdur.Şiirleri ölümünden sonra bir kitapta toplanmıştır.</span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"><br /></span></div>
<div style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> Tiyatro alanında da eserler veren yazar 1946 da gölgeli,1948 de O böyle istemezdi,1977 de Çıkmaz adlı oyunları sahneledi.</span></div>
<div style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> Başlıca <span class="GramE">eserleri:O</span> böyle istemezdi,(1949).Şiirler (1974)Gölgeler ve Çıkmaz (Oyunlar) (1978)</span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"><script type="text/javascript">
<script async src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- Esnek reklam -->
<ins class="adsbygoogle"
style="display:block"
data-ad-client="ca-pub-0095909836518467"
data-ad-slot="3179068907"
data-ad-format="auto"></ins>
<script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>
</span></div>
<div style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<b><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> AHMET NAKŞÎ</span></b></div>
<div style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> Türk Minyatür <span class="GramE">sanatçısı ,astrolog</span>,şair (İstanbul XVl.yy.sonu-? XVll yy.başı) yaşamına ilişkin bilgiler Âşık Çelebi'nin <span class="GramE">tezkiresindedir.Ahırkapı</span> semtinden olan sanatçı , Ahmet l döneminde (1603–1617) Süleyman iye Camisi'nin muvakkitliğini de yapmıştır.Taşköprülüzade'nin Osman ll ye sunduğu Şakaik-i Numaniye adlı çevresindeki minyatürleri ,XVll.yy.Osmanlı sanatının önemli örnekleridir.Topkapı Sarayı müzesi kütüphanesinde bulunan bu yapıtta ,sanatçının bu metindeki betimlemelere dayanarak çizdiği ,din adamlarının ve bilginlerin düşsel portreleri vardır.</span></div>
<div style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 35.4pt; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<b><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> </span></b></div>
okuyanhttp://www.blogger.com/profile/05413132456832503701noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2325544223455049355.post-25193297462931430082015-07-06T10:17:00.000-07:002020-03-11T07:39:02.146-07:00AHMET MUHTAR PAŞA<div style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 35.4pt; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<b><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> AHMET MUHTAR PAŞA</span></b></div>
<div style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgxwrVgjgZtW_A3iqOjfsTSETrDohySEdUPWCbWtdiqDYjJviXXh28n5BAY6LvIU5zHfx_ZirvEiZRqX89eNIhOpImiM8fFtmGO6a8HtCZPB1oQYrPPRwIQbwtimVpuYd42c-jVc9pdlKHk/s1600/AHMET+MUHTAR+PA%25C5%259EA.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="color: black;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgxwrVgjgZtW_A3iqOjfsTSETrDohySEdUPWCbWtdiqDYjJviXXh28n5BAY6LvIU5zHfx_ZirvEiZRqX89eNIhOpImiM8fFtmGO6a8HtCZPB1oQYrPPRwIQbwtimVpuYd42c-jVc9pdlKHk/s1600/AHMET+MUHTAR+PA%25C5%259EA.jpg" /></span></a></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> <span class="GramE">Komutan devlet adamı. </span>Bursa 30 Ekim/1 Kasım 1839 İstanbul/Fener yolu 21 Ocak 1918 Katırcıoğullarından Hacı Halil Ethem Efendi'nin oğludur.6 yaşındayken babası öldüğünden dedesi İpekçiler kethüdası Hacı İbrahim Ethem Ağa'nın yanında yetişti. Bursa Askeri İdadisi'nden sonra Harbiye'yi ve birincilikle Erkan-ı Harbiye yi bitirdi. İlk görevine Serdar'ı Ekrem Ömer Paşa'nın yanında Kurmay Yüzbaşı olarak başladı. Karadağ savaşlarından küçük bir birlikle Ostrak geçidi'ni alarak üstün düşmana karşı bu geçidi savundu ve ilk yarısını aldı. Bir süre Harbiye de öğretmenlik yaptı. Binbaşı olunca 1864 Fırka-i İslâhiye nin Erkan-ı Harbiye sine atanarak Kozan yöresine gitti. Kaymakamken Şehzade Yusuf İzzettin Efendi 'nin hocalığına getirildi. Şehzadeyle birlikte sultan Abdül Aziz'in Avrupa gezisine katıldı.1867 Karadağ sınırında toprak değişimiyle görevli kurulda komiser olarak Hersek ve İşkodra'ya gitti. Miralay olunca 1869 bu görevine ek olarak Dar-ı Şüra -yı Askeri üyeliği verildi. Mirliva rütbesi ile Emir Muhammet bin Aziz'in Yemen ayaklanmasını bastırmak için gönderilen orduya öncü atandı. Buradaki başarılarından sonra Ferikliğe atandı ve müşirliğe yükselerek vilayet yapılan Yemen'e Vali ve Kumandan olarak atandı. Vilayette süren ayaklanmaları bastırdı. Yönetim örgütünü kurdu. Devlet egemenliğini sağladı. Vilayet merkezi yaptığı Sana'da askeri koğuşlar, ambarlar, cephanelikler, baruthane ve okullar yaptırdı. Şumnu İkinci ordu müşavirliğinden 1873 sonra Erzurum'a Vali ve dördüncü ordu komutanı atandı. Eylül 1874. Erzurum'daki bu birinci görevi kısa sürdü. İstanbul’da Yusuf İzzettin komutasındaki Hassa ordusu Kurmay başkanlığına atanarak Bosna -Hersek genel komutanlığıyla görevlendirildi. Hersek’te başlayıp Balkanlar'a yayılma eğilimi gösteren ayaklanmaları bastırdı. Bu arada başlayan Sırbistan savaşı'nda Karadağ Prensi Nikola'ya karşı başarılarından dolayı Padişah tarafından altın kılıçla ödüllendirildi. Karadağ cephesi dönüşü dördüncü ordu Müşirliğine atandı. Bu sırada başlayan 1877–78 Osmanlı Rus savaşı konusunda Padişaha ayrıntılı bir plan sundu. Karadeniz’in donanmayla birlikte sürekli taranmasını istedi.26 Mart 1877 de Erzurum'a ikinci kez gitti. Kars cephesinde Ardahan'la Doğu Beyazıt'ın Rusların eline geçmesi üzerine Ünlü Erzurum savunmasının hazırlıklarına girişti. Kentin tahkimini güçlendirdi. Zivin’de savunma hattını kurdu. Rus ordusuna üst üste darbeler vurdu Yenilen Ruslar Günre yakınında Yeniköy'e kadar çekilmek zorunda kaldılar. Ahmet Muhtar Paşa savunma hattını Kars'tan Ani'ye kadar uzattı. Zaman zaman düşmana hücum ederek zaman zaman düşman hücumlarını kırarak üstün Rus ordusuna karşı savunmayı sürdürdü. Gedikler 25 ağustos 1877 ve yahniler 24 Ekim 1877 Hacı Veli savaşlarında düşman kuvvetlerini bozguna uğrattı. Fakat İstanbul'dan istediği yardımı alamayan A. Muhtar Paşa Kars'ı ele geçiren üstün Rus kuvvetlerinin saldırısı karşısında Erzurum'a çekilmek zorunda kaldı. Erzurum'a iki koldan saldıran Rus birliklerini Tabya Savaşı'nda püskürttü. Bir karşı saldırıyla düşman ordusunu Erzurum önünden Deve Boynu'na kadar uzaklaştırdı. Yeni destekler ve taze güçlerle Erzurum'a ikinci kez saldıran Rus ordusuna karşı girişilen sokak savaşlarına kadın ve çocuklarda katıldı. <span class="GramE">mahallelerde</span> birçok Rus askeri öldürüldü. Fakat kendi kuvvetleri eriyen ve hiçbir yardım alamayan A.Muhtar Paşa Erzurum'u bırakıp Bayburt'a çekilmeye karar verdi. Kararı İstanbul'ca hoş karşılanmadı. Kış boyu savunmayı sürdürdüyse de Van yöresinde başlayan çete savaşları Anadolu ordusunun önemini azalttığı için A.Muhtar Paşa İstanbul'a çağrıldı. Erzurum’u savunmasından sonra Gazi unvanıyla anılan A.Muhtar Paşa Balkanlar'ı aşan Ruslara karşı Çatalca'da bir savunma hattı kurmakla görevlendirildi. Terkos’tan Büyük Çekmece'ye uzanan hattın Başkomutanı olarak savunma düzenini kurdu.</span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"><script type="text/javascript">
<script async src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- Esnek reklam -->
<ins class="adsbygoogle" data-ad-client="ca-pub-0095909836518467" data-ad-format="auto" data-ad-slot="3179068907" style="display: block;"></ins>
<script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>
</span></div>
<div style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> Edirne'de silah bırakışması imzalanmasından sonra savunma hattını B.Köy'e kadar çekti ve Rusların Rami Kışlası'na yerleşmesi’ne izin vermedi. Ayestefanos barış görüşmelerine başlayınca Muhtar Paşa komutanlık görevinden alınarak Erkan-i Harbiye Başkanlığı'na getirildi. Yerine G.Osman Paşa atandı. Sonraları Tophanei Amire yöneticiliği, Girit isyanını bastırmak, Berlin anlaşması uyarınca kurulan Türk Yunan sınır komisyonunda Başkomiserlik üçüncü ordu müfettişliği ve Manastır valiliği yüksek askeri teftiş komisyonu başkan vekilliği Mısır olağanüstü komiserliği gibi görevlerde bulundu. ll. Meşrutiyetin ilanından sonra İstanbul'a döndü. Yeni kurulan Meclis-i Mebusan-ı harbiye ve Meclis-i Mebusan üyeliklerine seçildi. Bir yıl sonra da Müşir rütbesi ile emekliye ayrıldı. 1909. Yeni Padişah Mehmet Reşat'ın yanından ayrılmayan A.Muhtar Paşa çok istediği sadrazamlık yerine Padişah'ın tahta çıkması nedeniyle geleneksel kutlamaları iletmek üzere <span class="GramE">İngiltere ,Fransa</span> ve İtalya'ya temsilci göndermekle yetinmek zorunda kaldı.İtalyanların Trablusgarb'a çıkması üzerine sadrazam olduysa da 22 Temmuz 1912 İttihat-ı Terakki’nin karşı çıkması nedeniyle bir eylem yapamadan ayrıldı.29 Ekim 1912 ölümüne kadar siyasal saygınlığını yitirmiş olarak yaşadı.</span></div>
<div style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> G.A. Muhtar paşa iyi bir asker olması yanısıra gökbilim ve Matematiğe de özel hevesi vardı. Üç arkadaşıyla Simkeşhane de bu günkü halkeğitimi kurslarına benzer çalışmalar yapmış halka okuma yazma öğretmişti.</span></div>
<div style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> <span class="GramE">Başlıca eserleri İlk baskısı Mısır'da yapılan zaman ve saatlerle ilgili Riyaz'ul Muhtar Mir'atü'l Mihat ve'l Edvar; Doğu ülkelerinde kullanılan tarihlerle ilgili bazı sorunlar ve güneş takviminin temelleri konusundaki Islahü't -takvim; takvim ve Osmanlılarda tarih sorunlarını konu edinen Takvim-i sal; İkinci basımı Sene-i Maliyenin Hicri sene ile İstibdaline Dair; El Basite; Sarair-i Kuran; Sergüzeşt-i Hayatımın cild-i Sanisi Muharebesi.</span></span></div>
<div style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 35.4pt; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<b><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> </span></b></div>
okuyanhttp://www.blogger.com/profile/05413132456832503701noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2325544223455049355.post-78679116868179407172015-07-06T10:16:00.008-07:002017-10-16T12:52:15.226-07:00 AHMET MİTHAT<div style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 35.4pt; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<b><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> AHMET MİTHAT</span></b></div>
<div style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> </span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhXMxIpr87Mpx2mXXcaOZwSlEWV5PyKFw9kuM5P5ZppwT0qfnW9vJsCW_Qh-9N_e8BFdf3i2YIGq4e1m3K7zHGMtYneycxki63YIkRKTFMiUPE1t_83hAVqwHpg2zsQP8eNh5Nv_BPDEj5Q/s1600/AHMET+M%25C4%25B0THAT.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhXMxIpr87Mpx2mXXcaOZwSlEWV5PyKFw9kuM5P5ZppwT0qfnW9vJsCW_Qh-9N_e8BFdf3i2YIGq4e1m3K7zHGMtYneycxki63YIkRKTFMiUPE1t_83hAVqwHpg2zsQP8eNh5Nv_BPDEj5Q/s1600/AHMET+M%25C4%25B0THAT.jpg" /></a></span></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> 1844–1912 Romancı öğrenimini Niş Rüştiyesi'nde tamamladı (1863),Rusçuk Mektubi Kalemi'ne <span class="GramE">girdi.Memurluğu</span> sırasında Fransızca öğrendi.Tuna gazetesine yazılar yazdı.Mithat Paşa'ca korundu.Tuna'ya başyazar oldu.Bağdat'a gitti.orada Hace-i Evvel Kıssadan Hisse kitaplarını yazdı.İstanbul'a döndü.Evinde kurduğu gazete ile gazeteciliğe başladı.Rodos'a sürüldü.İlk roman ve oyunlarını burada yazdı.Abdülaziz tahttan indirilince İstanbul'a döndü.Takvim-i Vakayı gazetesi ve matbaa-i Amire (Devlet Matbaası) müdürü oldu.(1877) Tercüman-ı Hakikat gazetesini çıkardı.Çeşitli memurluklar yaptı.1908 den sonra Tarül fünun da felsefe ve tarih dersleri okuttu.Tanzimat döneminin en tanımış yazarı oldu.Halk eğitimi konularında yapıtlar,edebiyatın konularını geliştiren öykü ve romanlar yazdı.Yapıtları çevrileri ile yaklaşık ikiyüz civarındadır.</span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"><script type="text/javascript">
<script async src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- Esnek reklam -->
<ins class="adsbygoogle"
style="display:block"
data-ad-client="ca-pub-0095909836518467"
data-ad-slot="3179068907"
data-ad-format="auto"></ins>
<script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>
</span></div>
<div style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> Başlıca eserleri: Hasan Mellah (Roman 1874/1875),Felatun bey ile rakım Efendi(1875),Paris'te bir Türk(1876), Henüz 17 yaşında(1880),Dürdane Hanım (1881/1882) Hayret (1884),Papazdaki Esrar(1890),Hayat ve Hakikat (1891),Jontürk (1908)</span></div>
<div style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<br /></div>
<div style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 35.4pt; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<b><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> </span></b></div>
okuyanhttp://www.blogger.com/profile/05413132456832503701noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2325544223455049355.post-13275152692404736462015-07-06T10:16:00.005-07:002017-10-16T12:52:32.326-07:00AHMET YESEVİ<div class="MsoNormal" style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<b><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> AHMET YESEVİ</span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> </span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhLTelLpSCDZL0Ldg7DIORIGWSmTZxIyxtghapl1uiZyvS830-0cN8u8NC4vKYQfUU97MVlOJOhNLz78g9U2yyOD4sLn3HlEe0Y-XMnz5iUnf4-l10fTLMg59V6lApyUTIncLreuZtPWFok/s1600/AHMET+YESEV%25C4%25B0.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhLTelLpSCDZL0Ldg7DIORIGWSmTZxIyxtghapl1uiZyvS830-0cN8u8NC4vKYQfUU97MVlOJOhNLz78g9U2yyOD4sLn3HlEe0Y-XMnz5iUnf4-l10fTLMg59V6lApyUTIncLreuZtPWFok/s1600/AHMET+YESEV%25C4%25B0.jpg" /></a></span></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> 12.Yüzyılda yaşamış olan ünlü Tarikat öncüsü, tasavvuf şairimizdir.<span class="GramE">(</span>Türkistan, Çimkent, Sayram? —Yesi 1166 <span class="GramE">)</span>İbrahim adlı bir şeyhin oğludur.7 Yaşındayken babasının ölümü üzerine ablası Gevher Şehnaz ile Yesi'ye gitti. Halk <span class="GramE">arasında,Horasan</span> Erenleri'nin piri olarak bilinir.Ailesi ,doğum tarihi , doğum yeri,öğrenimi üzerine hiçbir kesin belge ve bilgi yoktur.Türkistan’ın Sayram kasabasında doğmuştur.İlk tahsilini Yesi’de yapmıştır.Daha sonra Buhara’ya gitmiştir.Burada Hemedanlı Şeyh Yusuf’un (1049–1140) öğretisini benimsemiş,tasavvuf bilgisini geliştirmiş;temiz İslam inancıyla ,arı, duru,anlaşılır şiirler yazmıştır.Halkı aydınlatarak,Anadolu'nun Türk İslam yurdu olmasında büyük bir rol oynamıştır.Malazgirt zaferinin manevi havasını hazırlamıştır.Genel ve yaygın inanış Buhara'da bulunduğu zamanın bilgin ve mutasavvıflarından Yusuf Hemedani'nin çevresinde yetiştiği ,onun halifelerinden biri olarak Yesi'ye yerleştiği görüş ve inançlarını Yeseviye diye tanınan tarikatının ilkelerini yaymaya çalıştığı Peygamberin ölüm yaşı olan 63'ünden sonra çileye çekildiği yolundadır.Mezarına Timur'un yaptırdığı türbe kutsal bir ziyaret yeri olarak bilinir.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> Yesi de türbesi ve adına kurulmuş <span class="GramE">hankah ,Timur</span> tarafından görkemli bir yapı haline getirildi.Burası orta Asya ve Volga Terkleri’nin Özbek Kazakları'nın kutsal ziyaret yeri oldu.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> Yaşadığı dönemde <span class="GramE">ünü ,Siriderya</span> yöresinde ,Taşkent ve Dolaylarında ,Seyhun ötesindeki bozkırlarda hızla yayılmıştı.Halifeleri arasında Hâkim Süleyman Ata da (öl.1186) yer alıyordu.Anadolu'da geniş kitleler halinde yandaşlar kazandı.Tarikat uluları,düşün ve yazın adamları onun soyundan geldiklerini ileri sürdüler.Evliya Çelebi bunlardan biriydi.Sünni Nakşibendî tarikatına bağlı olanlar kadar Babai, Hayderi,Bektaşi gelenekleri de kendilerini onunla ilişkili sayıyorlardı.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<script type="text/javascript">
<script async src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- Esnek reklam -->
<ins class="adsbygoogle"
style="display:block"
data-ad-client="ca-pub-0095909836518467"
data-ad-slot="3179068907"
data-ad-format="auto"></ins>
<script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>
g</div>
<div class="MsoNormal" style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> Benimsediği tasavvuf öğretisini göçebe Türk toplulukları arasında yayan halk edebiyatı geleneğine <span class="GramE">dayanan,hece</span> vezniyle yazılmış ortak Ortaasya Türkçeci özelliklerini taşıyan şiirlerinden hangilerinin kesinlikle ona ait olduğu bilinmemektedir.Hikmet diye adlandırılan bu şiirlere türlü dönemlerde Yesevi dervişlerince Ahmet Yesevi'nin görüşlerini ve anlatım özeliklerini sürdüren yeni örnekler katıldığı kabul edilmektedir.En eski yazmaları ancak XVll.yy.a ait olan Divan-ı Hikmet'te dervişliğin erdemleri ,dinsel ahlaksal sonuçlara bağlanan İslam menkıbeleri Peygamberler ve tasavvuf adamalarıyla ilgili öykücüler ,dünyadan yakınmayı dile getiren ,kıyamet günlerinin yaklaştığını hatırlatarak müminleri Tanrı yoluna çağıran ,Lirizmden oldukça uzak ve öğretici yanları ağır basan ürünler yer alır.</span></div>
<div class="MsoNormal" style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> Temiz bir Türkçe ile kaleme aldığı tasavvuf şiirlerini “<b>Divan-ı Hikmet” </b>adlı kitabında <span class="GramE">toplamıştır.Bu</span> kitap asırlar boyu,beğenilerek okunmuştur.Şairimiz miladi 1166 yılında Yesi’de ölmüştür.</span></div>
<div style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 35.4pt; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<b><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> </span></b></div>
okuyanhttp://www.blogger.com/profile/05413132456832503701noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2325544223455049355.post-6323754458919978882015-07-06T10:16:00.002-07:002017-10-16T12:53:14.278-07:00 AHMET HİKMET MÜFTÜOĞLU <div style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<b><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> AHMET HİKMET MÜFTÜOĞLU</span></b></div>
<div style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> </span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhxs_mKrx4Q5NjIccBx6dwYnQwxkbUDPSQ-VC53ajBqz486UGxnh4iL48KvCejBQZuiGdi1K0ZgRyz5DNlnaJ51Evxz6z5nQqh6d8XNcjp_9EqeBatYhmvR36cd5NU_jSECr6GUFjPko1HJ/s1600/AHMET+H%25C4%25B0KMET++++M%25C3%259CFT%25C3%259CO%25C4%259ELU.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhxs_mKrx4Q5NjIccBx6dwYnQwxkbUDPSQ-VC53ajBqz486UGxnh4iL48KvCejBQZuiGdi1K0ZgRyz5DNlnaJ51Evxz6z5nQqh6d8XNcjp_9EqeBatYhmvR36cd5NU_jSECr6GUFjPko1HJ/s1600/AHMET+H%25C4%25B0KMET++++M%25C3%259CFT%25C3%259CO%25C4%259ELU.jpg" /></a></span></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> İstanbul 1870- ay. <span class="GramE">y</span>.1927 Yazar. Galatasaray lisesini bitirdi.(1888)Dış işlerinden görev almayı döneminin eğitim anlayışı çerçevesinde yeterli saydı. Konsolos Kâtipliklerinde bulundu. Konsolosluklar yaptı. Peşte Konsolosu oldu.(1912–1918).</span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;">Bakanlığının müsteşarlığına kadar yükseldi. Edebiyata Servetifünun dergisindeki ilk öyküleriyle <span class="GramE">katıldı.Herhangi</span> bir dil bilincinden uzak sorumsuzluğuyla özenli ve karışık bir anlatımla yazdı.</span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;">İkinci Meşrutiyet sonrasında oluşan Milli Edebiyat Akımına katılmayı gerekli gördükten sonra (Türk Derneği,Türk Yurdu,1911 Sonrası) konularını gerçek yaşamdan Türk tarihinden alan yalın dili ürünleriyle belli bir cephede yer aldı.Yeterince atanmadığı edebiyat alanında birkaç eserle yetindi. Bunlar: Haristan ve Gülistan,Öyküler,Çağlayanlar,Gönül Hanım.</span></div>
<div style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<br /></div>
<div class="MsoNormal" style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin: 0cm 0cm 0.0001pt; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<b><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> </span></b></div>
okuyanhttp://www.blogger.com/profile/05413132456832503701noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2325544223455049355.post-91938339268810001442015-07-06T10:15:00.002-07:002017-10-22T07:17:13.345-07:00AHMET CEVDET PAŞA <div style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 35.4pt; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<b><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> AHMET CEVDET PAŞA</span></b></div>
<div style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> </span><br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiqvS184GOOM4HlKzvnkU5u84N2GvEREt0v4LOEDoSc0hUujstG64l9izJjUU0A-wKD3ZQ5WsNd9I3yGpAmgrguihls7GvlVAT0RcGpCY82o7qZnCDJi9fIYy0WnWBJCY2-WEIRFU-6yY2S/s1600/AHMET+CEVDET+PA%25C5%259EA.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiqvS184GOOM4HlKzvnkU5u84N2GvEREt0v4LOEDoSc0hUujstG64l9izJjUU0A-wKD3ZQ5WsNd9I3yGpAmgrguihls7GvlVAT0RcGpCY82o7qZnCDJi9fIYy0WnWBJCY2-WEIRFU-6yY2S/s1600/AHMET+CEVDET+PA%25C5%259EA.jpg" /></a></span></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> Türk devlet <span class="GramE">adamı.Tarihçi</span>,hukukçu (Lofça 1822 ya da 1823- İstanbul 1895) İlköğrenimini Lofça da yapmış.1839 da medrese eğitimi için İstanbul'a geldi.Öğrenciliği sırasında devam ettiği Murat Molla tekkesi’nde Farsça öğrendi.Öğreniminde devlet adamları ve edebiyatçıları ile tanışma fırsatı buldu.İcazet aldıktan sonra Şeyhülislam tarafından Mustafa Reşit Paşa'ya tavsiye edilmesi yaşamında dönüm noktası oldu.siyasetle ilgilenme fırsatı buldu.1850 de Maarif meclisi üyeliği ve erkek öğretmen okulu müdürlüğüne atandı.Bursa’ya yaptığı bir gezide Fuat Paşa ile birlikte Kavaid-i Osmaniye adıyla ilk Osmanlı gramerini yazdı.Boğaziçi halkı için bir vapur şirketi kurulmasına ilişkin projeleri hazırladı.Encümen- daniş'in kurulmasında önemli rol oynadı. Üyesi olduğu bu kurulun kararı üzerine 1774–1826 arası Osmanlı tarihinin yazımını ve İbni Haldun'un Mukaddime'sinin çevirisini <span class="GramE">üstlendi.Fuat</span> Paşa ile Mısır'a gitti dönüşünde tarihinin üç cildini Abdülmecit'e sunması üzerine vakanüvisliğe getirildi.1856 da İslam Hukuku muamelatına ilişkin Metn-i Metin komisyonuna atandı ve hukuk çalışmalarına başladı.1857 de "Meclisi alii tanzimat" üyesi seçildi.Ceza kanunnamesinin tamamlanmasına çalıştı.Arazii seniye komisyonu başkanı olarak Arazi Kanunnamesi’ni hazırladı.Meclisi valeyi ahkâmı adliye üyeliğine getirildi.(1861).Aynı yıl olağanüstü komiser sıfatıyla İşkodra'ya ,daha sonra da Bosna Hersek müfettişi olarak Bosna'ya gönderildi.Bu bölgenin iç işlerini düzenlemekteki başarısı onun Derviş Paşa ile Kozan ıslahatıyla görevlendirilmesini sağladı.Vakanüvis'likten ve ilmiye mesleğinden ayrılarak vezirlik rütbesiyle Halep Valiliğiyle görevlendirildi.İstanbul’a çağrılarak yeni kurulan Divanı ahkâmı adliye reisliğine getirildi.(1868).Mahkemelerin ıslahı ve yeni kuruluşların (nizamiye mahkemeleri) düzenlenmesi bu dönemde ele alındığı gibi onun başkanlığında kurulan bir bilim kurulu Hanefi fıkhına göre hazırlanmış Mecelle'nin dört kitabını yayımladı.</span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;">
<script async src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- yenireklam lll -->
<ins class="adsbygoogle"
style="display:inline-block;width:600px;height:120px"
data-ad-client="ca-pub-0095909836518467"
data-ad-slot="1209204466"></ins>
<script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>
</span></div>
<div style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> Şeyhülislam’la anlaşamaması ardından görevden alınarak Bursa valiliğine gönderildi. Ancak onun dışında hazırlanan Mecelle'nin 5.ve 6.cildi şiddetli eleştiriler alınca Şurayı Devlet Tanzimat dairesi başkanlığıyla birlikte yeniden Mecelle cemiyeti başkanlığına yeniden getirildi.(1871).Onun gözetiminde Mecelle'nin 6.kitabı yeniden yazılıp diğer bölümleri de tamamlanılmaya çalışıldı. Maarif Nazırlığı'na atandı. Bu görevdeyken sıbyan okulları ıslahı, rüştiye ve idadilerde okutulacak derslerin düzenli bir programa bağlanması ve bu derslere ilişkin kitapların hazırlanması gibi önemli çalışmalarda bulundu. Daha sonra Devlet Şurası Başkanlığına (1874) Yanya Valiliği (1874) Yeniden Maarif Nazırlığı(1875) görevlerini üstlendi.</span></div>
<div style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> Sadrazam Mahmut Nedim paşa ile anlaşmazlığa düştü. Suriye Valiliğine atandıysa da daha bu göreve başlamadan Mahmut Nedim paşa düşünce üçüncü kez Maarif Nazırlığı'na getirildi. Yeni Padişah Abdülhamit ll, Paşa’yı yeniden Adliye Nazırlığı'na atadı. Kanuni Esasi'nin hazırlanması çalışmalarına katıldı. Ethem Paşa başkanlığındaki hükümette dâhiliye nazırı olarak görev aldı.1877–1878 Türk- Rus savaşı’na karşı olduğundan önce evkaf nazırlığına alındı(1877) sonra da Suriye valisi atanarak 1878 İstanbul'dan uzaklaştırıldı. Kısa bir süre ticaret nazırlığı yaptıktan sonra yeniden adliye nazırlığına getirildi. Bu görev sırasında İmparatorluk adliyesine tam bir biçim vermeyi başardı. İlk hukuk mektebini açtı. Ahmet Vefik Paşa'nın Başvekil olması üzerine adliye nazırlığı görevinden ayrıldı.(1882).Birkaç yıllık ayrılıktan sonra beşinci kez adliye nazırı oldu.(1886).Bu dönemde Padişahın özel encümenlerine maliye komisyonlarına ve Girit sorunuyla ilgili siyasal görüşmelere katılarak birçok alanda büyük etkinlik gösterdi. Ancak sadrazamlığa getirilen Kamil Paşa ile anlaşmazlığa düştüğü için bir kez daha bu görevden ayrıldı. Abdülhamit tarafından Meclisi Aliye üyeliğine getirildi.1890 ve yaşamının son yıllarını daha çok bilimsel çalışmalara verdi. Kısa bir rahatsızlığın ardından Bebek'teki evinde öldü.(1895).</span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"><script type="text/javascript">
<script async src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- Esnek reklam -->
<ins class="adsbygoogle" data-ad-client="ca-pub-0095909836518467" data-ad-format="auto" data-ad-slot="3179068907" style="display: block;"></ins>
<script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>
</span></div>
<div style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> Tanzimat'ın en önemli devlet adamlarından biri olan Cevdet paşa batıcılara karşı geleneğin temsilcisiydi. Sıkı sıkıya bağlı olduğu geleneğin özünde aynı kalması için bazı şeylerin değişmesi gerektiğini anlamıştı. Tanzimat Batıcılığı ile geleneği bağdaştırmaya çalıştı. Muhafazakâr ve reformculuğu savundu.</span></div>
<div style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> Siyasette hiçbir zaman birinci sınıf olamadı. M.Reşit Paşa için güvenilir ve yetenekli bir yardımcıydı. Abdülaziz döneminde denge unsuru oldu. Abdülhamit döneminde ise Padişah2ın sadık bir bendesiydi. Kanuni Esasi ve onun savunucusu olan Mithat Paşa’ya sonuna kadar karşı çıktı. Mithat paşa'nın yargılanması ve tutuklanmasında etkisi gözlerden kaçmadı.</span></div>
<div style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> Metn-i Metin komisyonu'nda çalışırken hukuksal sorunlarla ilgilenmeye başlayan Cevdet Paşa bu alandaki asıl ününü büyük ölçüde kendi eseri olan Mecelle ile <span class="GramE">yaptı.Medeni</span> hukuk alanındaki boşluğun Fransız medeni kanunu'nun çevrilerek doldurulmasını savunan barıcılara karşı olduğu kadar ,bu alanın ulemanın elinde başıboş bırakılmasına da karşıydı.Medeni Hukuk'un İslam hukukundan çıkarılması gerektiğini savundu ve kabul ettirdi.Başkanlığındaki Mecelle Heyeti 1868–1876 arasında Mecelle'nin onaltı kitabını hazırladı.Encümen-i Daniş'in görevlendirilmesi üzerine başlayan tarih çalışmalarını ölümüne kadar sürdürdü.1774–1826 arası Osmanlı İmparatorluğu'nu konu aldığı tarihi (Tarih-i Cevdet) Osmanlı tarihçiliğinin en önemli eserlerinden ve en büyük başarılarından biridir.İmparatorluğun dayandığı kurumların bir çözümlemesini yaparak Osmanlı toplumunu batılılaşmaya getiren nedenler üzerinde durur.Vakanüvisliği dönemindeki tanıklıklarına dayanan Tezakir döneminin siyasal ve toplumsal tarihi için önemli bir kaynak olduğu gibi yazarın gözlem yeteneğini de yansıtır. Abdülhamit'in isteği üzerine yazdığı Maruzat'ta 1839–1876 yılları olaylarını değerlendiren Cevdet Paşa ayrıca Kısas-ı enbiya ve Tevarih-i hulefa adlı birde İslam Tarihi yazdı.</span></div>
<div style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<script async="" src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- Esnek reklam -->
<br />
<ins class="adsbygoogle" data-ad-client="ca-pub-0095909836518467" data-ad-format="auto" data-ad-slot="3179068907" style="display: block;"></ins><script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> Cevdet Paşa edebiyat alanındaki çalışmalarına şiirle başladı. Sade bir dille yazdığı şiirlerini Divançe'sinde topladı. Dil alanında en önemli çalışması olan Kava id-i Osmaniye Bilimsel nitelikteki ilk Osmanlı Grameridir. Bu yapıtta Osmanlıcayı oluşturan üç dilin kurallarını özetler. Türkçenin bir bilim dili olabilmesi için yeni kavramları karşılaması gerektiğini gösterir. Halk diline yakın, açık yalın bir dili savunur. Bu kitabın sadeleştirilmiş biçimi olan Kavaid-i Türkiye (1873) uzun yıllar ders kitabı olarak okutuldu. Yazarın Belagat-ı Osmaniye adlı eseri edebiyat kurallarını kapsar. Bu yapıtta hece veznini Türkçeye en uygun vezin olduğu ileri sürülür. Hazırladığı tarihi kitapları onun samimiyetini anlatımdaki yalınlığını gösterir. Ayrıca Mecelle’deki i anlatım onun usta bir kalemden çıktığını belli eder.</span></div>
<div style="-webkit-text-size-adjust: auto; -webkit-text-stroke-width: 0px; color: black; font-family: 'Times New Roman', serif; font-size: medium; font-style: normal; font-variant: normal; font-weight: normal; letter-spacing: normal; line-height: normal; margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; orphans: 2; text-align: justify; text-indent: 0px; text-transform: none; white-space: normal; widows: 2; word-spacing: 0px;">
<b><span style="font-family: "verdana" , sans-serif; font-size: 10pt;"> </span></b></div>
okuyanhttp://www.blogger.com/profile/05413132456832503701noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2325544223455049355.post-20713486701932959132015-07-05T10:23:00.001-07:002017-10-16T12:54:43.341-07:00ALİ FUAT BAŞGİL ALİ FUAT CEBESOY<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<b><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">ALİ FUAT BAŞGİL<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> </span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi4tuT5ZyV5BziUoGG6lfYJ4b-j8VE7gGKjQPlZlpBTCOKGC-PrVYAbrppfSNQwKldZ7M9GDkHVB14f193mv538D5Qz3Pup9UxFrAGs9uvKxUQ1Kh1xRKKAP2Y-Nsg7GVJRZoXx51x1gfRV/s1600/AL%25C4%25B0+FUAT+BA%25C5%259EG%25C4%25B0L.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi4tuT5ZyV5BziUoGG6lfYJ4b-j8VE7gGKjQPlZlpBTCOKGC-PrVYAbrppfSNQwKldZ7M9GDkHVB14f193mv538D5Qz3Pup9UxFrAGs9uvKxUQ1Kh1xRKKAP2Y-Nsg7GVJRZoXx51x1gfRV/s1600/AL%25C4%25B0+FUAT+BA%25C5%259EG%25C4%25B0L.jpg" /></span></a></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Hukukçu öğretim görevlisi (Samsun/Çarşamba 1893 - İstanbul 1967) Çarşamba Rüştiyesi’nden sonra 1921 de Paris Bufon Lisesi'ni 1925 te Grenoble üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi.1928 de Paris Hukuk Fakültesinde doktorasını verdi.<o:p></o:p></span><br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> 1929–1930 arası Maarif Vekâleti yüksek Tedrisat umum müdür muavini olarak çalıştı.1930 da Ankara Hukuk Mektebi'ne doçent oldu.1931 de Profesör <span class="GramE">oldu.Bu</span> süre içinde Hukuk Fakültesi’nde Roma Hukuku dersleri okuturken aynı zamanda Gazi Terbiye Enstitüsü'nde Medeniyet tarihi dersleri verdi.1933 te İstanbul Hukuk Fakültesi Esasa Teşkilat Hukuku (anayasa) Profesörlüğüne atandı.1938 de İstanbul Hukuk Fakültesi dekanı oldu.1939 da Ordinaryüs Profesörlüğe yükseldi.1942 de Ankara'da Mülkiye Mektebi Müdürlüğü'ne getirildi.27 Mayıs 1960 tan sonra 147 öğretim görevlisi ile birlikte üniversiteden uzaklaştırıldı.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> 1961 seçimlerinde AP listesinde bağımsız Samsun Senatörü <span class="GramE">oldu.AP</span> kendisini Cemal Gürsel 'e karşı Cumhurbaşkanı adayı gösterdi.Yapılan uyarılar karşısında adaylıktan ve senatörlükten çekildi.İsviçre'ye gitti.Ocak 1962 -Aralık 1964 arası Cenevre Üniversitesi’nde Türk Tarihi ve Dili dersleri verdi.1965 seçimlerinde Samsundan AP milletvekili seçilerek yeniden TBMM ne girdi.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> Başlıca <span class="GramE">eserleri:Hukuk</span> sorunları (1928),Esas Teşkilat hukuk dersleri (1934),Hukuk'un ana meseleleri ve müesseseleri (1948),Seçim sistemimizin kıymeti ve eksiklikleri (1948),Demokrasi ve Hürriyet (1949),Türkiye Siyasi Rejimi ve Anayasa Prensipleri (1957),İlmin ışığında (1960),27 Mayıs İhtilali ve sebepleri (1966)<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><script type="text/javascript">
<script async src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- Esnek reklam -->
<ins class="adsbygoogle"
style="display:block"
data-ad-client="ca-pub-0095909836518467"
data-ad-slot="3179068907"
data-ad-format="auto"></ins>
<script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>
</span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 57pt 0.0001pt 0cm; text-align: justify;">
<b><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> ALİ FUAT CEBESOY<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 57pt 0.0001pt 18pt; text-align: justify; text-indent: 26.4pt;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh5Jn3GJm1pbPnsw2BxM4UxPt3RsTWkaMK-layg-Jl0zQ0OJ7JtqfVsDTbFMLVHi8ZBipejtxN3e9lUT90sBrYXkpRresN6Fs0eIOyPQic1x_Zoq2ICPrzLOxKDvvGLtmI4TIzSAEbqC6Ai/s1600/AL%25C4%25B0+FUAT+CEBESOY.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh5Jn3GJm1pbPnsw2BxM4UxPt3RsTWkaMK-layg-Jl0zQ0OJ7JtqfVsDTbFMLVHi8ZBipejtxN3e9lUT90sBrYXkpRresN6Fs0eIOyPQic1x_Zoq2ICPrzLOxKDvvGLtmI4TIzSAEbqC6Ai/s1600/AL%25C4%25B0+FUAT+CEBESOY.jpg" /></span></a></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Asker ve hükümet adamı.(İstanbul 1883-<span class="GramE">ay.y</span>.1968)sınavla girdiği harbiyeyi 1905 te bitirerek Kurmay yüzbaşı oldu.Beyrut Selanik’te stajını yaparak Kolbaşılığa yükseldi. (1907) Rumeli'nin çeşitli bölgelerinde eşkıya izledi.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt 35.4pt; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm -0.35pt 0.0001pt 0cm; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Osmanlı –İtalya savaşından önce Roma’da Ateşemiliter olarak görev aldı.(1908–1911). Balkan savaşı sırasında Kolordu Erkânı Harp başkanı sıfatıyla Yanya’nın savunmasında gösterdiği yararlılık sonucu Kaymakamlığa(Yarbay) <span class="GramE">yükseltildi.Birinci</span> Dünya savaşındaki başarılar nedeniyle Miralay(albay)(1915) ve mirliva (tuğgeneral) terfi ettirilerek (1916) 20. Kolordu komutanlığına atandı.Amasya protokolüne imzacı olarak katıldı.daha sonra kolordusuyla Ankara’ya gelip Yunan kuvvetlerinin Batı Anadolu’da ilerlemeleri karşısında ilk çete birliklerini kurarak direnme cephesi oluşturulmasına katkıda bulundu.Sivas kongresi ile benimsenen ilkeler ışığında Umum KUVAYI Milliye komutalığına getirildi.Bir süre Batı Cephesi’nde içinde Çerkez Ethem kuvvetlerininde bulunduğu çetelere ve yeni yeni oluşturulmaya başlanan düzenli birlikleri komuta etti.Yerine İsmet Paşa atanınca Kendisi olağanüstü yetkilerle Moskova’ya büyükelçi olarak atandı.Moskova’daki görüşmeleri sayesinde Kurtuluş savaşına Rusların silah ve para desteği sağlandı.yurda dönüşünde Konya'dan Milletvekili seçilerek meclis ikinci başkanlığına geldi ve bu görevi uzun süre devam etti.Kurtuluş savaşından sonra ll.ordu müfettişliğine atandı.1924 te ordudan ayrılıp Konya’dan Milletvekili seçildi.Terakki Perver Cumhuriyet Fırkası ‘nın kurucuları arasında yer aldı.Fırkanın ilk genel sekreteri oldu.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm -0.35pt 0.0001pt 18pt; text-align: justify; text-indent: 17.4pt;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm -0.35pt 0.0001pt 0cm; text-align: justify; text-indent: 18pt;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Şeyh Sait isyanının doğurduğu kargaşa ardından partisi kapatıldı ve İstiklal Mahkemesince Atatürk’e karşı suikast düzenlemek suçuyla İstanbul'da Tutuklandı.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm -0.35pt 0.0001pt 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">İzmir İstiklal Mahkemesince yargılandı ve Kazım Karabekir’le birlikte aklandı.1960 tan sonra siyasal yaşamdan çekilerek anılarını <span class="GramE">yazdı.Eserleri</span>:Milli mücadele Hatıraları,Moskova Hatıraları,Siyasi hatıralar,Sınıf arkadaşım Atatürk</span></div>
okuyanhttp://www.blogger.com/profile/05413132456832503701noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2325544223455049355.post-37911180430338620122015-07-05T10:22:00.003-07:002017-10-16T12:55:13.100-07:00Ali ÇETİNKAYA <div style="margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<b><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">Ali ÇETİNKAYA </span></b><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> <o:p></o:p></span></div>
<div style="margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> </span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhlKE3b0lo2nTGibXdeyKnaI7qPwHTqnZNkuIJwoiMVpL3T_Vrptkmj1XtunRop8jT58UumZTPHsC7icHNMrJwC1PRY7WKSMO5YahOMS6ej_EfLlc2EdTnQcMHJui-avBhq-6FsfJLQUsq7/s1600/Ali++%25C3%2587ET%25C4%25B0NKAYA.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhlKE3b0lo2nTGibXdeyKnaI7qPwHTqnZNkuIJwoiMVpL3T_Vrptkmj1XtunRop8jT58UumZTPHsC7icHNMrJwC1PRY7WKSMO5YahOMS6ej_EfLlc2EdTnQcMHJui-avBhq-6FsfJLQUsq7/s1600/Ali++%25C3%2587ET%25C4%25B0NKAYA.jpg" /></span></a></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> Afyonkarahisar 1878-İstanbul 1949 Asker hükümet <span class="GramE">adamı.Bursa</span> Askeri İdadisi'ni ve 1898 de de Harbiye Mektebi'ni bitirdi.Makedonya ve Arnavutluk'ta çetelere karşı savaşan Osmanlı Ordusu'nun yaptığı çatışmalara katıldı.<o:p></o:p></span><br />
<div style="margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> 1907 de İttihad ve Terakki Cemiyetine üye <span class="GramE">oldu.İkinci</span> Meşrutiyet'ten sonra 1908 Bulgaristan'daki çete etkinliklerini bastırmakla görevlendirilen birliğin komutanlığına getirildi.1911 de Trablusgarp'a giderek İtalyanlar'a karşı Mustafa Kemal ile birlikte Derne'de savaştı.l.Dünya savaşı'nda çeşitli cephelerde görev aldı.1917 de Kaymakamlığa (Yarbay) yükseldi.<o:p></o:p></span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">
<script async src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- Esnek reklam -->
<ins class="adsbygoogle"
style="display:block"
data-ad-client="ca-pub-0095909836518467"
data-ad-slot="3179068907"
data-ad-format="auto"></ins>
<script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>
</span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> Mondros Mütarekesi’nden sonra Ayvalık'ta ki 172.alay komutanlığına getirildi.29 Mayıs 1919 da İzmir den sonra Aydın ve Manisa'yı da alan İşgalci Yunan kuvvetlerine karşı 172 Alay ile Ayvalık ta direnişe <span class="GramE">geçti.Halkın</span> bu direnişe katılmasını sağladı.Ocak 1920 den son Osmanlı Meclis-i Mebusanı'na Afyon Karahisar mebusu olarak katıldı.16 Mart 1920 de İngilizler'in Malta'ya sürdüğü önde gelen Türk Asker, hükümet ve siyaset adamları arasındaydı.1921 de İngilizler kendisini serbest bırakınca Ankara 'ya geldi ve Afyon Karahisar Milletvekili olarak TBBM ye girdi.<o:p></o:p></span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> TBBM de ölümüne kadar Afyonkarahisar'ı temsil etti. Meclis'te Müdafa-i Hukuk Grubu içinde yer aldı.Halk fırkası kurulunca partinin meclis grubu başkan vekilliğine getirildi.1926 da Ankara'da kurulan İstiklal Mahkemesinin başkanlığında bulundu.16 Şubat 1934–3 Nisan 1939 arası İsmet İnönü ,Celal Bayar,Refik Saydam ın kurduğu hükümlerde Nafia vekili İkinci Saydam hükümeti'nde 31 Mayıs 1939–22 Kasım 1940 arası Muhabere ve Münakale Vekili olarak görev aldı.Adı çeşitli yerlere verildi.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<br /></div>
okuyanhttp://www.blogger.com/profile/05413132456832503701noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2325544223455049355.post-42543900390987396422015-07-05T10:22:00.000-07:002015-07-05T10:22:19.626-07:00ALEMDAR MUSTAFA PAŞA<div style="margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<b><span style="font-family: Verdana, sans-serif;">ALEMDAR MUSTAFA PAŞA<o:p></o:p></span></b></div>
<div style="margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"> </span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgCEbsmWpcF_85ClqTwOM4gev3xTrzzTfkSyOKTzvG8Y5WaHmPQmaYGWyoOI7pTfEjyYyJdlhWT7Mw9ZkKkNZULoqWiJeT0TfsQV1AH96dyDBmEiPhylEKzkqITaDr_jGSmxAaYeK5FIvKT/s1600/ALEMDAR+MUSTAFA+PA%25C5%259EA.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgCEbsmWpcF_85ClqTwOM4gev3xTrzzTfkSyOKTzvG8Y5WaHmPQmaYGWyoOI7pTfEjyYyJdlhWT7Mw9ZkKkNZULoqWiJeT0TfsQV1AH96dyDBmEiPhylEKzkqITaDr_jGSmxAaYeK5FIvKT/s1600/ALEMDAR+MUSTAFA+PA%25C5%259EA.jpg" /></span></a></div>
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"> Rusçuk ayanı <span class="GramE">Sadrazam.Hotin</span> 1765-İstanbul 16 Kasım 1808. Yeniçeri Hacı Hasan Ağa'nın oğludur.İlköğrenimini Rusçuk'ta gördü.İstanbul'a gelip Yeniçeri ocağına girdi.<o:p></o:p></span><br />
<div style="margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"> Osmanlı -Rus,Osmanlı-Avusturya savaşlarına katıldı.1787 Rusçuk'a döndükten sonra Tirsinikoğlu İsmail Ağa'nın hizmetinde göze girip ağanın haznedarlığına ve askeri birliklerinin bayraktarlığına yükseldi. Rusçuk'u kuşatıp inatçı saldırılardan vazgeçmeyen Pazvandoğlu'na karşı kazandığı zaferler nedeniyle Hassa Hasekiliği Hasa silahşoru, </span><span class="GramE" style="font-family: Verdana, sans-serif;">........</span><span style="font-family: Verdana, sans-serif;">Tirsinikli ölünce de Alemdar Rusçuk'a gelip yönetime el koydu. Hükümetçe Rusçuk Ayanlığı'na atandı. Yılıkoğlu ayaklanmasında Silistre'yi ele geçirdi.Rus saldırılarına karşı Sağlam savunma önlemleri aldı.İsmail kalesi’ni Ruslardan geri aldı. Avrupa'daki özgürlük hareketleri ile cephelerde Rus askeri hareketlerini düzenli olarak İstanbul'a bildirdi.Kendi askerleriyle Rus ordusunu yenip Tuna gerisinde üstünlük kurduktan sonra vezir rütbesi ve Tuna Seraskerliği ile Silisrte Valiliğine atandı.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"> İstanbul da ayaklanma sonucu öldürülen lll. Selim'in yerine tahta ll. Mahmut'u çıkardı.Sekban-ı Cedit adıyla düzenli asker ocağını kurdular.Zamanla Padişah'ı Alemdar aleyhine ikna ettiler.Bir süre sonra Alemdar Babıâli baskınıyla karşılaştı.Ayaklanmacılar Babıâli’yi kuşatıp çevreyi ateşe vermiş dışarı çıkan Sekbanları öldürmüş yanında birkaç adamıyla tek başına kalan alemdar beklediği yardımda gelmeyince mahzendeki barut fıçılarını ateşleyerek saldırganların bir bölümü ile kendiside öldü.Uzun aramalardan sonra bulunan cesedi At meydanına getirilip bir ağaca asıldı üç gün bekletildikten sonra Yedikule'ye getirilip bir kuyuya atıldı.Kemikleri 19 yıl sonra çıkarılıp yakın bir yere gömüldü.Öğrenimi olmayan Uzak görüşlü,Yiğit,cesur bir devlet adamıydı.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; text-align: justify;">
<b><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"> Alemdar Vakası:<o:p></o:p></span></b></div>
<div style="margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"> Yeniçeri ayaklanması 15 (Ekim 1808) Olağanüstü şartlarda sadrazamlığa getirilen alemdar Mustafa Paşa'nın devleti düzene sokma <span class="GramE">çabaları,pek</span> çok kişi ve kesim tarafından tepkiyle karşılandı.Alemdar’ın tahta çıkardığı Mahmut ll imzalamak zorunda kaldığı senedi ittifak ve Rusçuk yaranının artan nüfuzu nedeniyle Alemdar'dan hoşnut değildi.Ulema ,azalan saygınlığından yakınırken Yeniçerilerde Sekbanı cedit’in kuruluşunu kuşkuyla karşılamakta ve Alemdar'ın ocağı düzene sokmak girişimlerine tepki göstermektedir.Askerlikle ilgileri kalmadığı halde ocak defterine kayıtlı Yeniçerilerin ocaktan çıkarılması esame satışının yasaklanması ,Yeniçeri subaylarına sağlanan gedik,gibi birtakım çıkarların engellenmesi üzerinde ocaklıların Alemdar' a düşmanlıkları arttı.Fatih camiinde vaaz vermekte olan Abdullah Kuşmani Efendi'nin talimli sekban askerini övüp ,halkı sekban ocağına yazılmaya çağırması ,camide ulema ile yeniçeriler arasında bir kavganın çıkmasına yol açtı.Bab-ı âli duvarlarına "Rumeli'den geldi bir çıtak/Bayram ertesi ya kılıç oynayacak ya da bıçak" yazan yeniçeriler sadrazama tepkilerini ortaya koydular.Alemdar Yeniçerilerin tepkilerini pek önemsemedi.Yakınlarının uyarılarına karşın Bir takım manav,kayıkçı Leblebici güruhu ne yapabilir diye hiç bir önlem almadı.Sekbanları İstanbul'un çeşitli yerlerindeki kışlalara dağıttı.Kendisini destekleyen Rusçuk Yaranına da orduları ile birlikte yörelerine dönmelerine izi n verdi.Alemdar'ı ortadan kaldırmakta kararlı olan yeniçeriler,harekete geçmek için uygun ortam beklemeye başladılar.Kadir gecesi İftar yemeğinden Babı âliye dönen sadrazam 'a yol açmak isteyen adamlarının kalabalığı döverek dağıtmaları halkın tepkisine yol açtı.bu olayı fırsat bilen yeniçeriler harekete geçtiler.Kendilerine katılmayı reddeden yeniçeri ağası Mustafa Ağa'yı öldürdüler.Ardından Babı Ali yi kuşattılar.Sekbanlardan yardım isteyen Alemdar cevap alamayınca tek başına vuruşmak zorunda kaldı.Sonunda konağındaki cephaneyi ateşledi,saldırgan birkaç yüz yeniçeri ile birlikte öldü.Babı Ali'de Alemdar'ın kuşatıldığını duyan ll Murat Yeniçerilerin her ayaklanmada olduğu gibi saraya yöneleceğini düşünerek savunma önlemleri aldı.Çavuşbaşı Arnavut Memiş Efendiyi sadrazam kaymakamı atadı,Kaptanıderya Ramiz Paşa ile Üsküdar'da ki sekbanların seraskeri Kadı Abdurrahman Paşa'yı emrindeki sekbanlarla birlikte saraya çağırdı.Ramiz Paşa ,Levent çiftliğindeki sekbanları ,topçu askerini ,sekbanlarla birlikte Topkapı sarayına getirdi.Alemdarın o gece ve ertesi günü direnmesi saraya savunma için zaman kazandırdı.Saraya saldıran yeniçeriler sekbanların ateşiyle püskürtüldü.Bunarın bir kısmı karşı oldukları devlet büyüklerini arayıp öldürmeye koyuldular.Rusçuk yaranından sadaret Mustafa Refik Efendi öldürüldü.Tahsin ve Behiç Efendiler kaçtılar.Mustafa lV ün yeniden tahta çıkarılacağı söylentilerinin yayılması üzerine sarayda toplanan vezirler Şeyhülislamdan bir fetva alarak Mahmut ll nin de onayıyla eski padişah Mustafa lV ü boğdurttular.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"> 16 Kasım sabahı </span><span class="GramE" style="font-family: Verdana, sans-serif;">yeniçeriler ,Ayasofya</span><span style="font-family: Verdana, sans-serif;"> minarelerinden Sarayın bahçesine ateş etmeye başladılar.Erzakları biten sekbanlarda saraydan çıkış yaparak üç koldan Yeniçerilere saldırdılar.Bir bölümü cebeci kışlasını ele geçirdi.Yeniçeriler kışlayı ateşe verince ,çıkan yangın Divanyolu ,Sultan Ahmet, Ayasofya taraflarına yayıldı.Bu sırada Padişahta donanmanın ayaklanmaya katılanlara ateş açmasını emretti.Ağa kapısına düşen gülleler yeniçerilerin moralini bozdu,dağıldılar.Ulema yeniçerilerin bağışlanmalarını ve isteklerinin yerine getirilmesi için aracılık yapmayı üstlendi.Ulemanın ileri gelenlerinden birkaçı Padişahın huzuruna çıkarak isteklerini ilettiler .Ayaklananların dağılması şartıyla ateşkes uygulandı.Ancak 17 Kasım sabahı ,bir kısım ayaklanmacı Kandıralı Mehmet adlı zorbanın kışkırtmasıyla Tersaneyi ele geçirdi.Her ayaklanmada olduğu gibi Yeniçeri kazanları da Et meydanına getirildi.Üsküdar ve Levent çiftliğindeki sekban kışlaları ele geçirildi.Yeniçerilerin duruma egemen olduğunu gören Kabdan-ı derya Ramiz Paşa ,sekbanların komutanı Kadı Abdurrahman Paşa ve Bahriye Nazırı Moralı Ali Efendi kendilerini tehlikede gördüklerinden bir gemiyle saraydan kaçtılar.Ancak birçoğu yakalanıp öldürüldü.18 Kasım Sabahı bostancıların açtığı kapıdan saray bahçesine giren yeniçeriler,sekbanlardan 300–400 ünü daha öldürdüler.Sağ kalanlar kaçtı.Daha sonra Üsküdar yakasından sekbanların barındığı Selimiye Kışlası yakıldı.İstanbul'da duruma egemen olan Yeniçeriler suçladıkları vezir ve öteki yöneticilerin bir listesini Padişaha yollayıp bunların idamını ,sekban ocağının kaldırılmasını istediler.Yeniçerilerin isteğine uyularak Şeyhülislam Esat Efendi değiştirildi. Alemdar'ın desteklediği ya da onun tarafından atanan kişiler İstanbul dışına sürüldü ;Sekbanı Cedit Kaldırıldı.Bu ayaklanma yeniçerilerin isteklerinin yerine getirildiği son ayaklanma oldu.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: Verdana, sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<br /></div>
okuyanhttp://www.blogger.com/profile/05413132456832503701noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2325544223455049355.post-75772157629540304892015-07-05T10:21:00.003-07:002017-10-16T12:55:51.871-07:00ALEXANDER GRAHAM BELL<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;">ALEXANDER GRAHAM BELL<o:p></o:p></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span></b></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> </span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjtEH5vdYo7R40eaYPDHpx28uu9XxWbvXMFnGSGyDiTb43sRAtioCc-nTtUwU9h50Lo8ntRPD2ig9ULiw2QviBmIQR8rC0Bwemw2qiScqkLAVdwH9-9lAUJ3fa-0VUxmkKmhU_o2DM2w88H/s1600/ALEXANDER+GRAHAM+BELL.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjtEH5vdYo7R40eaYPDHpx28uu9XxWbvXMFnGSGyDiTb43sRAtioCc-nTtUwU9h50Lo8ntRPD2ig9ULiw2QviBmIQR8rC0Bwemw2qiScqkLAVdwH9-9lAUJ3fa-0VUxmkKmhU_o2DM2w88H/s1600/ALEXANDER+GRAHAM+BELL.jpg" /></span></a></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> ABD li mucit ve sanayici.1847–9223 Mart 1847 de İskoçya'nın Edimburg kentinde dünyaya geldi. Liseyi 14 yaşında bitirdi. Bir süre müzik öğreniminden sonra bir sağırlar alfabesi geliştiren babasının yanında çalışmaya <span class="GramE">başladı.Londra'da</span> University College'de anatomi ve fizyoloji eğitimi gördü.Ailesi 1870 de Kanada'ya yerleşince Bell 1871 de ABD ye giderek Boston'da sağırlara konuşmayı öğretmeyi amaçlayan bir okul açtı.Bir yıl sonra usta bir tamirci olan Thomas Watson'la tanıştı.1873–1876 yılları arasında,Watson'ın yardımıyla değişik bir telgraf aygıtı ve telefon üzerinde çalışmaya başladı.<o:p></o:p></span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><script type="text/javascript">
<script async src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- Esnek reklam -->
<ins class="adsbygoogle"
style="display:block"
data-ad-client="ca-pub-0095909836518467"
data-ad-slot="3179068907"
data-ad-format="auto"></ins>
<script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>
</span><br />
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> 2 Mayıs 1875 te kurduğu basit bir telefon düzeniyle bir müzik notasını iletmeyi başardı. Çalışmalarını altı ay daha sürdürerek bulduğu telefon aygıtını geliştirdi.7 Mart 1876 da telefon buluşunun patentini aldı. Bu buluş kısa sürede yüzyılın en değerli buluşlarından biri haline geldi. Bell bunun üzerine Bell telefon kumpanyası'nı kurdu. İlk ticari telefon santralini Connecticut Eyaleti'nde hizmete soktu.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> 1880 de Fransa tarafından verilen votka ödülü'nün parasıyla kurduğu laboratuarlarda, gramofonu geliştirdi. Bunun yanı sıra odyometre, fotofon gibi aygıtların yapımını sağladı. Ulusal coğrafya derneğinin yöneticiliğini de yapan 1896–1904 Graham Bell, dünyanın en ünlü dergilerinden "tha national Geographic Magazine"in yayımını gerçekleştirdi.1915 te New York'u San Francisco’ya bağlayan dünyanın ilk uzun mesafeli telefon hattını açtı. Yaşamının sonuna kadar araştırma yapan, yeni buluşların peşinde koşan Bell,1922 yılında öldü.<o:p></o:p></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div style="margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; text-align: justify; text-indent: 35.4pt;">
<br /></div>
okuyanhttp://www.blogger.com/profile/05413132456832503701noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2325544223455049355.post-90915182869243926082015-07-05T10:21:00.000-07:002017-10-16T12:56:34.174-07:00 ALBERT EİNSTAİN <div style="margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; text-align: justify;">
<b><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> ALBERT EİNSTAİN<o:p></o:p></span></b></div>
<div style="margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> </span></div>
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;">
<a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi23UKwwB416s5n_DphUaZCiVpaoY4xsh3c2TXC4W2WgriE0yJRTMNyiR67gWFnDyD8387jHTvDXmSQ8sT-ohQavEa4spmyCnghEO72kl6-m5viFJhN3OoiDm5BFTsOFYrrXdfOxzUQOwJw/s1600/ALBERT+E%25C4%25B0NSTA%25C4%25B0N.jpg" imageanchor="1" style="clear: left; float: left; margin-bottom: 1em; margin-right: 1em;"><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi23UKwwB416s5n_DphUaZCiVpaoY4xsh3c2TXC4W2WgriE0yJRTMNyiR67gWFnDyD8387jHTvDXmSQ8sT-ohQavEa4spmyCnghEO72kl6-m5viFJhN3OoiDm5BFTsOFYrrXdfOxzUQOwJw/s1600/ALBERT+E%25C4%25B0NSTA%25C4%25B0N.jpg" /></span></a></div>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> Alman asıllı Amerikalı fizik bilgini.(Ulm 1879-Princeton 1955) yılları arasında yaşayan ünlü bilgin. Yahudi asıllı bir ailenin çocuğu olarak Almanya'da dünyaya geldi<o:p></o:p></span><br />
<div style="margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /> Üç yaşına kadar hiç konuşmayan ve bu yüzden ailesi tarafından anormal olabileceği düşünülen Einstein küçük yaşta keman ve Piyano dersleri aldı. İlkokula giderken aynı zamanda dini eğitim görüyordu.12 yaşında amcasından cebir ve geometri dersleri almaya başladı. Ailesi İtalya'ya göç edince bir süre yatılı okuduysa da bu eğitime devam edemedi. Münih Lisesi'nde pek parlak olmayan bir orta öğrenimden sonra 1896 da Zürich’te Politeknik okulu'na devam etti. Burada da devamsız bir öğrenci oldu. Akademik bir başarı kazanamadı.18 yaşında en büyük bilginlerin ve Ernst Mach'ın yapıtlarını okudu. İsviçre vatandaşlığına geçti ve 1902 de Bern federal patent dairesinde iş buldu. Bu basit görevin sağladığı imkânlarla boş zamanlarında düzenli olarak bilimsel gazete ve dergileri okudu ve çağdaş fizikte baş gösteren sorunlar üzerine düşündü.1905 ta Alman Bilim dergisi Annalen der Physık'te 5 inceleme yayımladı.<o:p></o:p></span><br />
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span>
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><script type="text/javascript">
<script async src="//pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>
<!-- Esnek reklam -->
<ins class="adsbygoogle"
style="display:block"
data-ad-client="ca-pub-0095909836518467"
data-ad-slot="3179068907"
data-ad-format="auto"></ins>
<script>
(adsbygoogle = window.adsbygoogle || []).push({});
</script>
</span></div>
<div style="margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> 4 Kasım 1914 Berlin Bilimler akademisi'ne sunduğu "Genel görecelilik kuramı"geniş ilgiyle karşılandı. Küçük yaşlarından beri matematik çalışmaları yapan Einstain Zürih’te, çalışmalarının ağırlığını fizik alanına kaydırdı. Genç yaşta, bir süreden beri bilmece olan foto elektrik olayını çözdü ve bu olay atom fiziğine yeni ufuklar açtı. Zürih’te Prag'da ve Berlin'de profesör olarak görev yapan Einstain, 1921 de Nobel ödülünü aldı. Atom bombasının babası olarak kabul edilen Einstain, barışsever bir insandı. Nagasaki ve Hiroşima’ya atılan atom bombaları onu son derece rahatsız etmiş ve ölümüne kadar bilimsel gelişmelerin barışçı amaçlar dışına da kullanılmaması için çaba harcamıştır.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> Einstein hiçbir zaman bilimsel araştırmacıların oluşturduğu toplumsal grubun gerçek bir üyesi olmadı ve hiçbir zaman bir fildişi kuleye çekilmedi. <span class="GramE">İsrail devletinin verdiği, Sovyetler Birliği Nazizme karşı savaş ya da Nükleer silah yapımı gibi çağının büyük sorunlarına ilişkin olarak kamuoyu karşısında tutum almayı ödev bildi.1939 da Roosevelt'e yollanan ve zincirleme tepkimeler üzerine bir araştırma programı hazırlanmasını isteyen mektubu imzalamasına rağmen Los Alamos'ta bombanın hazırlanmasına katılmadı.1945 te nükleer silahın gerçekleştirilebileceği belli olduğunda bunu kullanmaması için Roosevelt'e yeniden bir mektup daha yazdı. </span>Mayıs 1946 da "Atom bilginleri uyanıklık komitesi" başkanı du.1955 te ölümüne kadar nükleer silahların kullanılmasına karşı çıktı.<o:p></o:p></span></div>
<div style="margin-left: 0cm; margin-right: 0cm; text-align: justify;">
<span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"><br /></span></div>
<div class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0.0001pt; text-align: justify;">
<b><span style="font-family: "verdana" , sans-serif;"> </span></b></div>
okuyanhttp://www.blogger.com/profile/05413132456832503701noreply@blogger.com0